Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/4700 E. 2020/4207 K. 30.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/4700
KARAR NO: 2020/4207
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 02/10/2018
NUMARASI: 2014/1978 Esas – 2018/912 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 30/12/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07/07/2013 Tarihinde davalı … adına kayıtlı ve kendisinin sevk ve idaresindeki … plakalı aracın müvekkilinin kullanmakta olduğu … plakalı motosiklete çarpması sonucu gerçekleşen trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını, müvekkilinin kaza tarihinde aşçı olarak çalışmakta olup, aylık 3.500,00 TL civarında değişen bir ücret aldığını, efor (işgücü) kaybı nedeniyle maddi zarara uğradığını, 23/09/2014 tebliğ tarihli ihtarname ile davalı Sigorta şirketine başvuruda bulunulduğunu belirterek efor kaybından (sürekli iş göremezlik) ve çalışılamayan süreden (geçici iş göremezlik) kaynaklı maddi zararların tazmini için şimdilik 15.000,00 TL’nin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen davalı …’den kaza tarihi olan 07/07/2013 tarihinden itibaren yasal faizi, davalı Sigorta şirketinden ise bildirim tarihine göre 02/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline, 20.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’den kaza tarihi olan 07/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 30.779,93 TL’ye yükseltmiştir. Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin poliçeden kaynaklanan sorumluluğunun kazanın poliçe vadesi içinde meydana gelmesi şartıyla sigortalının kusuru oranında ve teminat limiti dahilinde poliçe teminat miktarı ile sınırlı olduğunu, dolaylı zararlar nedeniyle yöneltilecek taleplerin trafik sigorta poliçesi teminatı dışında olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; Davacının kazadan önce 3.500,00 TL civarında ücretle aşçı olarak çalıştığını iddiasının doğru olmadığını, davacının 6 ay çalışamadığı ve 20.000,00 TL manevi zarara uğradığı yönündeki beyanlarının da doğru olmadığını, kazanın meydana gelmesinde kusurun tamamının davacıda olduğunu, kaza yerinde, kesinlikle kavşak ve geçiş üstünlüğü söz konusu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Maddi tazminat yönünden Davanın kısmen kabulü ile; 27.763,90 TL maddi tazminatın (Davalı … yönünden kaza tarihi olan 07/07/2013 tarihinden itibaren, davalı … Sigorta Şirketi yönünden ise 03/10/2014 tarihinden itibaren) işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, Manevi tazminat yönünden Davanın kısmen kabulü ile; 7.500,00 TL manevi tazminatın davalı …’den kaza tarihi olan 07/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemenin objektif, hüküm kurmaya elverişlilik niteliklerini haiz 30.01.2018 tarihli kök rapora göre değil de, bu özelliklere sahip olmayan 24.04.2018 tarihli ek rapora göre hüküm tesis etmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin geçici işgöremezlik süresinin ancak 24.07.2017 tarih, 15402 karar numaralı Adli Tıp Kurumu Raporu ile belirlenebildiğini, bu konuda dava dilekçesindeki yanılgıya dayalı beyana sığınılarak hak ileri sürmenin dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, ıslah dilekçesi ile bilirkişi ek raporu arasındaki maddi tazminat hesabı farkından dolayı aleyhe vekalet ücreti hükmedilmesinin isabetli olmadığını, davalı sigorta şirketi aleyhine ticari faiz yerine yasal faize hükmedilmesinin kanuna aykırı olduğunu, Adli Tıp Kurumu hesabına ödeyerek ödeme belgesini dosyaya ibraz etmiş oldukları maluliyet raporuna ait faturanın yargılama giderlerine eklenmediğini, davanın kabul ve red oranına göre yapılan paylaştırmanın da adil olmadığını, manevi tazminat miktarının son derece düşük kaldığını belirterek istinaf talep etmiştir. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 07/07/2013 tarihinde davalı sürücünün sevk ve idaresindeki davalı sigorta şirketine trafik sigortalı … plakalı araç ile davacının sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletin çarpışması sonucu gerçekleşen trafik kazası nedeni ile davacının yaralandığı, İlk Derece Mahkemesince alınan kusur raporuna göre kazanın meydan gelmesinde davacı sürücünün % 30 oranında, davalı sürücünün % 70 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, maluliyet raporunda davacının % 6 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin 07/07/2013 tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceğinin belirtildiği anlaşılmıştır. Davacı vekili dava dilekçesinin 4. maddesinde meydana gelen kaza nedeniyle müvekkilinin kazadan sonra 6 ay çalışamadığını beyan ederek talepte bulunmuş, 24/07/2017 tarihli ATK raporuyla davacının iyileşme (iş göremezlik) süresinin 07/07/2013 tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği görüşü açıklanmış, 30/01/2018 tarihli bilirkişi heyet raporu ile 9 aylık iş göremezlik dönemine ait maddi zarar 9.317,10 TL hesaplanmış, davacı vekilince diğer tazminat kalemleri ile birlikte hesaplanan 30.779,93 TL üzerinden maddi tazminat talebi ıslah edilmiş, devamla 24/04/2018 tarihli bilirkişi heyet raporu ile dava dilekçesinde açıklanan 6 aylık iş göremezlik dönemine ait maddi zarar 6.108,56 TL hesaplanmış, toplam zarar 27.763,90 TL bulunmuş, bu miktar üzerinden kabul kararı verilmiştir. Dava dilekçesinde bulunmayan talebin ıslah yoluyla eklenmesi olanağı yoktur. Yine, HMK’nın 26. maddesi gereği, hakim taleple bağlı olup talepten fazlasına karar veremez. Dava dilekçesinde, 4. madde ile meydana gelen kaza nedeniyle davacının kazadan sonra 6 ay çalışamadığı beyan edilmiş olmakla bu beyana göre hesaplama yapan bilirkişi raporuna göre karar verilmiş olmasında ve redde göre vekalet ücretine hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu hususa değinen istinaf talebi yerinde değildir. Davaya konu trafik kazasına sebep olan davalı Sigorta şirketine trafik sigortalı … plakalı aracın kullanım şekli yolcu nakli ve kullanım amacı hususi olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda kazaya sebebiyet veren sigortalı araç, ticari olmadığından İlk Derece Mahkemesince kabul edilen maddi tazminat bakımından temerrüt faizi olarak yasal faize hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin istinaf itirazı yerinde değildir. Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” TBK’nın 56/1. maddesi gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar çerçevesinde, dosyadaki deliller ve İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacıdaki yaralanmanın niteliği, maluliyet oranı, iyileşme süresi ve tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları nazara alındığında İlk Derece Mahkemesince belirlenen manevi tazminat miktarının TBK’nın 56/1.maddesindeki düzenlemeye, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun olduğu kanaatine varılmış bu nedenle davacı vekilinin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Ne var ki ATK’dan rapor temini için yatırılan ve dekont örneği sunulan 516,30 TL’nin yargılama giderlerine dahil edilmemiş olması doğru olmadığından davacı vekilinin istinaf talebi kabul edilerek hüküm bu yönden düzeltilmiştir. Açıklanan nedenlerle; HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre:
I-MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN 1-Davanın kısmen kabulü ile; 27.763,90 TL maddi tazminatın (Davalı … yönünden kaza tarihi olan 07/07/2013 tarihinden itibaren, davalı … Sigorta Şirketi yönünden ise 03/10/2014 tarihinden itibaren) işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-Alınması gereken 1.896,55 TL harcın peşin alınan 173,45 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 1.723,10 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davacı lehine maddi tazminat yönünden kabul edilen kısım için AAÜT uyarınca taktir olunan 3.331,67 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davalı lehine maddi tazminat yönünden ret edilen kısım için AAÜT uyarınca taktir olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
II-MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN 1-Davanın kısmen kabulü ile; 7.500,00 TL manevi tazminatın davalı …’den kaza tarihi olan 07/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-Alınması gereken 512,33 TL karar harcına karşılık harcın mahsubu ile davalı …’den alınarak, hazineye irad kaydına, 3-Davacı lehine manevi tazminat yönünden kabul edilen kısım için AAÜT uyarınca taktir olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davalı lehine manevi tazminat yönünden ret edilen kısım için AAÜT uyarınca taktir olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, III-Davacı tarafından yapılan 1.543,50 TL gideri ile ATK’dan rapor alınması için yatırılan 516,30 TL’nin toplamı olan 2.059,80 TL yargılama giderinin davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında 1.430,45 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, IV-Davalı … tarafından yapılan 18,00 TL yargılama giderinin ret ve kabul oranı dikkate alındğında 5,50 TL’ sinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 101,50 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 98,10 TL istinaf başvuru harcının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/12/2020