Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/475 E. 2020/315 K. 20.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/475
KARAR NO: 2020/315
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 04/10/2017
NUMARASI: 2016/259 Esas – 2017/776 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/02/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27/01/2015 tarihinde trafik kazası oluştuğunu, trafik kazası neticesinde tanzim edilen tutanaklara göre davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalanmış araçların %100 kusurlu olduğunun tespit edildiğini, … plaka sayılı araçta oluşan hasar nedeniyle,davalı sigorta şirketi aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ödenmiş olan tazminatın ve işlemiş faizin tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını fakat borçlunun borca itiraz ettiğini, yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğunu davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince, “Davanın kısmen kabulü ile; davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin 21.000,00 lira asıl alacak 1.123,50 lira faiz olmak üzere toplam 22.123,50 lira üzerinden devamına, likitide koşulları oluşmadığından icra inkar tazminatına yer olmadığına” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tüm kusurun … plakalı araca yüklenmesinin, olayın meydana geliş şekline uygun olmadığı gibi, öndeki zincirleme kazanın da dava konusu olaya etkisinin göz ardı edilmiş olduğunu, davacının sigortalısı olan … plakalı araç sürücüsünün de sağ ve orta şeritteki, çok sayıda araç ve tırın karıştığı kazayı dikkate alarak yavaşlamış ve gerekli tedbiri almış olmasıydı sigortalı aracın öndeki kazadan kaçınmak için zorunlu sola manevrasını güvenle yapabileceğini ve dava konusu kaza meydana gelmeyeceğini, kusur yönünden itirazlarını karşılayacak yeni bir inceleme yapılması gerektiğini, araçta meydana geldiği ifade edilen hasarın kazayla illiyeti, araçta yapıldığı ifade edilen onarım ve değişimlerin piyasa rayiçlerine uygunluğu gibi hususların da değerlendirilmesi gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, hasarlı parçaların tek tek dökümü, bunların kaza ile hasarlanabilecek parçalar olup olmadığı, onarım-değişim için bildirilen fiyatların piyasa rayiç değerlerine uygunluğu, hususlarının değerlendirilmediğini, davacı yanın tek taraflı düzenlediği raporun doğrudan hesaba esas alındığını, kazaya karışan aracın ağır hasarlanması karşısında, aracın tamirinin ekonomik olup olmadığının da değerlendirilmesi talep edildiği halde bilirkişi raporunda bu yönden de inceleme yapılmadığını,bilirkişi tarafından pert-total işlemi yapılarak rücusu mümkün olan gerçek zararın belirlenmesi gerekmediğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, kasko sigortasından kaynaklanan hasar bedeline yönelik itirazın iptali istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu, HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere itiraz verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 27/01/2015 tarihinde davacı sigorta şirketine kasko sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı araç ile davalı sigorta şirketine ZMSS sigorta poliçesi ile sigortalı ve dava dışı araçların karıştığı zincirleme trafik kazasında sigortalı araç hasarlanmış, davacı, poliçe kapsamında hasar bedelini sigortalayana ödemiştir. Davacı şirket, ödediği hasar bedelinin kusuru oranında ödenmesi için davalı hakkında icra takibi başlatıldığı, itiraz üzerine takip durduğundan davacı vekili elde ki davayı açarak itirazın iptalini talep ettiği anlaşılmaktadır. Davacıya sigortalı aracın modeli, markası, kaza tarihindeki yaşı, kilometresi vs. gibi hususlar göz önünde bulundurularak, kaza tarihi itibariyle serbest piyasadaki 2. el piyasa rayiç değeri (hasarsız haliyle) ile aracın hasarı onarıldıktan sonraki haline göre serbest piyasadaki 2. el piyasa değeri arasındaki fark (aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi) hususlarında denetime elverişli bir rapor alınıp karar verilmiş olmasına göre hasar raporuna ilişkin istinaf itirazı yerinde değildir. Mahkemece hükme esas alınan kusur bilirkişi raporuna göre davacı sigorta şirketine sigortalı aracın kusursuz, davalı şirkete sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu tespit edilerek hesaplama yapıldığı görülmüştür. Kazaya ilişkin tutulan kaza tespit tutanağında ise … plakalı araç sürücüsü …, … plakalı sürücüsü … ve … araç sürücüsü …’nın 2918 sayılı KTK’nın 56/1c kuralını ihlal ettikleri, diğer sürücülerin kural ihlallerinin olmadığı tespit edilmiştir. Ancak mahkemece hükme esas alınan raporda davacıya sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğu tespit edildiğinden raporlar arasında çelişki oluşmuş ve mahkemece çelişki giderilmeden karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle davalı vekilinin kusura yönelik istinaf itirazı yerindedir. O halde mahkemece yapılması gereken ATK Trafik Kürsüsü, İTÜ Karayolları Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişi kurulundan kusur raporları arasındaki çelişkiyi giderilecek şekilde kazanın oluşumunda kusur dağılımını belirleyen gerekçeli rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesidir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurularının kısmen KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/02/2020