Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/477 E. 2020/187 K. 06.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/477
KARAR NO : 2020/187
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 02/10/2017
NUMARASI : 2016/60 Esas 2017/684 Karar
DAVA : Tazminat
KARAR TARİHİ: 06/02/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 03.12.2015 tarihinde dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki aracı ile Hemşin istikametinde seyir halindeyken ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin murisi destekleri … kaza tarihinde devlet memuru olarak çalışmakta olduğunu, ayrıca tarım gelirlerinin bulunduğunu, bu çalışmaları neticesinde ailesine bakmakta olduğunu ve vefatı nedeniyle müvekkilinin fiili ve maddi destekten yoksun kaldığını, fazlaya dair hakkının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile şimdilik 300,00 TL cenaze giderinin toplamı olan 5.300,00 TL Zmms poliçesi tazminatı kapsamında destekten yoksun kalma maddi tazminatın, dava tarihinden başlayarak işleyecek avans faizi yürütülmek suretiyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkilinin poliçe limiti ile kusur oranı ile sınırlı olduğu, Adli tıp nezdinde kusur incelemesi yapılması gerektiğini, aktüer inceleme yapılması gerektiğini, tazminata hükmedilecekse hata indirimi yapılması gerektiğini, cenaze giderlerinin teminat dışı olduğnu, ve dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince, ” Davacının davasının kısmen kabulü ile; 135.747,13 TL destek tazminatı ve 1.273,5 TL cenaze gideri olmak üzere 137.020,63 TL ‘nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Fazla istemin reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: Olayın temelinin haksız fiil olduğunu, kazaya sebep olan aracın da hususi bir araç olduğunu, asıl alacağa yasal temerrüt faizine hükmedilmesi gerekli iken avans faizine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, 1.273,5 TL cenaze giderine hükmedilmiş olmasının fahiş olduğunu, hükmedilen miktarın zorunlu giderleri aşan bir miktar olduğunu, müteveffanın araçta hatır için taşındığından hesaplanan tazminattan hatır indirimi yapılması gerekirken yapılmamış olmasının hatalı olduğunu, hesaplamada 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni genel şartlara göre TRH 2010 tablosu baz alınarak ve 1.8 teknik faiz uygulanarak hesaplama yapılması gerektiğini, kararın kaldırılarak yeniden inceleme yapılmasını, yeniden hüküm kurularak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. maddesine göre sigorta poliçesi genel ve varsa özel şartları içerir. Yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Genel şartlar C.10. maddesi ile 12/8/2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükten kaldırılmıştır. Yeni genel şartlar C.11 maddesine göre genel şartlar yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Somut olayda, 03/12/2015 tarihli kaza tarihi itibariyle Karayolları Zorunlu Trafik Sigortası Genel Şartlarında yapılan değişiklik yürürlüğe girmiş ise de, davalı … şirketinin sorumluluğunun kapsamını belirleyen poliçenin başlangıç tarihinin 03/03/2015 tarihi olduğu gözetildiğinde genel şartlarda yapılan değişikliklerin somut olaya uygulanamayacaktır. Sorumluluğunun kapsamı ise poliçenin düzenlenme tarihi itibariyle 01.06.2015 tarihinden önce yürürlükte olan 12/8/2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’na göre belirlenecektir. Bu doğrultuda davacıların davalıdan destek tazminatı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 1989/4-586 esas, 1990/199 sayılı kararı ve Dairemizin yerleşik içtihatları gereği, davacıların muhtemel yaşam süresinin belirlenmesinde PMF-1931 Tablosu esas alınarak yapılan hesaplamaya göre mahkemece hüküm tesis edilmesi doğru olmuştur. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2017/4180 Esas 2019/9766 Karar sayılı ilamı)6098 sayılı TBK’nın 51. maddesinde hakimin, tazminatın kapsamını, durumun gereğine ve özellikle kusurun ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiştir. Dosya içerisinde mevcut olan tanık ifadelerine göre araçta yolcu olarak bulunan davacıların desteği ile araç sürücüsünün aynı okulda görev yapıkları oldukları, işe birlikte gelip gittikleri, araç sürücüsünün karşılığında ücret almadığı ancak desteğin aracın yakıntın aldığı anlaşılmakta bu kapsamda hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde sürücü ile taşınanın sadece arkadaş olmaları hatır taşımasının kabulü için yeterli olmayıp taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Somut olayda, destek ile sürücünün iş arkadaş oldukları , desteğin taşımanın karşılığı olarak araca yakıt alması nedeni ile taşımanın sürücünün çıkarına olduğu anlaşılmaktadır. Bu halde, belirlenen tazminattan hatır taşıması indirimi yapılmamasında yargısal uygulamalara, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Dosya kapsamında tazminat hesabına esas mahkemece aldırılan 08/03/02017 tarihli aktüerya bilirkişi raporunda cenaze giderleri brüt asgari ücretin 2 katı olarak 2.547,00 TL olarak hesaplanmıştır. Bilirkişi raporu davalı vekiline 15/03/2017 tarihide tebliğ edilmiş , davalı vekili aynı tarihli itiraz dilekçesi ile cenaze gideri yönünden zorunlu giderlerin takdiren asgari ücret kadar olması gerektiği belirtilmiştir. Mahkeme tarafından davacılar lehine bir asgari ücret oranında 1.273,50 TL cenaze ve defin giderine hükmedilmiştir. Bu durumda mahkemece davalının beyanı doğrultusunda asgari ücret oranında cenaze giderine hükmedilmiş olduğu nedenle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusu yerinde değildir.Kazaya karışan davalı … şirketi nezdinde sigortalı dava dışı … ait … plakalı aracın ruhsat bilgilerinde hususi nitelikte olduğunun belirtildiği görülmüştür. Bu doğrultuda kazaya sebebiyet veren aracın hususi araç olması ve olayın haksız eylem niteliği dikkate alınarak temerrüt faizi olarak yasal faize hükmedilmesi gerekirken avans faizine hükmedilmesi doğru olmamıştır. Davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusu yerindedir.Bu nedenle; HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun uygulanan faizin türü yönünden kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıdaki aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :A- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre:1-Davacının davasının kısmen kabulü ile; 135.747,13 TL destek tazminatı ve 1.273,5 TL cenaze gideri olmak üzere 137.020,63 TL ‘nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2-Fazla istemin reddine, 3-Alınması gerekli 9.359,88 TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 29,20 TL nin ve bila ikmal edilen 454,00 TL ıslah harcının mahsubu ile 8.876,68 TL nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydedilmesine, 4-Davacı tarafça yapılan 29,20 TL başvuru harcı, 29,20 TL peşin harç, 454,00 TL ıslah harcı, 4,30 TL vekalet harcı, 6,80 TL vekalet pulu ve 732,00 TL tebligat/posta/bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.255,5 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı dikkate alınarak hesaplanan 1.243,93 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasın,a 5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 13.711,65 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davacı tarafça yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ;1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.06/02/2020