Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/820 E. 2020/346 K. 26.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/820
KARAR NO: 2020/346
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 28/11/2017
NUMARASI: 2017/358 Esas – 2017/1045 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar)
KARAR TARİHİ: 26/02/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … plakalı aracın davacı nezdinde kasko sigortası ile sigortalı olduğunu, 06/03/2016 tarihinde …, … ve … plakalı araçların karıştığı trafik kazası meydana geldiği, hasara uğrayan sigortalı araç için 5.965,00 TL maddi tazminat ödendiğini, davalı şirkete yapılan rücuen tazmin başvurusunun reddedildiğini, davalı şirket hakkında başlatılan ilamsız icra takibine itiraz üzerine takibin durduğunu, itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu beyanla, icra takibine yapılan itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 28/11/2017 tarihli celsedeki beyanında; asıl alacak yönünden davanın konusuz kaldığını, davaya faiz vekalet ücreti yönünden devam ettiklerini beyan etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: 17/03/2017 tarihinde 5.965,00 TL’nin ödendiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “davanın reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; asıl alacağın davalı tarafından ödendiğini, ödeme yapılmış olsa bile takip dosyasındaki itirazın kaldırılması gerektiğini, davalı tarafın faiz, vekalet ücreti ve ferilerine ilişkin sorumluluğunun devam ettiğini, davanın itirazın iptali davası olduğunu, gerekçede alacaktan bahsedildiğini, gerekçe ile hüküm arasında çelişkiler bulunduğunu, çelişkilerin usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, bu çelişkilerin giderilmesi gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, rücuen tahsil konulu tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu; HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dava dilekçesi ile davacı nezdinde kasko sigortalı olan … plakalı araca yönelik hasar ödemesi devamında, arkadan çarptığı iddia olunan … plakalı araç sigortalayanı davalı şirket aleyhine takibe girişildiği açıklanarak itirazın iptali talep edilmiştir. Davacı tarafça davalı şirket ve dava dışı … hakkında başlatılan ilamsız icra takibine davalı şirket vekilince süresinde itiraz edilmiştir. Taraflar arasında takibe konu asıl alacağın ödendiği konusunda çekişme bulunmamakta olup, davacı vekili sunduğu 11.05.2017 tarihli dilekçe ile davalı tarafın 28.02.2017 tarihli ödemesi sonrası ödemenin kabul edildiğini, davanın asıl alacak yönünden konusuz kaldığını faiz, vekalet ücreti ve ferilere yönelik davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı tarafından yapılan ödeme 20.01.2017 takip tarihinden sonra ve 29.03.2017 tarihinde açılan dava tarihinden öncedir. Borçlu tarafından takipten sonra ve davadan önce asıl borç ödenmiş ise de itiraz sonucu takip tamamen durmuş olmakla, icra giderleri, vekalet ücreti ve faiz vs. yönünden duran takibin devamı için itirazın iptali davası açılmasında hukuki yarar vardır. Ne var ki bu feri taleplere ilişkin hesaplamalar kararın infazı aşamasında icra müdürlüğünce yapılacak kapak hesabıyla yerine getirilir. Bu durumda mahkemece davaya konu borç fer’ileri ile ilgili rakam ve miktar belirtilmeksizin yalnızca alacak kalemlerinden bahisle itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır (Yargıtay 17 Hukuk Dairesinin 12/03/2018 tarih ve 2016/20126 Esas ve 2018/1165 Karar sayılı ilamı ve 12/02/2018 tarih ve 2016/15516 Esas ve 2018/565 sayılı ilamı). Bu nedenle; HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davanın KABULÜNE, Asıl alacak ödenmiş olmakla, icra harç, gider, vekalet ücreti ve işlemiş faiz üzerinden takibin devamına, 2-Alınması gereken 54,40 TL harcın peşin alınan 101,87 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 47,47 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından davacıya iadesine, 3-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL peşin harç ile 134,60 TL yargılama masrafı olmak üzere toplam 189,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 4-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 3.400,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Karar kesinleştiğinde, artan gider avansının yatırana iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 23,50 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 98,10 TL istinaf başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/02/2020