Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/608 E. 2020/194 K. 06.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/608
KARAR NO: 2020/194
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 14/11/2017
NUMARASI: 2016/403 Esas 2017/886 Karar
DAVA: Tazminat
KARAR TARİHİ: 06/02/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; … plaka sayılı kamyonet ile müvekkillerinin desteğinin yolcu konumunda olduğu … plaka sayılı otomobil arasında iki taraflı ölümlü ve yaralanmalı trafik kazasının meydana geldiğini, müvekkillerinin oğlu olan …’ün kaza yerinde vefat ettiğini, müteveffanın yolcu olarak bulunması sebebiyle kusuru olmadığını, müteveffa …’ün müvekkillerinin desteği olması nedeniyle vefat sonucu müvekkillerinin destekten yoksun kalarak tüm maddi desteklerini yitirdiğini, kazaya karışan … plakalı aracın davalı … Sigorta A.Ş. tarafından sigortalı … plaka sayılı aracın ise davalı … Sigorta A.Ş. tarafından sigortalı olduğunu, destekten yoksun kalan müvekkilleri için arttırılmak üzere asgari 1.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalılardan alınarak destekten yoksun kalan müvekkillerine ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı definde buluduklarını, dava konusu trafik kazası sonucu müvekkili şirketin sorumluluğunun, sigortalının kusuru oranında ve sigorta poliçe limiti kapsamında sınırlı bulunduğunu, davacıların davasını ve müteveffanın davacılara destek olduğu hususlarının ispatlanması davacıların kazanımları varsa tazminattan indirilmesi, aktüerya incelemesi desteğin eşi ve çocuğuna yapılan ödemenin dikkate alınması ve ceza davasının sonucunun beklenilmesi gerektiğini beyan ile davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazada sebebiyle başvuru yapılmadığı nedenle reddi gerektiğini, desteğin eşi ve çocuğuna fazla fazla ödeme yapıldığını, yasal faize hükmedilmesi daha önce tespit edilen kusur oranına göre hesaplama yapılması ve anne ve baba desteklik oranının en fazla %5 alınması gerektiğini beyan ile davanın reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, ” Davacıların davasının Kabulüne,36.101,93 TL’nin davalı … Sigorta A.Ş.’den, 2.123,64 TL’nin … Sigorta A.Ş.’den dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacı …’e ödenmesine,45.966,83 TL’nin … Sigorta A.Ş’den 2.703,93 TL’nin davalı … Sigorta A.Ş.’den dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacı …’e ödenmesine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde: Müteveffanın eşi ve çocuğu tarafından daha önce ikame edilen Serik 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/450 esas sayılı dosyasında gelirin tamamı dağıltıldığını, bu pay dağılımı çerçevesinde müvekkili şirket tarafından ödeme yapıldığını, bu sebeple müvekkili şirketin hiçbir sorumluluğunun kalmadığını, ilgili dosyada destek oranları hesaplanırken müteveffanın anne ve babasının hayatta olduğu, destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilme ihtimalleri düşünülmeksizin desteği payı eşi … ve oğlu … arasında dağıtıldığını, müvekkili şirketin hiçbir sorumluluğunun kalmadığını, müteveffanın eşi ve çocuğu tarafından daha önce ikame edilen davada hatır taşımasının mevcut olduğunun tespit edilmesine rağmen belirlenen tazminattan indirim yapılmamasının hakkaniyete aykırı olduğunu kararının kaldırılmasını ve müvekkili Şirket yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda BK’nın 43. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan sözedebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının sözkonusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve ödenceden indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından sözedilemeyecektir. Ayrıca Hakim tazminattan mutlaka indirme yapmak zorunda değilse de bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir. Somut olayda; davalı … Sigorta A.Ş tarafından cevap dilekçesi verilmiş ancak davalı vekili cevap dilekçesinde desteğin hatır için taşındığı yönünde iddia ve savunma ileri sürülmemiştir. yargılama devam ederken vermiş olduğu 16/10/2017 tarihli beyan dilekçesi ile hatır taşımasının varlığını ileri sürmüştür. Hatır taşıması indirimi yapılabilmesi için davalı tarafın cevap dilekçesinde, bu yönde savunma getirmesi ve taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartlarını ortaya koyması gerekmektedir. Bu doğrultuda davalı vekilinin hatır indirimi yapılmasına yönelik istinaf başvurusu yerinde değildir. Dosya kapsamında davacılar anne ve babanın destekten yoksun kalma tazminat hesabı yönünden hükme esas alınan 21/04/2017 tarihli aktüerya bilirkişi raporunda davalı sigorta şirketleri tarafından desteğin eşi ve çocuğuna yapılan ödeme miktarı dikkate alınarak bakiye limitlerinin zararı karşıladığı belirtilmiş olmakla garameten paylaşım yapılacak bir hususun bulunmadığından davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusu yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 5.935,89 TL karar harcından peşin alınan 1.483,97 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.451,92 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf talep edenin istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının iadesine, 4-Duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.06/02/2020