Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/815 E. 2020/363 K. 26.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/815
KARAR NO : 2020/363
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 15/09/2017
NUMARASI : 2016/648 Esas – 2017/723 Karar
DAVA:Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 26/02/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı, İstinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin muris desteği … 25/04/2010 tarihinde sürücüsü olduğu aracın kaza yapması sonucu vefat ettiğini, aracın maliki tarafından ZMSS poliçesinin yaptırılmadığını bunun neticesinde güvence hesabı tarafından destekten yoksun kalan müvekkillerinin tazminatının davalı tarafından destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanarak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilerek yapılan yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın 25/04/2010 tarihinde meydana geldiğini, alacak zamanaşımına uğradığını davanın açılış tarihi itibariyle zamanaşımına uğradığını, müvekkili şirketin kaza yapan aracın ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunmaması halinde 175.000 TL ile sınırlı sorumluluğu bulunacağını, sürücü mirasçılarının sürücünün kusuruna dayanarak tazminat talep edemeyeceklerini, dava konusunun KTK ilgili maddeleri gereği teminat dışı haller kapsamında kaldığını, alacaklı borçlu sıfatının birleştiğini, kusur durumunun bilirkişi aracılı ile tespit edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince, “davanın kabulü ile davacılar … yönünden 34.702,73 TL, davacılar … yönünden 49.143,69 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Destekten yoksunluk zararı doktrinde ve Yargıtayın uygulamasında bir yansıma zarar olarak kabul edilmediğinden, Yargıtay’ın emsal birçok kararında araç sürücüsünün %100 kusurlu olması halinde mirasçılarının da kendi trafik sigortasından tazminat talep edemeyeceği yönünde karar verildiğini, davacıların desteğinin de davalının trafik sigortacısı bulunduğu aracın işleteni ve sürücüsü olan kişinin tek taraflı olarak kendisinin yaptığı kazada öldüğü, tam kusurlu bulunduğu, davalı trafik sigortacısının bir sorumluluğunun olmadığı dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığını, ilke olarak sürücünün (desteğin) ölümünden işletenin sorumlu olduğu, dolayısıyla davacıların işletenden talepte bulunma haklarının bulunduğu kabul edildiğini, yansıma yoluyla zarar görmüş olan destek tazminatı isteyenlerin, kendisine destek sağlayan kişinin sahip olduğu haktan fazlasına sahip olmaları mümkün olmadığını, desteğin kusurlu davranışlarının da aynı şekilde destek görenlere yansıyacağının kabul edilmesi gerektiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatına istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu, HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere itiraz verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, davacıların murisi …sürücüsü olduğu … plakalı araç ile karşı yönden gelen … plakalı sürücüsü … yönetimindeki traktöre çarpması sonucu 25/04/2010 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazasında motosiklet sürücüsü … vefat etmiştir. Kaza ile ilgili kaza tespit tutanağında ve savcılık aşamasında aldırılan ATK kusur raporuna göre muris … asli ve tam kusurlu olduğu tespit edilmiş, mahkemece aktüer bilirkişi raporunda hesaplanan tazminat miktarları hüküm altına alınmıştır. Davalı sigorta vekili KTK’nun 85/1 ve 95/1 maddeleri gereğince hazırlanan ZMSS genel şartlarının 1.maddesine TBK’nın 52.maddesi gereğince destekten yoksun kalma zararının yansıma zararı olduğu, zarar görenin istemeye hakkı olmadığından mirasçılarının da isteyemeceği, desteğin tam kusurlu olduğunu, TMK’nın 2.maddesindeki doğruluk ve dürüstlük kurallarına da aykırı olduğunu belirterek istinaf talebinde bulunmuş ise de;2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesine göre, “İşletenlerin, bu Kanun’un 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”. Aynı Kanun’un 85/1.maddesine göre “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”, 85/son maddesinde ise “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” Yukarıda açıklanan kanun hükümlerinden, zorunlu mali sorumluluk sigortasının motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Davacıların desteği müteveffa …, ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile olsun, salt vefat etmiş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup, desteğin kusurunun olması, davacıların hakkına halel getirir bir unsur olarak kabul edilemez. Dolayısıyla destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın, sigortacıdan talep edilmesi mümkündür. Bu çerçevede, kaza tarihi itibariyle, ZMSS poliçesi bulunmayan araç nedeniyle, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14.maddesine göre, ZMSS poliçesinin kaza tarihindeki limiti dahilinde Güvence Hesabı’nın sorumluluğu bulunmaktadır. Davacıların uğradığı zarara bağlı olarak talep ettikleri hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır. Ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusur davacıya yansıtılamayacaktır. Dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olması desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyecektir (Yargıtay 17. HD. 2014/17669 E. 2017/919 K.) (HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas, 2012/92 karar, HGK’nun 16.1.2013 gün ve 2013/17-1791 esas ve 2013/74 karar sayılı ilamları). Somut olayda kaza 14/05/2015 tarihinde meydana gelmiştir. ZMMS yeni genel şartlar ise 01/06/2015 de yürürlüğe girmiştir. Bu durumda mahkemece 2918 sayılı KTK ve Güvence Hesabı Yönetmeliği’ne göre, davalı Güvence Hesabının, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığı ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı Güvence Hesabı’nın sorumlu olacağından davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık yoktur.Açıklanan nedenlerle mahkeme kararında isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davalı yönünden Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 5.727,54 TL karar harcından peşin alınan ( 35,90 TL + 1.432,00 TL) 1.467,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.259,64 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf isteminde bulunanlar üzerinde bırakılmasına, 4-İnceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 26/02/2020