Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/4820 E. 2021/70 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/4820
KARAR NO : 2021/70
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 07/06/2018
NUMARASI : 2016/1017 Esas – 2018/507 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 21/01/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekilleri … ve … çocukları, diğer müvekkillerinin kardeşi olan … 17/07/2013 tarihinde bisikleti ile seyir halinde olduğu bir sırada davalı …’ın sevk ve idaresindeki davalı şirket nezdinde ZMMS ile sigortalı olan aracın asli kusurlu olarak çarpması sonucu ağır yaralandığını ve 01/08/2013 tarihinde vefat ettiğini, davalı … ambulans çağırmak yerine gerekli tedbir ve önlemleri almadan kendi aracıyla murisi hastaneye götürdüğünü, davalının ceza mahkemesinde yargılandığını ve kusurlu bulunarak cezalandırıldığını, müvekkillerinin murisin desteğinden yoksun kaldıklarını, ayrıca tedavi süresince müvekkilleri … ve … ’ün çalışamadıklarını ve gelir kaybına uğradıklarını, yine müvekkillerinin tedavi süresince yol, barınma ve yeme içme masrafları olduğunu, olay nedeniyle büyük üzüntü yaşadıklarını, davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulması üzerine 16.576,87 TL ödeme yapıldığını, ancak ödemenin zararı karşılamadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkili … için 40.000,00 TL, … için 30.000,00 TL, … ve … için 20.000,00’er TL olmak üzere toplam 110.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle davalı …’dan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacılar vekili 18/05/2017 tarihli dilekçesinde maddi tazminat taleplerinin destekten yoksun kalma, gelir kaybı, yol, barınma ve yeme içme masrafına yönelik olduğunu belirtmiş, 03/11/2017 tarihli dilekçesinde davacılar … için 499,00’ar TL ve diğer müvekilleri için 1,00’er TL maddi tazminat talebinde bulunduklarını belirtmiştir.Davacı vekili 05/10/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminata yönelik talebini … için 13.586,19 TL, … için 3.590,24 TL toplamı ile 17.176,43’ye yükseltmiştir. Davalı …A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava öncesinde ödeme yapılmış olduğunu, müvekkilinin sigortalının kusuru oranında ve teminat limiti ile sınırlı olarak sorumlu olduğunu, kusur durumunun ve gerçek zararın tespitinin gerektiğini, dava tarihinden itibaren faiz talep edilebileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Kusur oranlarının ve gerçek zararın tespitinin gerektiğini, ayrıca müvekkilinin olayın şoku ve üzüntüsü ile ambulansı bekleyemeyerek müteveffayı insanlık duyguları ile yardım için hastaneye götürdüğünü, hem bu süreçte hem de vefattan sonra davacıların yanında olmaya çalıştığını, talep edilen manevi tazminat tutarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “1-Maddi tazminat davasının artırılan hali ile kısmen kabulüne; davacı … için 8.045,99 TL ve davacı … için 2.886,88 TL olmak üzere toplam 10.932,87 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … ’dan olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile, davalı … A.Ş.’den 08/06/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılar … ve … verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; davacı… için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL ve çocuk … için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 30.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’dan olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalı … asli kusurlu olduğunu, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesi ve zararın belirlenmesine ilişkin kararının hukuk hâkimini bağlamayacağını, davalının asli kusurlu olduğu göz önünde bulundurularak 2018 yılı verileri ile davalının asli kusur durumuna göre hesaplama yapılması taleplerinin yerine getirilmemesinin doğru olmadığını, mahkemenin kusur konusundaki yanlış değerlendirmesi nedeniyle maddi tazminattan % 37,5 yerine % 62,5 oranında kusur indirimi yapılmış olmasının doğru olmadığını, kardeşler için destekten yoksun kalma tazminatı talebinin reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müteveffa öğrencilikte geçen sürede de anne ve babasına destek olacağından bu süre için de destek tazminatı hesaplanması ve yetiştirme masraflarının da mahsup edilmemesi gerektiğini, hastane masrafları yönünden ve tedavi sürecinde anne/babanın gelir kaybına yönelik talebin reddinin ve ayrıca kısmi ödemenin uyarlanmasın da doğru olmadığı, belirlenen manevi tazminat miktarlarının çok düşük olduğunu ifadeyle kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.HMK’nın 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince de hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Somut uyuşmazlıkta; İlk Derece Mahkemesince kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında 1 nolu bendinde, davacı … ve davacı … için maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, davacılar … yönünden maddi tazminat talebi hakkında hüküm kurulmamış olması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Daire kararının kapsam ve şekline göre; davacılar vekilinin sair istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, HMK’nın 355. maddesi gereğince yapılan inceleme sonucu davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/01/2021