Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/4832 E. 2021/72 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/4832
KARAR NO : 2021/72
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 23/01/2018
NUMARASI : 2017/8 Esas – 2018/43 Karar
DAVA : Tazminat (Ölü ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 21/01/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27/07/2014 tarihinde … sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile … sevk ve idaresindeki …. plakalı traktörün sol ön kısmından çarpışması neticesinde ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, kaza sonrası motosiklet sürücüsü … hayatını kaybettiğini, kazaya ilişkin olarak Burdur CBS’nca aldırılmış olan kusura ilişkin bilirkişi raporuna göre … plakalı araç sürücüsü … asli(tamamen) kusurlu … plakalı araç sürücüsü … ise herhangi bir kusuru bulunmadığının tespit edildiğini, müvekkilinin müteveffanın desteğinden yoksun kaldığını, kazada müvekkilin desteği …kusurlu ise de müvekkilinin destekten yoksun kalan üçüncü kişi olduğunu, müteveffanın kusurunun müvekkile yansıtılmaması gerektiğini, davalıya 15/12/2016 tarihli dilekçe ile başvuruda bulunulduğunu, herhangi bir geri dönüş yapılmadığını ifadeyle, müvekkilinin zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere asgari 1.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 64.703,99 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Yasa gereğince davacıya müvekkili kurum tarafından tazminat ödemesi yapılamamakta olduğunu, alacaklı ve borçlu sıfatının birleştiğini, davanın bu nedenle reddi gerektiğini, 14/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı kanunun 4.maddesi gereğince 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 92.maddesinin birinci fıkrasında hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri, bu kanun çerçevesinde hazırlanan Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler bentlerinin eklendiğini, zarar tespit edilmesi gerektiğini, sayın mahkemenin iddia edildiği üzere dava konusu trafik kazasına sebebiyet veren her iki araç (… ve …) açısından kusur incelemesi yaptırılması gerektiğini, …’nın sorumluluğunun teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, SGK’nun ödemiş olduğu tazminat varsa tespit edilerek ödenecek tazminattan düşülmesi ve dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini, temerrüt faizinin talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkilinin destekten yoksun kalan 3. kişi durumunda olduğu, müteveffanın kusurunun müvekkile yansıtılmaması gerektiğini, kazanın 27/07/2014 tarihinde meydana geldiğini, mahkemenin ise 26/04/2016 tarihinde değişikliğe uğrayan KTK’nın 92. maddesine dayandığını belirterek istinaf talep etmiştir. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, 27/07/2014 tarihinde davacıların murisi … sürücüsü olduğu … plakalı araç ile … sevk ve idaresindeki … plakalı traktörün çarpması sonucu meydana gelen çift taraflı trafik kazasında motosiklet sürücüsü … vefat etmiştir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”, 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.Kaza tarihi itibari ile aracın zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırılmamış olması nedeniyle Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi gereği, zorunlu mali sorumluluk sigortasının kaza tarihindeki limitleri dahilinde işletenin üçüncü kişilere karşı sorumluluğunu … karşılayacaktır. …nın sorumluluğunun kapsamı ise, kaza tarihine göre yürürlükte bulunan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası (Eski) Genel Şartları’na göre belirlenecektir.Araç sürücüsü murisin, ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup bu zarar teminat dışı bırakılmamış olduğundan, desteklerinin kusurunun olması davacıların hakkına, etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilmesi mümkündür.Davacıların uğradığı zarara bağlı olarak talep ettikleri hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır. (Yargıtay 17. HD. 2014/17669 E. 2017/919 K.) (HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar, HGK’nun 16.1.2013 gün ve 2013/17-1791 esas 2013/74 karar sayılı ilamları )Somut olayda davaya konu trafik kazası 27/07/2014 tarihinde gerçekleşmiştir. Karayolları Trafik Kanununun 92.maddesinde değişiklik yapan 6704 sayılı Kanun 26/04/2016 tarihinde, yeni Genel Şartlar ise 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Dolayısıyla, kaza tarihi sözü geçen Genel Şartlar ve Kanun değişikliğinden öncedir. Bu durumda kazanın meydana geldiği tarihe göre 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Genel Şartlar’da yapılan değişikliklerin somut olaya uygulanması da mümkün bulunmadığından, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin, HGK kararlarıyla da örtüşen içtihatlarında da vurgulandığı üzere, araç işleteninin mirasçısı olarak değil, destek alacaklısı 3. kişi olarak başvuruda bulunulmasına göre destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilmesi olanaklı bulunduğundan, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Davacı vekilinin bu yönlere değinen istinaf itirazları yerindedir.Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/01/2021