Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/491 E. 2020/4034 K. 25.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/491
KARAR NO: 2020/4034
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 04/04/2017
NUMARASI: 2014/1450 Esas – 2017/387 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 25/11/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 20.08.2014 tarihinde …’in sevk ve idaresindeki, … adına kayıtlı … plakalı aracın, …’in sevk ve idare ettiği kendisi adına kayıtlı … plakalı motosiklete çarpması ile sebebiyet verdiği çift taraflı-ölümlü trafik kazası sonucu, motosiklet sürücüsü …’ in vefat ettiğini, davacının eşinin desteğinden yoksun kaldığını, kazaya sebebiyet veren araçlardan … plakalı aracın, kaza tarihini kapsar şekilde, (24.07.2014 – 24.07.2015) davalılardan … Sigorta A.Ş. tarafından tanzim edilmiş … numaralı poliçesi ile zorunlu mali mesuliyet sigortası, … plakalı motosikletin ise kaza tarihini kapsar şekilde, (03.09.2013 – 03.09.2014) … Sigorta A.Ş. tarafından tanzim edilmiş … numaralı poliçesi ile zorunlu mali mesuliyet sigortası bulunduğunu belirterek belirsiz alacak niteliğinde zararın tazmine ilişkin, trafik kazası ile desteği vefat eden davacı … için 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 100,00 TL cenaze ve defin gideri olmak üzere şimdilik 1.100,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile davalı sigorta şirketlerinden müşterek ve mütesilsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 24/01/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile destekten yoksun kalma tazminatı açısından 41.980,74 TL ve cenaze ve defin gideri açısından 2.500,00 TL bedele arttırılmıştır. Davalı … Sigorta Aş vekili cevap dilekçesinde özetle; 20.08.2014 tarihli trafik kazasına karışan … plaka sayılı aracın müvekkili şirkette 07.10.2013-2014 tarihleri arasında zmms ile sigortalı olduğunu, poliçeye göre teminatın ölüm kişi başı 250.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, müvekkil şirkete tüm belgelerle birlikte kaza ve hasar ihbarında bulunulmadığını, sigortalı araç sürücüsüne isnad edilen kusur oranını kabul etmediklerini, kusursuzluk nedeniyle poliçe teminat sorumluluklarının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkili şirkette 03.09.2013-2014 tarihleri arasında zmms ile sigortalı olduğunu, davacı tarafın yoksun kaldığı destek miktarının tespiti ve ileride doğabilecek rücu talepleri açısından davacıların murislerinin ölümü sebebiyle sosyal güvenlik kurumlarından herhangi bir ödeme alıp almadığının ve maaş bağlanıp bağlanmadığının araştırılması gerektiğini, davacının davadan önce müvekkil şirkete müracaatı bulunmadığını, müvekkili şirketin temerrüde düşmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulü ile 31.484,55 TL destekten yoksun kalma tazminatının ve 1.875,00 TL cenaze defin gideri şeklindeki maddi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş.’den, 10.495,19 TL destekten yoksun kalma tazminatının ve 625,00 TL cenaze defin gideri şeklindeki maddi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş.’ den dava tarihi olan 10/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile tahsili ile davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müteveffanın aracın işleteni ve sürücüsü olup, tazminat talep etme hakkının bulunmadığını, böyle bir durumda alacaklı ve borçlu sıfatının birleştiğini, bu nedenle talebin reddinin gerektiği, sürücünün A2 ehliyetinin araştırılmamasının eksiklik olduğunu, cenaze ve defin giderlerine hükmedilmesinin doğru olmadığını, davacıya SGK dan ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılmadığını, varsa tenzilinin yapılmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu; HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türüdür. Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd). Hemen belirtmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir. Öyle ise, hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğundan, uyuşmazlığın bu çerçevede ele alınıp, çözümlenmesi gerekmektedir. Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Davacının destekten yoksun kalma tazminatı talebine dayanak olarak gösterdiği zarar; işletenin ölümü sonucunda meydana gelmekle birlikte işleten üzerinde doğan bir zarardan ayrı ve salt onun desteğinden yoksun kalınması olgusuna dayalı, mirasçılık sıfatıyla bağlı olmaksızın uğranılabilen bir zarardır. Böyle bir zararın işletenin kendisinin sahip olacağı hakla bir ilişkisi olmadığı gibi doğrudan işletenin zararıyla bağlı ve onunla sınırlı bir zarar da değildir. İşletenin ölümü zararı doğuran olay olmakla birlikte, zarar doğrudan üçüncü kişi durumundaki destekten yoksun kalan üzerinde oluşmuştur. Buradaki zarar, mirasçıların salt bu sıfatla devraldıkları murislerinin uğradığı ve ondan intikal eden bir zarar da değildir. Destekten yoksun kalma tazminatına dayanak teşkil eden hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olsa idi doğrudan işleten üzerinde doğup ondan mirasçılarına intikal edeceğinden, bu yöndeki savunmalar ölenin desteğinden yoksun kalanlara karşı ileri sürülebilecekti, oysa yukarıda da açıklandığı üzere, destekten yoksun kalma tazminatına konu davacının zararı, desteğinin ölümü nedeniyle destekten yoksun kalan sıfatıyla doğrudan kendisi üzerinde doğan zarardır. Bu zarardan doğan hak desteğe ait olmadığına göre, onun kusurunun bu hakka etkili olması da düşünülemez. Bu açıklamalar devamında ve 20.08.2014 kaza tarihi ile müteveffanın sürücüsü olduğu motosikletin … Sigorta AŞ nezdinde 03/09/2013-2014 tarihleri arasında geçerli poliçeye göre değerlendirildiğinde; somut olayda davacının ölen eşinin desteğinden yoksun kaldığı açıklanarak talepte bulunulmuş olmasına göre davalı vekilinin bu hususlara değinen istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından vefat edenin yakınlarına bağlanan aylığın niteliği ve bağlanan aylığın rücuya tabi ödemelerden olup olmadığının belirlenmesi zararın tazmininden sorumlu olanların mükerrer ödeme yapmasının önüne geçilmesi ve zarar görenlerin gerçek zararlarının üzerinde sebepsiz zenginleşmemesi için önemlidir. Bu durumda mahkemece istinaf eden davalının bu yöndeki iddiaları göz önünde bulundurularak davacı için SGK tarafından yapılan ödeme olup olmadığının araştırılması, ödeme varsa ödemelerin rücuya tabi olup olmadığı, eğer rücuya tabi ise ilk peşin sermaye değerleri öğrenilerek tazminattan mahsubu konusunda sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru değilse de; istinaf aşamasında yapılan yazışma ve 19/03/2020 tarihinde verilen cevap ile …’in 20/08/2014 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonucu davacı eşi …’ e rücuya tabi maaş bağlanmadığı bildirilmiş olmakla, davalı vekilinin bu hususlara değinen istinaf talebi yerinde değildir. Yine istinaf aşamasında 2014 yılında cenaze ve defin hizmetleri (ölenin taşınması, yıkatılması, gömülmesi, mezar tahtası, kefen, cenaze levazımatı, araç-gereç, ücretleri vb.) ile mezar yeri tahsis ücretlerinin ne kadar olduğunun ve ayrıca bu ücretlerin belediye tarafından karşılanıp karşılanmadığının araştırılması amacıyla yazışmalar yapılmış, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Mezarlıklar Daire Başkanlığı cevabı ile 1998 yılından itibaren cenaze ve defin hizmetlerinin ücretsiz olarak yapılmakta olduğunun bildirildiği değerlendirildiğinde, bu açıdan istinaf eden davalı … Sigorta A.Ş. aleyhine hüküm kurulması doğru olmamıştır. Bu hususa değinen davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf itirazı yerinde görülmüş ve yeni kurulan hükümde istinaf eden davalı şirket açısından “1.875,00 TL cenaze defin gideri” ne yönelik talep açısından red yönünde hüküm kurulmuş, buna yönelik feriler açısından da değerlendirme yapılmıştır. Bu nedenle; HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, istinaf eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davanın kabulü ile 31.484,55 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … Sigorta AŞ den, 10.495,19 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 625,00 TL cenaze defin gideri şeklindeki maddi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş.’den dava tarihi olan 10/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile tahsili ile davacıya verilmesine, -… Sigorta AŞ açısından 1.875,00 TL cenaze defin giderine yönelik maddi tazminat talebinin reddine, 2-a-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.967,80 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, b-Davalı … Sigorta A.Ş. vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 1.875,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine, 3-Alınması gerekli 2.867,70 -TL karar harcı, 25,20 TL peşin harç, 148,17 ıslah harcının mahsubu ile bakiye 2.694,33 TL ‘nin (Davalı … Sigorta AŞ 2.580,75 TL’den mütesesilen sorumlu olacak şekilde) davalılardan müteselsilen tahsiline, 4-Davacı tarafça yapılan 249,50 TL posta, 1.000 TL bilirkişi 2.694,33 TL başlangıçta yatırılan harç masrafı olmak üzere toplam 3.943,83 TL yargılama giderinin (Davalı … Sigorta AŞ 3.777,60 TL’den mütesesilen sorumlu olacak şekilde) davalılardan müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, 5-Davalılarca yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Taraflarca yatırılan avansın kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde, istek halinde ilgili tarafa iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan 74,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 85,70 TL istinaf başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/11/2020