Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/52 E. 2020/266 K. 17.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/52
KARAR NO: 2020/266
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 19/07/2017
NUMARASI: 2015/408 Esas – 2017/877 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 17/02/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 25/05/2013 günü dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile sürücü … idaresindeki … plakalı aracın çarpışması sonucu meydana gelen kazada, … plakalı araçta yolcu olarak bulunan müvekkil …’ın ağır şekilde yaralandığını, kaza neticesinde müvekkiline maluliyeti söz konusu olduğundan dolayı ödeme yapıldığını ancak ödeme miktarının düşük olduğunu, müvekkilinin iş gücü kaybına ve ayrıca kazadan sonra çalışamamasından dolayı maddi kazanç kaybına uğradığını, davalıların müvekkiline yapmış olduğu eksik ödemeden dolayı sorumlu olduklarını, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakkı saklı kalmak üzere 1.000,00 TL’sinin davalılardan … ve … Sigorta A.Ş.’den başvurduğu tarihin 8. iş gününden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile talebini 91.905,44 TL’ye yükseltmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya sebebiyet veren ve sigortasız olduğu iddia edilen … plakalı aracın sürücüsüne davanın ihbarını talep ettiğini, müvekkil kurumun davacı tarafa ödemede bulunarak üzerine düşen tüm sorumluluğu yerine getirdiğini ve davacının tüm zararının karşılandığını, müvekkil kurumun söz konusu zararın tazmini adına başka bir sorumluluğu bulunmadığını, kazanın oluşumundaki kusur oranlarının tespitinin Adli Tıp Kurumu vasıtasıyla yapılması gerektiğini, davacının daimi maluliyet durumunun tespiti adına Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden özürlü sağlık raporu alması gerektiğini, davaya konu maluliyet tazminatının uzman bilirkişilerce hesaplanması gerektiğini, SGK tarafından davacıya ödenmiş veya ödenen rücuya tabi tazminat miktarı tespit edilerek müvekkili kurum tarafından ödenecek tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, hatır taşımasının varlığının tespiti halinde hesaplanacak tazminattan indirime gidilmesi gerektiğini, …’nın sorumluluğunun poliçedeki teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, davacı tarafın temerrüt faizi talebinin mesnetsiz olduğunu, müvekkili kurum yönünden ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğini ifadeyle, haksız ve mesnetsiz açılan davanın davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın oluşumundaki kusur oranlarının tespitinin Adli Tıp Kurumu aracılığıyla yapılması gerektiğini, davacının daimi maluliyet durumunun tespiti adına Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden özürlü sağlık raporu alması gerektiğini, davaya konu maluliyet tazminatının uzman bilirkişilerce hesaplanması gerektiğini, SGK tarafından davacıya ödenmiş veya ödenen rücuya tabi tazminat miktarı tespit edilerek müvekkili kurum tarafından ödenecek tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, hatır taşımasının varlığının tespiti halinde hesaplanacak tazminatta indirime gidilmesi gerektiğini, müvekkil kurum yönünden ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğini, haksız ve mesnetsiz açılan davanın davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini iddia ve talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile 6.601,40 TL geçici iş göremezlikten kaynaklanan tazminat ile 85.304,04 TL daimi iş gücü kaybından doğan tazminat olmak üzere toplam 91.905,44 TL tazminatın poliçe limitleriyle sınırlı olmak kaydıyla davalılardan (Davalı … 73.524,36 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen tahsiline ve anılan tazminatlara davalı … Sigorta yönünden 10/10/2014 tarihinden itibaren, davalı … yönünden 27/08/2014 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmek suretiyle davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, … yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur konusunda uzman bilirkişi tarafından alınan raporda, … plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin kusursuz olduğunun tespit edildiği, müvekkilinin mağduriyetine sebebiyet verecek şekilde aktüerya raporu ile hesaplanan tazminattan davalı … lehine %25 gibi yüksek bir oranda hatır taşıması indirimi yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, her durumda hatır taşıması indiriminin yapılmaması gerektiğini, aktüerya raporunu esas alarak talebin arttırıldığı aşamada mahkemenin takdiri ile tazminattan ne miktarda indirim yapılacağını bilmenin imkansız olduğunu, hakkaniyet indirimi nedeniyle reddolunan kısım yönünden … lehine vekalet ücreti hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ifadeyle kararın kaldırılması ve talep doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep edilmiştir. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yargılama öncesi davacı tarafından başvuru yapılırken Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden alınan sağlık raporunda davacının maluliyet oranının % 9,75 olduğunu, bu oran doğrultusunda tazminat hesabı yapılarak davacı tarafa ödeme yapıldığını ancak mahkemece alınan maluliyet raporunda maluliyet oranının %15,20 tespit edildiği ve bu oran üzerinden tazminat miktarının yüksek hesaplandığını, söz konusu raporlar arasındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, iki rapor arasında fahiş farkın bulunduğunu, geçici iş göremezlik kaybından doğan zararının tazmini hususunda …nın sorumluluğunun bulunmadığını, mahkemenin her ne kadar hatır taşıması indirimi uygulanması gerektiğini gerekçesinde belirtse de hesaplanan tutarlar üzerinden herhangi bir hatır taşıması indirimine gitmeksizin hüküm tesis ettiğini ifadeyle usul ve yasaya aykırı kararın kaldırılması ve … yönünden davanın reddi talep olunmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat talebine ilişkindir. HMK’nın 355. Maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenin ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; 6098 sayılı TBK’nın 51. maddesinde hakimin, tazminatın kapsamını, durumun gereğine ve özellikle kusurun ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiştir.İlk Derece Mahkemesince davacının araçta yolcu olması nedeni ile hatır taşınması kabul edildiği açıklanmıştır. Ancak hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde sürücü ile taşınanın sadece arkadaş olmaları, davacının yolcu olması, hatır taşımasının kabulü için yeterli olmayıp taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Somut olayda, davacı araçta yolcu ise de diğer yolcu olan … ifadesinde davacının arkadaşı olduğunu belirtmiş ancak taşımanın kimin yararına olduğunu beyan etmemiştir. Bu ifade dışında dosyada taşımanın davacı yolcunun çıkarına mı sürücünün çıkarına mı olduğuna ilişkin delil bulunmamaktadır. Bu halde taşımanın davacının çıkarına olduğunun davalı tarafından ispat edilemediği anlaşıldığı halde davacının yolcu olması nedeni ile aktüer bilirkişi tarafından belirlenen tazminattan %25 oranında hatır indirimi yapılmış olması doğru olmamıştır. Yine TBK’nun 52. maddesi gereği hatır taşıması nedeniyle tazminattan indirilen miktar, yasal düzenlemelerden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirim mahiyetinde olduğundan, davalı … yararına bu kısım üzerinden vekalet ücreti takdir edilemeyeceğinin gözönüne alınmayışı doğru görülmemiştir. İstinafa konu somut uyuşmazlıkta poliçe tarihi 21.03.2013- 21.03.2014 kaza tarihi 25.05.2013 olduğuna göre, davacının maluliyetinin belirlenmesi için Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik hükümlerine uygun olarak rapor alınarak ve hesap bilirkişisinden PMF 1931 yaşam tablosu ve prograsif rant esasına göre geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatının belirlenmesi gerekir. İlk Derece Mahkemesince ATK’dan alınan maluliyet raporu Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre düzenlenmiştir. HMK’nın 266. maddesinde “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir.” düzenlemesi mevcut olup, Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesince alınan sağlık raporu mahkemece aldırılan rapor olmayıp, açıklanan şekilde düzenlenmiş nitelikte değildir. Diğer bir ifade ile mahkemece aynı konuda aldırılan iki rapor söz konusu olmadığından raporlar arasındaki çelişki bulunduğundan bahsedilemeyeceğinden davacı vekilinin bu hususa değinen istinaf talebi yerinde değildir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi KTK’nın 98.maddesinin kapsamının belirlenmesi bakımından vermiş olduğu 27/03/2014 tarih, 2013/ 4616 E. ve 2014/4465 K. sayılı kararında; “2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesi kapsamında kalan tedavi giderlerinden Sosyal Güvenlik Kurumu, yasa kapsamı dışında kalan bakıcı veya tedaviye bağlı sair giderlerden varsa trafik şirketi yoksa … ve her iki halde de diğer haksız fiil sorumlularının (işleten ve sürücü gibi) sorumlulukları devam edecektir” yönünde karar vermiştir. Bu nedenle davalı …nın geçici iş göremezlik tazminatından sorumluluğu bulunduğundan buna ilişkin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. Açıklanan nedenlerle; Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek hatır indirimi uygulanmaksızın aktüerya raporunda belirlenen tazminat tutarı üzerinden davanın kabulüne dair aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- a- Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince reddine, b- Davacı vekilinin vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davanın kısmen KABÜLÜ ile; 6.601,40 TL geçici iş göremezlikten kaynaklanan tazminat ile 85.304,04 TL daimi iş gücü kaybından doğan tazminat olmak üzere toplam 91.905,44 TL tazminatın poliçe limitleriyle sınırlı olmak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ve anılan tazminatlara davalı … Sigorta yönünden 10/10/2014 tarihinden itibaren, davalı … yönünden 27/08/2014 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmek suretiyle davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre tahsili gereken 6.278,06 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından yatırılan 315,00 TL ıslah harcı ile 27,70 TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 4-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat ücreti 205,80 TL, adli tıp rapor ücreti 512,90 TL bilirkişi masrafı 1.100,00 TL olmak üzere toplam 1.818,70 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 10.102,44 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 6-Gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ; 1-Davacı vekili tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 6.278,06 TL istinaf karar harcından peşin alınan 1.255,61 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.022,45 TL harcın davalı …ndan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf aşamasında davacı vekili tarafından yapılan 31,50 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 85,70 TL istinaf başvuru harcının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, 4-İstinaf aşamasında davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 5-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 6-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.17/02/2020