Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/7 E. 2020/96 K. 29.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/7
KARAR NO : 2020/96
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 19/09/2017
NUMARASI : 2016/218 Esas – 2017/722 Karar
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/01/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …, … A.Ş.Yetkili Bayisi olan … Tic.ve San.A.Ş.den 25.02.2015 tarihinde, … marka, … 1.477 … tipi, 2015 model, … plakalı, … motor numaralı, … şaşe numaralı sıfır kilometre aracı 42.500.TL ödeyerek satın aldığını, bu bedele boya şapka, LPG takılması vs.dahil olup anahtar teslim olarak anlaşıldığını, müvekkilinin aracı teslim aldıktan kısa bir süre sonra araçta çeşitli arızalar meydana gelmeye başlandığını, davalılarca müvekkiline satılan aracın ayıplı olduğundan, müvekkilin yasal seçimlik haklarından bedel iadesi ve sözleşmeden dönme hakkı nedeniyle, araç bedeli olarak ödenmiş olduğu 42.500,00 TL’nin ihtarname ile 16.06.2015 tarihinde temerrüde düşürülmüş olan davalıların temerrüt tarihinden itibaren işleyecek T.C Merkez Bankası avans faizi ile birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı …. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; görev itirazında bulunduğunu, davaya konu araçta üretim kaynaklı herhangi bir sorun mevcut olmadığını, sözleşmeden dönülmesi halinde kazanç elde edilmiş olacağını, ayıplı olmayan, faydalanmaya engel teşkil etmemiş/etmeyen ve dışarıdan yapılan bir işlem sonucu oluşan bir soruna rağmen akitten dönme değerlendirilecekse de, davacının bu zamana kadar arcı kullanmayla elde ettiği tüm ticari kazançların hesaplatılması ve bununla birlikte her halükarda hak ve menfaatler dengesi gereği BK.227.madde hükümlerinin gözetilmesi gerektiğini ileri sürerek, davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine, usulden red talebi yerinde görülmezse haksız ve mesnetsiz ikame edilmiş huzurdaki davanın reddine, yargılama masrafları ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı … Tic.ve San.A.Ş.vekilinin cevap dilekçesinde özetle; görev itirazında bulunduklarını, dava konusu araçta fabrika çıkışı olmayan, dışarıda taktırılan LPG kiti mevcut olduğunu, hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz olarak açılmış olan huzurdaki davanın reddine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince, “Davanın reddine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: dava konusu aracın maksimum yağ tüketimi bulunmasına rağmen hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu hususun etraflıca değerlendirilmediğini ve mahkemece bu hususun göz ardı edilmiş olduğunu, bu nedenle yerel mahkemenin kararının hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin Bakırköy 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/54 D.iş. Sayılı dosyasından tespit yaptırmış olup, yapılan tespit sonucu aracın olağan değer dışında yağ eksilttiğinin net bir biçimde ortaya konulmuş olduğunu, bilirkişi raporunda tespite konu aracın gizli ayıplı olduğu kanaatine varıldığını, meydana gelen arızaların LPG den kaynaklanamayacağının açıkça bildirilmiş olduğunu, kaldı ki LPG kitinin de davalı Şirket tarafından taktırılarak anahtar teslim şeklinde müvekkiline teslim edilmiş olduğunu, LPG kitinden kaynaklanacak teknik sorunlardan davalı …’nun sorumlu olduğunu, bilirkişilerin araç üzerinde inceleme yapmadan adeta bir önceki raporu tekrar ettiklerini, bu nedenlerle İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Dava araç satımdan kaynaklanan ayıplı ifa nedeni ile alacak istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporlarına göre araçtaki yağ yakma sorununun aracın LPG’li olmasından kaynaklandığı, gizli veya açık bir ayıp niteliğinde olmadığı, aracın ticari taksi olarak kullanıldığı kilometresinin 182.164 km’de olduğu belirtilmiştir.Hükme esas alınan bilirkişi raporların dosyadaki bilgi ve belgelere uygun, gerekçeli ve denetlenebilir olduğu kanaatine varıldığından, bu rapora itibar edilerek karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Ayrıca dava konusu aracın LPG’li sisteme çevrilmesine ilişkin davacı adına düzenlenen faturada dava dışı bir firma tarafından LPG takıldığı anlaşılmaktadır. Bu sistemin davalılar tarafından takıldığına ilişkin delil ve belge bulunmamaktadır. Bu nedenle İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, 4- Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.29/01/2020