Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/77
KARAR NO : 2020/107
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 19/09/2017
NUMARASI : 2016/1 Esas – 2017/656 Karar
DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 29/01/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait … plakalı araç ile davalıların sürücüsü, malik ve trafik sigortacısı oldukları … plakalı aracın 04.09.2015 tarihinde trafik kazasına karıştığını, eksper raporuna göre araçta 20.790,00TL değer kaybı meydana geldiğini kaza nedeniyle meydana gelen 20.790 TL değer kaybının, davalı … ile davalı … A.Ş.’den 04.09.2015 kaza tarihinden itibaren, davalı … A.Ş.’den poliçe limiti ile sınırlı olması kaydıyla 03.01.2016 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı …A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğuna ilişkin iddiaları kabul etmediklerini, davada talep edilen değer kaybının sigorta teminatı altında olup olmadığının genel şartlara göre tespit edilmesi gerektiğini, davacı tarafından tek taraflı ve yokluklarında yapılan ekspertiz raporunun kabulünün mümkün olmadığını ayrıca davacının faiz istemlerinin de kabul edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davaya konu alacağın zaman aşımına uğradığını, davanın trafik sigortacısı … A.Ş.’ye yöneltilmesi gerektiğini, kazanın meydana gelmesinde davacının aracını kullanan sürücünün kusurlu olduğunu, hakkaniyete uygun düşmeyecek şekilde tanzimle gelen trafik kaza raporunun kabul edilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince, “20.000,00 TL değer kaybı alacağının davalı… A.Ş nin sorumluluğu 7.084-TL ile sınırlı olmak kaydıyla, davalı sigorta şirketinden dava tarihi 03/01/2016 tarihinden, diğer davalılar …A.Ş. ve … olay tarihi 04/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, Fazla talebin reddine , ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … vekili ile davalı … istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, kusur değerlendirilmesini kabul etmediklerini, aracın sigortalı olduğunu, sigorta şirketinin sorumlu olduğunu, hükümde sigorta şirketinin sorumlu olduğu miktarın yazılmasının yanlış olduğunu, kararın bozulmasını talep etmiştir.Davalı … istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Devlet memuru olduğunu, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 13.maddesi gereğince davanın husumetten reddi gerektiği halde kabul edilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf talep etmiştir. Dava, iki taraflı trafik kazasından kaynaklanan değer kaybı tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Somut uyuşmazlıkta davalı araç işleteni ile davalı sigorta şirketi arasında zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmaktadır. Sigorta hukuku 6102 sayılı TTK’nın 1401 vd. maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası ise 1483 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Davacı da zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesine dayanarak davalı sigorta şirketinden de tazminat talep etmektedir. Bu durumda dava, TTK’da düzenlenmiş olan sigorta hukukuna dayandığından TTK’ nın 4/1. maddesine göre mutlak ticari dava olup ihtilafın çözümünde görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesidir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 27/03/2017 gün ve 2014/19001E. – 2017/3223K. sayılı, 30/03/2017 gün ve 2015/5763E. – 2017/3414K. sayılı kararları). Bu doğrultuda davalı PTT vekilinin, mahkemenin görevine ilişkin istinaf iddia ve itirazı yerinde değildir. Somut uyuşmazlıkta, 04/09/2015 tarihinde meydana gelen çift taraflı maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle talep edilen değer kaybı tazminatı davasının 03/01/2016 tarihinde KTK’nın 109/1.maddesindeki 2 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde dava açıldığından davalı PTT vekilinin, zamanaşımına ilişkin istinaf iddia ve itirazı yerinde değildir.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesine göre işletenlerin, bu Kanun’un 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur. Aynı Kanun’un 85/1. maddesinde ise bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı düzenlenmiştir. Kaza tarihinde yürürlükte olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 162/1.maddesine göre müteselsil borçlulardan her biri, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumludur . Aynı Kanun’un 163.maddesine göre borç tamamen ifa edilinceye kadar alacaklıya karşı bütün borçluların sorumluluğu devam eder. Alacaklı, borçluların birinden, bir kısmından veya hepsinden alacağını talep etme ve dava açma hakkına sahiptir.Yukarıda belirtilen KTK’nın 85 ve 91. maddelerindeki düzenlemeler gereğince trafik kazası sonucu oluşan maddi zararlardan işleten, sürücü ve trafik sigortacısı zarar görene karşı müteselsilen sorumludur. Zarar gören davacı, BK’nın 162 ve 163 maddesi gereğince müteselsil sorumluların hepsine karşı dava açabileceği gibi bunlardan sadece birine karşıda tazminat davası açabilir. Davalı zarara sebebiyet veren aracın işleteni olduğuna göre aleyhine dava açılmasında ve ayrıca davalı sigorta şirketinin mahkeme tarafından hükmedilen tazminat miktarından bakiye kalan poliçe limiti ile sorumlu olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından bu yöndeki istinaf itirazlarının yerinde değildir. Mahkemece hükme esas alınan Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’nin 10/03/2017 tarihli kusur raporu raporunun dosyadaki bilgi ve belgelere uygun, gerekçeli ve denetlenebilir olduğu kanaatine varıldığından, bu rapora itibar edilerek karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalı PTT vekilinin kusura yönelik iddia ve itirazı yerinde değildir. Davaya konu edilen zarar doğurucu haksız fiil, trafik kazası şeklinde gerçekleşmiş olup, davalı sürücü … de haksız fiil faili konumunda olduğu ve sorumluluğunun temelini Borçlar Kanunu’nun haksız fiil hükümleri oluşturduğundan, bu davalı aleyhine KTK hükümlerine göre müteselsil sorumlu olarak dava açılabileceği ve bu davada da adli yargının görevli olduğu nedenle davalı … vekilinin kusura yönelik iddia ve itirazı yerinde değildir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/6604 E.2019/1991 K., 2016/7017 E. 2019/2347 K.)Bu nedenlerle; davalı PTT vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı … vekili ile davalı … yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 1.366,20 TL karar harcından peşin alınan 342,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.024,20 TL harcın davalı …A.Ş.’den tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 1.366,20 TL karar harcından peşin alınan 341,55 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.024,65 TL harcın davalı … tahsili ile Hazineye irat kaydına 4-İstinaf talep edenlerin istinaf başvurusu nedeniyle yaptıkları yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının iadesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.29/01/2020