Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/612 E. 2020/397 K. 04.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/612
KARAR NO : 2020/397
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 29/11/2016
NUMARASI : 2014/1025 Esas 2016/1176 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 04/03/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ… :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’nın 28/09/2013 tarihinde davalı … adına kayıtlı … plaka sayılı araç ile neden olduğu kaza sonucu müvekkillerinin kızı ve kardeşi olan …’ın vefat ettiğini, trafik kaza tespit tutanağında sürücünün dikkatsiz ve süratli oluşu ile 52/1A bendini ihlal ettiğinin ve 149 promil alkollü olduğunun tespit edildiğini, Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturma kapsamında alınan 30/10/2013 tarihli raporda sürücü …’nın asli kusurlu olduğunun belirlendiğini ve taksirle ölüme neden olma suçundan Kocaeli 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/601 sayılı dosyası ile dava açıldığını, kazaya konu aracın… Sigorta’da Karayolları ZMSS kapsamında sigortalı olduğunu, vefat eden …..’ın hayat dolu bir kişiliğe sahip ve Kocaeli Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor MYO son sınıf öğrencisi olduğunu, kaza sonucu müvekkillerinin derin bir ızdırap içine girdiğini, anne ve babasının kızlarının desteğinden yoksun kaldığını belirterek müvekkilleri … ve … için şimdilik 1.000,00 TL destekten yoksunluk tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ayrıca anne … için 50.000,00 TL, baba … için 50.000,00 TL, kardeşlerden kazada bulunan ve yaralanan … için 30.000,00 TL, … için 25.000,00 TL, … için 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı … cevap dilekçesinde özetle; meydana gelen trafik kazasında kusuru olmadığı, bu nedenle maddi ve manevi tazminat ödeme yükümlülüğü olmadığı, davacıların sigorta şirketinden 43.138,00 TL tazminat aldıkları ve zararlarının karşılandığı, müteveffanın ailesi ile aynı şehirde yaşıyor olmasına rağmen ailesinden ayrı bir evde yalnız yaşadığı, öğrenci olduğu ve geliri olmadığı, bu nedenle ailesine desteğinin söz konusu olmadığı, taleplerin fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … cevap dilekçesinde özetle; kazanın kendisine ait olan ve oğlu …’nın kullandığı araçta meydana geldiği, oğlunun kusuru bulunmadığı, müteveffanın kemer takmayarak kusurlu olduğu, araçtaki hava yastıklarında arıza bulunduğu, sürücünün kusuru olmadığından kendisinin tazminat ödeme yükümlülüğü olmadığı, davacıların sigorta şirketinden ödeme aldıkları, emekli bir kişi olduğu ve maddi ve manevi zararları olduğu, davacıların taleplerinin yerinde olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … cevap dilekçesinde özetle, davacılara 15/11/2013 tarihinde 43.138,00-TL ödeme yapıldığı, sorumluluklarının poliçe limiti ile sınırlı olduğu, kusur ve aktüer bilirkişi raporları alınması gerektiği, müvekkilinin sorumluluğunun dava tarihinden itibaren olduğu, avans faizi isteminin yasaya aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “
1-Davacılar … ve … tarafından davalılar aleyhine açılan maddi tazminat davasının REDDİNE,
2-Davacıların davalılar … ve … aleyhine açmış oldukları manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile;
-Davacılar … ve …’tan her biri için 35.000,00’er TL manevi tazminattan %20 oranında hatır taşıması, %20 oranında müterafik kusur indirimleri yapılmak suretiyle davacılar … ve …’ın her biri için netice olarak 22.400,00’er TL manevi tazminatın 28/09/2013 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
-Davacı … Çeri için 10.00,00-TL manevi tazminattan %20 oranında hatır taşıması, %20 oranında müterafik kusur indirimleri yapılmak suretiyle bu davacı için 6.400,00-TL manevi tazminatın 28/09/2013 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı … Çeri’ye verilmesine,
-Davacılar … ve …’ın her biri için 13.500,00’er TL manevi tazminattan %20 oranında hatır taşıması, %20 oranında müterafik kusur indirimleri yapılmak suretiyle bu davacıların her biri için 8.640,00’ar TL manevi tazminatın 28/09/2013 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılar … ve …’a verilmesine,
-Manevi tazminat taleplerinden fazlaya dair isteklerin reddine,” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacılar vekili ile davalılar … tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Maddi tazminat yönünden gerekçeli kararda bahsi geçen raporun 27/01/2015 tarihli olduğu, mahkemece 04/02/2016 tarihli hatalı hesaplamanın düzeltildiği ek raporun gözden kaçırıldığı, 27/01/2015 tarihli rapor asgari rapor hesaplama için asgari ücreti esas alacaksa dahi 2016 yılı asgari ücret zammını kapsamadığından eksik olduğunu, bu haliyle kararın hatalı olduğunu, manevi tazminat yönünden takdir edilen miktarın düşük olduğu, müterafik kusur ve hatır taşıması değerlendirmesine dayalı indirimin dosya açısından hatalı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar … ve … istinaf başvuru dilekçelerinde özetle; meydana gelen kazada …’nın kusuru bulunmadığını, müteveffanın da alkollü olduğunu, seyir halindeyken müteveffanın birden üzerine hamle yapması ile aracın kontrolünü kaybettiğini, ikazına rağmen müteveffanın emniyet kemerini takmadığını ve kusurlu olduğunu, araçtaki teknik arıza ve hava yastıklarının açılmamasının mahkemece nazara alınmadığını, bu yöndeki Tekirdağ 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/130 D. İş nolu delil tespiti dosyasının dosyaya celp edilmediğini, davacı …’in kazadan 1,5 ay sonra tatile gittiğini, bunun manevi tazminat açısından üzüntüsünün gerçeği yansıtmadığını göstereceğini, hatır taşıması ve müterafik kusur oranının % 20 kabulünün düşük olduğunu, daha fazla oranda olması gerektiğini, takdir edilen manevi tazminatın yüksek olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu; HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.6100 sayılı HMK`nun 194/1. maddesinde; “…taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırmalıdırlar…” hükmüne; 31. maddesinde ise “Hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açısından belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir.” hükmüne yer verilmiştir. Davanın doğru biçimde sonuçlandırılması için davanın ne olduğunun anlaşılması gerekir. Mahkemece, dilekçenin içeriğine göre davacının isteği belirlenip uyuşmazlık buna göre çözüme kavuşturulmalıdır.Somut uyuşmazlıkta, dosya kapsamına göre dava dilekçesinde davacı … için manevi tazminat talebinin kardeşinin ölümüne mi yoksa kendi yaralanmasına mı ilişkin olduğu açık olmadığı halde HMK’nın 31 ve 194.maddeleri gereğince davacılar vekiline bu açıdan talebini açıklamak ve gerektiğinde düzeltmek konusunda süre verilerek sonucuna göre karar verilmelidir. İlk Derece Mahkemesince alınan 27.01.2015 tarihli aktüer bilirkişi kök raporunda yapılan hesaplama ve ödemenin mahsubu ile maddi tazminat açısından karşılanmayan zarar bulunmadığı açıklanmış, müteveffanın gelirinin saptanması için yazılan müzekkere yanıtları geldikten sonra aktüer bilirkişiden 04.02.2016 tarihli kalan destek tazminatına ilişkin yeni hesaplamayı içerir ek rapor alınmıştır. Ancak gerekçeli kararda müteveffanın gelir durumu ve ücretinin ne miktar üzerinden kabul edildiğinin ve alınan ek rapora rağmen hangi neden ve gerekçe ile kök raporun hükme esas alındığı ve üstün tutulduğunun tartışılmaması doğru olmamıştır. Müterafik kusur ve hatır taşıması olgusu mahkemenin kabulünde olmasına, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin hatır taşıması ve müterafik kusur bulunması halinde tazminattan indirim oranının ayrı ayrı % 20 olarak kabul edileceği yönündeki yerleşmiş içtihatlarına göre değerlendirme yapılmış olmasına göre davalı tarafın bu hususa değinen istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2. maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir.Davacı …’in kazadan 1,5 ay sonra tatile gitmesi üzüntüsünün gerçeği yansıtmadığı yönünde yorumlanamayacağı ve manevi tazminat belirlemesinde kriter olarak alınamayacağından istinaf talebi yerinde değildir. Ancak desteğin kardeşi olan davacılar … açısından hangi nedenle farklı miktarlarda manevi tazminata hükmedildiğinin gerekçede tartışılmamış olması; Yine manevi tazminatın belirlenmesinde tarafların kusuru ve olayın oluş şekli kriter ise de manevi tazminatın bu ve açıklanan diğer kriterlere göre belirlenmesi gerekirken, hüküm fıkrasında müterafik kusur ve hatır taşıması bakımından oranlama yapılarak ve miktar belirtilerek manevi tazminat miktarının saptanması doğru olmamıştır. Türk Borçlar Kanunu’nun 53. maddesi gereğince, hukuk hakimi ceza hakiminin tespit ettiği kusurla bağlı değil ise de Ceza Mahkemesince tespit edilen fiilin hukuka aykırılığı ve illiyet bağını saptayan maddi vakalar yönünden Ceza Mahkemesi kararı ile bağlıdır. Somut uyuşmazlıkta; Tekirdağ 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/130 D. İş sayılı delil tespiti dosyası örneği dosyaya getirtilmiş olmakla birlikte, hava yastıklarının açılmamış olması iddiasına yönelik savunmanın etkisinin gerekçede tartışılmamış olması, sürücünün ceza mahkemesindeki savunmasında da dile getirilen seyir halindeyken müteveffanın birden üzerine hamle yapması ile aracın kontrolünü kaybettiğine ilişkin beyanı değerlendirildiğinde ceza dosyasında kazanın oluşu ile ilgili kabul edilecek maddi olgular iş bu davanın sonucunu doğrudan etkileyeceğinden ceza mahkemesi kararı ve kesinleşmesinin beklenmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru olmadığından bu yöne değinen istinaf itirazı yerindedir.
O halde Mahkemece; aynı olay nedeniyle açıla ceza mahkemesi kararı ve kesinleşmesinin beklenmesi ile tarafların mali ve sosyal durumları ile yukarıda açıklanan ilkeler ile müteveffanın müterafik kusuru ve hatır için taşınması da birlikte değerlendirilerek somut olaya uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davacılar vekili ve davalılar … ve …’nın istinaf başvurularının kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davacılar vekili ve davalılar … ve …’nın istinaf başvurularının KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,
4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Davacı vekili ve davalılar … ve … tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.04/03/2020