Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/679 E. 2020/204 K. 06.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/679
KARAR NO: 2020/204
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 05/10/2017
NUMARASI: 2015/102 Esas 2017/1078 Karar
DAVA: Tazminat
KARAR TARİHİ: 06/02/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerin babası ve eşi olan destek … ‘un 10/06/2012 tarihinde sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araç ile ve davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı olan … plakalı çekici tır ile çarpışması sonucunda hayatını kaybettiğini, bunun üzerine davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını ancak davalı tarafından kısmi bir ödemenin gerçekleştiğini beyanla … ‘un hayatını kaybetmesi nedeniyle destekten yoksun kalan müvekkillerinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla … için 2.000 TL, … için 2.000 TL, … için 2.000 TL, … için 2.000 TL … için 2.000 TL, … için 2.000 TL destekten yoksun kalma tazminatına karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın davalı şirket nezdinde Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, davacıların dava tarihinden önce yapmış olduğu başvurusu üzerine davalı şirket tarafından davacılara 10/08/2012 tarihinde toplam 124.527,00 TL ödeme yapıldığını, davalı şirket tarafından davacılara ödeme yapıldığı halde davalı aleyhine davanın açıldığını, ayrıca davacı tarafa ödenen tazminatın ibraname mukabilinde ödenmiş olması nedeni ile davanın reddi gerektiğini, davacı tarafın zararını ispat etmesi gerektiğini, davalının ancak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle sorumlu olabileceğini, teminatın tek hasar görenlerin birden fazla olması halinde KTK 96,maddesi uyarınca teminatın paylaştırılması gerektiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, ” Davanın kısmen kabulü ile; Davacı … için belirlenen 45.507,16 TL, Davacı … için belirlenen 5.421,01 TL, Davacı … için belirlenen 6.117,14 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak bu davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-Davacılar …, … ve … yönünden açılan davanın reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: Davanın hak düşürücü süreye uğradığını, KTK 111. Madde gereğince iki yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, davanın usulden reddi gerektiğini, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini beyan ederek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. 2918 sayılı KTK’nin “sorumluluğa ilişkin anlaşmalar” başlığını taşıyan 111. maddesi gereği, “ Karayolları Trafik Kanunu ile öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir”. Bu madde hükmü gereğince, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasadaki bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Yasada belirtilen 2 yıllık süre hak düşürücü süre olup, mahkemece res’en dikkate alınması gerekir. Somut olayda, davaya konu kaza nedeniyle davalı tarafından davacılar vekilinden ibraname alındığı, yapılan ödeme miktarının ibranamede yazılı olduğu, davalı vekilinin ödeme tarihi olarak belirttiği 10/08/2012 tarihine davacı tarafın karşı çıkmadığı ve bu konuda uyuşmazlık çıkarmadığı , KTK.nun 111/2. maddesinde yer alan 2 yıllık süre hak düşürücü süre olup resen nazara alınması gerektiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, dava tarihi olan 20/01/2015 tarihi itibarıyla KTK.111/2 maddesinde yer alan iki yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olmasına rağmen mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2017/1671 Esas 2018/1245 Karar sayılı ilamı). Bu nedenle; HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıdaki aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davanın REDDİNE, 2-Alınması gereken 54,40 TL harcın yatan peşin yatırılan 215,34 TL harçtan mahsubu ile 160,94 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından davacılara iadesine, 3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına, 4-İlk Derece Mahkemesinin kesinleşen hükmünün 8.bendi gereğince (davacılar …, … ve … yönünden reddedilen kısım için) reddedilen kısım yönünden davalı lehine 1.980,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 5-Davacılar …, … ve … için reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesap ve takdir edilen 3.400 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 48,50 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 85,70 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.06/02/2020