Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/661 E. 2020/248 K. 17.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/661
KARAR NO : 2020/248
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 15/12/2017
NUMARASI : 2017/7172 D.İş Esas 2017/7172 D.İş Karar
(İtiraz Hakem Heyeti 19/11/2017 tarih, 2017/İHK-4711)
DAVA : Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
KARAR TARİHİ: 17/02/2020
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin desteği olan …’un 24.10.2016 tarihinde tek taraflı trafik kazası sebebiyle vefat ettiğini, kazaya karışan … plakalı aracın davalıya sigortalı olduğunu, destekten yoksun kalma ve diğer zararların tazmini için davalıya başvuru yapıldığını ancak herhangi bir cevap verilmediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik her bir davacı için 4.050,00 TL olmak üzere toplam 20.050,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının 10.12.2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacılar ıslah dilekçesi ile talebini toplam 109.680,85 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın meydana gelmesinde müteveffanın asli tam kusurlu olduğunu, bu nedenle 01.06.2015 tarihli genel şart maddelerinin uygulanması gerektiğini, genel şartların A.6.c ve A.6.d maddeleri gereğince başvurunun reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla aktüer hesabında TRH tablosunun kullanılması ve müteveffanın tekrar evlenme ihtimalinin de hesaplamada dikkate alınması gerektiğini belirterek başvurunun reddini talep etmiştir.Uyuşmazlık Hakem Heyeti, “başvurunun kısmen kabulüne, eş … için 88.369,57 TL ve … için 21.311,28 TL olmak üzere toplamda 109.680,85 TL destekten yoksun kalma tazminatının 02.01.2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak başvuru sahibine verilmesine, talebin fazlaya ilişkin kısmı … için 4.050,00 TL, … için 4.050,00 TL ve …için 4.050,00 TL olmak üzere toplam 12.050,00 TL miktarındaki taleplerinin reddine” karar vermiş, davalı vekilinin itiraz etmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti,” davalı vekilinin itirazının kabulüne, başvuru sahiplerinin taleplerinin reddine” karar vermiştir. Bu karara karşı davacılar vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davaya konu kazada müteveffanın araçta kalp rahatsızlığı sonucu aracın kontrolünü kaybetmesi sonucu kazanın meydana geldiğini, kalp rahatsızlığı bulunan şoförün araç içinde rahatsızlanarak kaza geçirmesi sebebiyle şoförün kusurlu olduğundan bahsetmenin hukuka aykırı olduğunu, müteveffa ile sigorta şirketi arasında düzenlenen poliçenin 26.04.2016 tarihinden önce yapıldığını, bu nedenle müteveffanın o tarihteki kanun ve poliçe şartlarını kabul ederek poliçeyi imzaladığını, o tarihte hangi hüküm ve yasalar uygulanıyorsa poliçe tarihinden sonraki değişiklikler muris ve müvekkilleri açısından da hak kaybına yol açacağından sözleşme tarihindeki şartların her iki tarafı bağladığını, dolayısıyla bu tarihten önce kesilmiş olan poliçenin mevcut olması hususunun gözardı edilerek karar verilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu; HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Davacılar …’a yönelik istinaf talebi açısından;5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin (12). fıkrasında Beş bin Türk Lirasının altındaki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarının kesin olduğu, Beş bin Türk Lirası ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarına karşı kararın Komisyonca ilgiliye bildiriminden itibaren on gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere Komisyon nezdinde itiraz edilebileceği, itiraz üzerine verilen kararların kesin olduğu, ancak Kırk bin Türk Lirasının üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında itiraz üzerine verilen kararlar için temyize gidilebileceği belirtilmiştir.Somut uyuşmazlıkta başvuru sahibi fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak HMK’nın 107. maddesine göre belirsiz alacak davası açmıştır. Bu durumda dava tarihi itibariyle henüz davacının tazminat tutarı belirlenmemiş olduğuna göre verilen karar kesin nitelikte olmayacağından hakem kararına karşı Komisyon nezdinde itiraz yolu açıktır. Oysa davacılar vekilince müvekkilleri …bakımından Komisyona müracaat edilmeksizin istinaf yoluna başvurulmuş, bu suretle istinafa başvuru koşulu yerine getirilmemiştir.Açıklanan nedenle itiraz yolu tüketilmeksizin istinaf yoluna başvurulduğundan 5684 sayılı Yasa’nın 30/12. ve HMK’nın 352/1-ç maddeleri gereğince adı geçen davacılar yönünden istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı …’ a yönelik istinaf talebi açısından;Karayolları Trafik Kanunu’nun 91.maddesi uyarınca, aynı Kanun’un 85. maddesinde belirtilen, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda, poliçe limiti dahilinde işletenin sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırılması zorunludur.
Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. maddesine göre sigorta poliçesi, tarafların haklarını, temerrüde ilişkin hükümler ile genel ve varsa özel şartları içerir.
Yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Genel şartların C.10. maddesi ile 12.08.2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükten kaldırılmıştır. Yeni genel şartlar C.11 maddesine göre genel şartlar yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun sonucu olarak artık eski genel şartların, yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma olanağı bulunmamaktadır.
Somut olayda, kazanın 24.10.2016 tarihinde gerçekleştiği, poliçenin ise ZMMS Genel Şartlarının yürürlüğe girdiği tarihten sonra 09/03/2016 günü tanzim edilmiş olduğu görülmektedir.
Başvuru sahibi, davalıya zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı aracın desteğin tek taraflı kaza yapması sonucu desteğin vefat ettiğini belirterek destekten yoksun kalma tazminatı talep etmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nın A.3. maddesine ve A.5. maddesinin (ç) bendine göre ancak üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla destek zararları, destekten yoksun kalma (ölüm) teminatı kapsamındadır. Bunun sonucu olarak, sigortacının destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırasında mutlaka ölen kişinin üçüncü bir kişi olması gerekir. İşletenin eylemlerinden sorumlu olduğu sürücünün üçüncü kişi olarak kabul edilmesi mümkün değildir.Yine genel şartların A.6. maddesinin (d) bendinde destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat kapsamı dışında tutulması nedeniyle sürücünün asli kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında değildir.Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanunu’nda da sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerini sigorta teminat kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığı ve kapsama giren teminat türleri arasında bulunmamasına göre, başvuru sahibinin destek tazminatını talep etme hakkı bulunmamaktadır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartlarının yürürlük tarihinden sonraki kazalarda, bu tarihten sonra düzenlenen poliçeler ile ilgili verdiği kararlar da bu yöndedir. Bu nedenle, İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacılar vekilinin davacı … yönünden istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
Açıklanan nedenle, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/12. ve HMK’nın 352/1-ç maddesi uyarınca, davacılar vekilinin davacı … yönünden istinaf başvurusunun reddine, davacı … yönünden ise istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davacılar vekilinin davacı … yönünden istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacılar vekilinin davacılar … yönünden yapılan istinaf başvurusunun 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/12. ve HMK’nın 352/1-ç maddesi uyarınca REDDİNE,
3-6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,
3-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine,
4- İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,
5-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
6- İstinaf talebi için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacılar … yönünden HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin, davacı … yönünden HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/02/2020