Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/4810 E. 2020/4208 K. 30.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/4810
KARAR NO: 2020/4208
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 04/10/2018
NUMARASI: 2014/176 Esas – 2018/962 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/12/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 19/12/2006 Tarihinde müvekkili sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı, dava dışı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile … plakalı aracın çarpışması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, motosiklette yolcu olarak bulunan dava dışı …’in yaralandığını, motosiklet sürücüsü …’in akollü ve ehliyetsiz olduğunu, şerit ihlali yaptığı için ve kasksız ve ehliyetsiz araç kullandığı için asli kusurlu olduğunu, zarar görenin Güvence Hesabı’ndan zararını giderdiğini ancak Güvence Hesabı’nın ödediği bedelin müvekkili sigorta şirketi ile davalı arasında akdedilen ZMMS poliçesi kapsamında ödenmesi için müvekkiline başvurulduğunu, müvekkilinin zarar gören dava dışı … adına Güvence Hesabına poliçe limitleri dahilinde ödenen 35.606,00 TL bedelinin rücuan tazmini ve tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasından başlatılan takibe itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline, davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; Zamanaşımı itirazının bulunduğunu, dava dışı sürücüsü …’in motosikleti izinsiz kullandığını, akolün etkisiyle verebileceği zararları muhakeme etme yetisinden yoksun olduğunu, davacının müvekkiline rücu hakkına dayanak yaptıgı ZMMS poliçesine göre müvekkilinin sorumluluğuna gidilemeyeceğini belirterek istinaf talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulü ile, Davalı borçlunun İst. … İcra Müd.’nün … Esas sayılı dosyasında 35.606,00 TL asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile takibin bu miktar yönünden talepnamedeki koşullarla devamına, Alacak likit olmadığından davacının tazminat isteminin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Sahibi olduğu motosikleti kendi rızasıyla …’e vermediğini, iş yerinde aşçı olarak çalışan …’in anahtarı kilitli yerinden almak suretiyle motosikleti alarak kullandığını, tanığı …’nun dinlenmediğini, davanın zamanaşımına uğradığını, motosiklet sürücüsünün kusurunun bulunmadığını belirterek istinaf talep etmiştir. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle itirazın iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dava, davacı Sigorta Şirketine zorunlu mali sorumluluk (trafik) poliçesiyle sigortalı bulunan aracın karıştığı trafik kazası sonucu davacı tarafından ödenen tazminatın kendi sigortalısından tahsiline ilişkindir. HMK’nın 1.maddesine göre göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. HMK’nın 114/1-c bendi ile mahkemenin görevli olması dava şartı olarak kabul edilmiş olup 115/1. maddesine göre de mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. 4822 Sayılı Yasa ile Değişik 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun “Amaç” başlıklı 1.maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra “Kapsam” başlıklı 2.maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3.maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Yasa’nın 23. maddesinde bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafta tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiştir. Somut olayda, dosyada sigorta poliçesi bulunmamakla beraber, dava dilekçesi anlatımı ve 02/01/2017 tarihli bilirkişi raporu ile dosya kapsamına göre; davacı sigorta şirketi nezdinde zmms poliçesi ile sigortalı bulunan aracın sigortalısının davalı olduğu, aracın motosiklet olduğu anlaşılmaktadır. Davacı tacir olmakla birlikte davalı gerçek kişi olup sigorta sözleşmesine konu araçta ticari vasıfta olmadığından, açılan dava TTK’nın 4/1. maddesinde açıklandığı şekilde ticari dava niteliğinde değildir. Davalı gerçek kişi, 4077 sayılı Kanun’un 3.maddesinde tanımlandığı şekilde tüketici olduğundan ihtilafın çözümünde Tüketici Mahkemesi görevlidir. Bu nedenlerle davanın Tüketici Mahkemesinde görülmesi için görevsizlik kararı verilmesi gerekirken bu husus göz ardı edilerek davanın esası hakkında yargılama yapılarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a/3. ve 355. maddesi gereğince kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda belirtilen esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1-a/3. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine, 6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin mahkemece yeniden yapılacak yargılamada verilecek kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/12/2020