Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/677 E. 2020/202 K. 06.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/677
KARAR NO: 2020/202
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 07/11/2017
NUMARASI: 2015/1269 Esas 2017/1212 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 06/02/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 23/07/2015 tarihinde müteveffa …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı motorsikleti ile seyrederken tek taraflı trafik kazası sonucu hayatını kaybettiğini, davacılar … ve …’ın müteveffanın desteğinden yoksun kaldığını, diğer davacının ise müteveffanın nişanlısı olduğunu, ve onunda destekten yoksun kaldığını bu nedenle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davacı … ve … için ayrı ayrı 4000 TL ve diğer davacı … için 2000 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dosyada öncelikle kusur durumunun tespitinin gerektiğini, davalı … şirketinin sigortalının kusuru oranında sorumlu olduğunu, destekten yoksun kalma tazminatlarının teminat kapsamı dışında kaldığını, davacıların desteklik olgusunu ispatlaması gerektiğini, hükmedilebilecek faizin yasal faiz olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, “Davanın Kabulüne;Davacı … için 122.030,30 TL, davacı … için 105.552,87 TL, davacı … için 62.416,83TL destekten yoksun kalma tazminatının, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: Sigortalı araç sürücüsü desteğin %100 kusurlu olduğu, tazminat isteminin reddi gerektiğini, nişanlı lehine hesaplama yapılmasının kabul kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, tazminata esas alınan gelir tutarının kabul edilmesinin mümkün olmadığını, artış oranların fazla olduğunu belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Tazminat talebine dayanak olan kazanın tarihi 23/07/2015 , kazaya konu … plakalı motorsiklete ait ZMSS poliçesinin düzenlenme tarihi 14/03/2015 ‘dir. Yeni genel şartlar 01/06/2015 tarihinde, poliçenin düzenlenme tarihinden sonra yürürlüğe girmiştir. Genel Şartların yürürlük tarihi dikkate alınarak yapılan incelemede Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun yerleşik içtihatları uyarınca; Davacının ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağı, dolayısıyla tam kusurlu araç sürücüsünün ve onun eylemlerinden sorumlu olan işletenin üçüncü kişilere verdiği zararların da teminat altına alındığı ve destekten yoksun kalan davacı da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğuna göre, davalı kurum zararın tamamından kaza tarihinde geçerli olan trafik sigortası teminat limiti dahilinde sorumlu olacağından, davacılar davalı kurumdan destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecektir. (YHGK., 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas – 411 karar; YHGK., 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas, 2012/92 karar; YHGK., 16.01.2013 gün, 2012/17-1491 esas, 2013/74 karar.) Bu açıklamalara göre davalı vekilinin bu bende yönelik istinaf başvurusu yerinde değildir. Dosya kapsamında hükme esas alınan 29/05/2017 tarihli aktüer bilirkişi raporunda davacının desteğin kazancının dosya kapsamına sunulan temmuz 2015 maaş ödemesi ve o tarih itibariyle net asgari ücret baz alınarak tazminata esas ücretinin asgari ücretine oranın belirlendiği anlaşıldığına göre davacı vekilinin bu yöne değinen istinaf itirazı yerinde değildir. Dosya kapsamında davacılar vekili, desteğin, davacı … ile ölmeden önce nişanlı olduğunu, ilerde evleneceklerini ileri sürerek destekten yoksun kalma tazminatı talep etmiş, mahkemece desteğin nişanlısı davacı için bakiye ömür süresince destekten yoksun kalma tazminatına karar verilmiştir. Destek tazminatı ölenin yakınları lehine takdir olunur. Destekten yoksun kalma tazminatı hükmolunabilmesinin asgari şartı; destekten yoksun kalmadır. Desteğin ölümü yüzünden kendisine bakılan kimsenin bu bakımdan kısmen veya tamamen yoksun kalması lâzımdır. Bu yoksun kalma maddî bir zararı ifade eder. Nişanlılık evlilikten önceki döneme ilişkin bulunduğundan bu dönemde nişanlıların birbirlerine karşı nafaka yükümlüğü yahut başka bir bakım ve gözetim mükellefiyeti yoktur. Kaldı ki destek tazminatı, fiili ve sürekli olarak bakımdan yoksun kalınması halinde takdir edilen bir tazminattır. Somut olayda davacı nişanlı, evlilik sonrası dönem için destekten yoksun kaldığını iddia etmiştir. Davacı nişanlının, desteğin ölüm tarihi itibari ile destek ile aynı işyerinde sigortalı olarak çalıştığı, davacı … ile davacının aynı evde yaşadıklarının ve destek tazminatını gerektiren ispat edilmiş bir kazanç kaybı dosya kapsamında somut bir şekilde saptanamamıştır. Bu doğrultuda davacı … yönünden destekten yoksun kalma tazminat hesabı yapılması doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle; HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının davacı … yönünden düzeltilerek aşağıdaki aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- DavaLı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davanın KISMEN KABULÜNE; Davacı … için 122.030,30 TL, davacı … için 105.552,87 TL, destekten yoksun kalma tazminatının, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, Davacı … tarafından açılan açılan davanın REDDİNE, 2-Alınması gerekli 15.546,20 TL ilam harcından peşin yatırılan 34,16 TL peşin harç ve 980,00 TL ıslah harcının mahsubu ile 14.532,04 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca, davacı … lehine 12.512,42TL, davacı … lehine 11.194,23 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, 4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesap ve takdir edilen 8.914,19 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalıya verilmesine, 5-Davacılar … ve … tarafından yapılan 34,16 TL peşin harç, 980,00 TL ıslah harcı, 290,25TL posta-tebligat masrafı, 1.600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.904,41 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, 6- Davacı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ; 1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 59,85 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 85,70 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın davalıya iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 06/02/2020