Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/4863 E. 2021/95 K. 27.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/4863
KARAR NO : 2021/95
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 28/06/2018
NUMARASI : 2014/1325 Esas – 2018/706 Karar
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 27/01/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirkete … nolu poliçe ile Trafik (Karayolu Zorunlu Mali Mesuliyet) sigortalı … plakalı aracın 21/07/2008 tarihinde ölümlü ve yaralamalı trafik kazası yaptığını, bu kazada vefat eden … varislerine 30/09/2010 tarihinde 174.766,00 TL ölüm tazminatı aynı kazada sakat kalan … için ise 19/09/2013 tarihinde 93.467,00 TL daimi sakatlık tazminatı olmak üzere toplam 268.233,00 TL tazminat ödemesi yapıldığını, … plakalı aracın ”Zorunlu Taşımacılık Sigortası” ve ”Zorunlu Ferdi Koltuk Sigortası” yaptırmak zorunda olduğu ancak bu sigortalarının yaptırılmamış olduğunun tespit edildiğini, 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca bu sigortaların zorunlu sigortalardan olması ve böyle bir poliçe bulunmaması sebebiyle meydana gelen zararın … kapsamında kaldığını, davalı … Hesabına yapılan başvurudan sonuç alınamadığını belirterek 268.233,00 TL alacağın 174.766,00 TL’sinin 30/09/2010 tarihinden, 93.467,00 TL’sinin ise 19/09/2013 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile; dava konusu talebin zamanaşımına uğradığını, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/259 Esas 2010/431 Karar sayılı kesinleşmiş kararı gereği ödeme yapılarak ihtilafın kesin hükümle sona erdiğini, müvekkili kurumun sorumluluğunun bulunmadığını, davacı ile ödeme yapılan kişiler yasal mesnedi olmadan yapılmış ise ödemenin lütuf ödemesi olduğunu, yapılan bu ödeme sebebiyle rücu hakkı bulunmadığını, davaya konu kazaya karışan aracın yetki ve güzergah izin belgesi bulunmayan bu bakımdan zorunlu karayolu taşımacılık mali sigortası yada karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası yaptırma mesuliyeti bulunmayan bir araç olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun 4925 Sayılı yasaya uygun bir araç ve taşıma söz konusu olması halinde mümkün olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacının davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile 265.476,39 TL’ye dava tarihi olan 03/11/2014 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline davacıya verilmesine fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı … şirketinin davaya konu aracın ZMMS poliçesini düzenleyen sigorta şirketi olduğunu, 4925 sayılı KTK’nın 18. maddesi gereği taşımacılar yolcuya gelebilecek bedeni zararlar için bu Yasanın 17.maddesinde düzenlenen sorumluluklarını sigorta ettirmek zorunda olduğunu, anılan yasanın 19/son ve zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının b.8 maddeleri hükümlerine göre meydana gelen zararlar öncelikle taşımacının sorumluluk sigortasından karşılanması gerektiğini ancak bu sigortanın hiç yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu sigorta teminatlarının üzerinde kalan kısımları için sırasıyla zorunlu mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulabileceğini, buradaki sorumluluğun müşterek ve müteselsil sorumluluk değil sıralı bir sorumluluğun söz konusu olduğunu, davacının yasal bir zorunluluğu olmamasına rağmen ödememesi gereken tazminatı zarar gören üçüncü şahıslara ödediği durumda yaptığı ödemenin …nın sorumluluğunda olduğu gerekçesiyle tahsilini talep edemeyeceğini, mahkemenin faiz türünü hatalı değerlendirdiğini, avans faizi işletilerek hatalı hüküm kurulduğunu, davacının müvekkilini hiçbir şekilde geçerli bir başvuru yapmadığını ve temerrüdün oluşmadığını belirterek istinaf talep etmiştir. Dava, ölümlü ve yaralamalı trafik kazası sonucu ZMMS poliçesi sorumluluğu kapsamında sigortalı aracın yaptığı kaza nedeniyle yolcu olarak bulunan … mirasçılarına ödediği destekten yoksun kalma tazminatı ve aynı kazada yaralanan … ödenen maluliyet tazminatının 4925 sayılı Yasa kapsamında davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından 21.07.2008 tarihinde dava dışı …k’ün maliki ve sürücüsü olduğu … plakalı aracın Giresun Tamdere köyü mevkiinde uçuruma yuvarlanması ile neticelenen kazada araç içinde yolcu konumunda olan …yaralanmış, …ise vefat etmiştir. … plakalı araç kaza tarihini kapsar şekilde davacı … şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalıdır. 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun 18.maddesi uyarınca taşımacılar yolcuya gelebilecek bedeni zararlar için bu Kanun’un 17.maddesinde düzenlenen sorumluluklarını sigorta ettirmek zorundadırlar. Anılan Kanun’un 19/son ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının b 8 maddeleri hükümlerine göre meydana gelen zarar öncelikle taşımacının sorumluluk sigortasından karşılanır. Ancak bu sigortanın hiç yapılmamış olması yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu sigorta teminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısım için sırasıyla zorunlu mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulur hükmüne göre sıralı bir sorumluluk öngörüldüğü anlaşılmaktadır. Aynı olay nedeniyle davacı … tarafından davalı … aleyhine açılan ve eldeki dava bakımından kuvvetli delil niteliğinde bulunan, İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11/07/2018 tarih ve 2011/103 E. 2015/364 K. sayılı kararının temyizi üzerine verilen Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 25/12/2014 tarih, 2015/13686 Esas ve 2018/7051 Karar sayılı kararı ile kazayı yapan aracın yolcu taşıyan ticari minibüs olması nedeniyle zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası yaptırmasının zorunlu olduğu, bu nedenle de …nın bu sigorta nedeniyle sorumluluğu olması nedeniyle işin esasına girip …nın adı geçen sigorta yönünden sorumluluğuna hükmedilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddine hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozulduğu anlaşıldığına göre … Yönetmeliği’nin 9/1-b maddesine gereğince …na rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan zorunlu karayolu taşımacılığı mali sorumluluk sigortası poliçe limitleri dahilinde başvurulabileceğinden davalı … vekilinin bu yöne değinen istinaf itirazı yerinde değildir.Davacının ödeme yaptığı aynı kazada ölen … mirasçıları tarafından açılan davalı ….’yi hasım göstermek suretiyle açılan destekten yoksun kalma tazminat davasında yapılan yargılama sonucunda İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/259 E. ve 2010/431 K. sayılı kararı davanın kabulüne karar verilmiştir. Sigorta şirketi tarafından mahkeme kararları doğrultusunda vefat eden … mirasçılarına toplam 174.766,00 TL, malul olan Yılmaz Usta’ya ise 93.467,00 TL ödeme yapılmıştır. Sonuç olarak; yasal düzenleme gereği kazaya sebebiyet veren trafik sigortalı aracın zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortası yaptırma mecburiyeti bulunmasına rağmen bu sigortanın yaptırılmadığı, bu durumda, davacı zmms sigortacısının zarar gören dava dışı … ve … mirasçılarına yapmış olduğu ödemenin davalı … Hesabının sorumluluğu kapsamında kaldığı kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiş olmasında; Kazaya sebebiyet veren araç ticari nitelikte minübüsü olmasına, dava konusu haksız eylemin TTK’nın 3. maddesi uyarınca ticari iş niteliğinde bulunmasına göre avans faiz uygulanmasında; Mahkemece ödeme tarihlerinden itibaren faiz talep edildiği halde halde davalı lehine olacak şekilde dava tarihinin faiz başlangıç tarihi olarak kabul edilmesinde usul ve yasaya aykırılık yoktur. Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2- Alınması gereken 18.134,69 TL karar harcından peşin alınan 4.534,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 13.600,69 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.27/01/2021