Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/4699 E. 2021/191 K. 09.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/4699
KARAR NO: 2021/191
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 04/10/2018
NUMARASI: 2016/588 Esas – 2018/943 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 09/02/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 31/01/2016 tarihinde … plakalı aracın … plakalı araca çarpması sonucu … plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını, trafik kazası tutanağına göre ve yapılan keşif ve akabinde alınan bilirkişi raporuna göre davalının sorumluluğunu üstlendiği araç sürücüsünün %100 kusurlu olup araçta yolcu olarak bulunan davacının kusursuz olduğunu, yargılama esnasında alınacak maluliyet oranın tespitinde de gösterileceği gibi davacının yaşamının tehlikeye sokulduğu, basit bir müdahale ile giderilemeyecek zararlar olduğu, vücudunda kemik kırıklarının olduğu ve kalıcı şekilde yaralanmalar meydana geldiğini, trafik kazasında yaralanarak beden gücü kaybına uğrayan davacı için, belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, HMK’nın 107.maddesi uyarınca, 500,00 TL tedavi ve bakıcı giderleri, 500,00 TL geçici iş göremezlik, 1.000,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı olmak üzere şimdilik 2.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden olmak üzere işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; Yargılama aşamasında davacının geçici iş göremezlik alacağı 3.902,97 TL, bakıcı gideri alacağı 4.941,00 TL olmak üzere toplam 8.843,97 TL tespit olunduğundan, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla talebini bu miktara arttırmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu kazaya karıştığı iddia edilen … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 31/07/2015 – 31/07/2016 tarihleri arasında zorunlu mali sorumluluk (trafik) sigorta poliçesi ile sigortalı olduğu, müvekkili şirketin sigorta poliçesi teminat limitleri ile sigortalısının ispatlanabilen kusuru oranında meydana gelen ve ispatlanabilen gerçek zarardan sorumlu tutulabileceğini, SGK tarafından davacıya yapılan bir ödeme olmuş ise bunun yapılacak tazminat hesabından düşülmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “1-Davanın kısmen kabulü ile; 4.941,00 TL bakıcı gideri ile 3.902,97 TL geçici iş göremezlik bedelinin temerrüt tarihi olan 12/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, 2-Davacının kalıcı iş göremezlik talebinin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kazaya neden olan aracın ruhsatına bakıldığı zaman araç tır ve ticari olmasına rağmen, yerel mahkemece avans faize hükmedilmesi gerekirken yasal faize hükmetmesinin doğru olmadığını, dava dilekçesinde 1.000 TL sürekli iş göremezlik talep edilmiş ve sürekli iş göremezlik talebinin reddine karar verilmiş olmakla, davalı lehine hükmedilen 1.000 TL vekalet ücretinin fazla olduğunu belirterek istinaf talep etmiştir. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dava öncesinde müvekkil şirkete usulüne uygun başvuru yapılmamış olduğunu, ıslahla talep edilen alacak kalemlerinin zamanaşımına uğramış olduğunu, bilirkişi tarafından bakıcı gideri tazminatı, dosyada bakıcıya ihtiyaç süresini gösterir rapor olmamasına rağmen, geçici iş göremezlik süresi temel alınarak hesaplanmış ve PMF-1931 tablosu ile meslekte kazanma gücü kayıp oranına göre hesaplama yapılmış olduğunu, müvekkili şirkete sigortalı araç sürücüsünün dava konusu kazada hiçbir kusuru bulunmadığını, raporda belirlenen %100 kusur oranını kabul etmediklerini, geçici iş göremezlik süresinin olduğundan çok daha fazla tespit edildiğini, geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı giderinin poliçe limiti kapsamı dışında olup müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığını, ayrıca tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılanıp karşılanmadığı, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacıya yapılan bir ödeme olmuş ise bunun yapılacak tazminat hesabından düşülmesi gerektiğini, emniyet kemerinin takılı olup olmadığının araştırılmamış olduğunu, hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, davacı taraf ıslah dilekçesinde 8.843,97 TL maddi tazminat talebinde bulunmuş ise de dava dilekçesinde ve ıslah dilekçesinde hangi alacak kaleminin ne miktarda talep edildiğinin açık olmadığını, davacının açıkça belirtip talep etmediği alacak kalemlerini ıslah dilekçesi ile talep etmesinin usule uygun olmayıp reddi gerektiğini, kaldı ki belirtilen hususların ıslah dilekçesinde dahi net olmadığını, bu nedenle; HMK’ya aykırı olan dava dilekçesi nedeniyle HMK119. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken hüküm tesis edilmiş olmasının da hatalı olduğunu, 1.000,00 TL için dava tarihinden yasal faiz oranının uygulanmasına ve faiz başlangıç tarihinin de arttırılan kısım için ıslah tarihi olmasına karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf talep etmiştir. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, 31/01/2016 tarihinde … plakalı aracın … plakalı araca çarpması sonucu … plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı, … plakalı aracın davalı … şirketine kaza tarihini kapsar şekilde ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunduğu, davacının bu yaralanması nedeniyle geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı ile geçici bakıcı gideri talep ettiği anlaşılmaktadır. Davacı vekilinin istinaf talebi bakımından değerlendirme yapıldığında: İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verildiğinden reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin 13. maddesi gereğince yapılan değerlendirme ve hesaplamaya göre davalı yararına vekalet ücreti verilmesinde usul ve yasaya aykırılık olmadığından davacı vekilinin bu hususa değinen istinaf talebi yerinde değildir. Dava dilekçesinde avans faizi talep edilmiştir. Davalı … şirketine sigortalı … plakalı aracın ticari nitelikte çekici olmasına ve dava dilekçesinde avans faizi talep edilmesine rağmen HMK’nın 26. maddesine ve talebe aykırı biçimde yasal faize hükmedilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle bu hususa değinen davacı vekili istinaf talebi yerindedir.Davalı vekilinin istinaf talebi bakımından değerlendirme yapıldığında: Mahkemece alınan kusur raporunda … plakalı araç sürücüsü …, kaza tespit tutanağı, olay yeri görüntüleri, oluş, kaza mahalli,aracın sürati, öndeki araca arkadan çarparak karşı şeride geçmesi de değerlendirilerek %100 oranında kusurlu olduğu, diğer araç sürücülerinin kusursuz olduğu tespit edilmiştir. Sigortalı araç sürücüsü …’nun sanık olarak yargılandığı, istinaf incelemesinden de geçen İstanbul Anadolu 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/224 Esas ve 2017/461 Karar sayılı dosyasında alınan kusur raporunda sanığın tam kusurlu olduğu bildirilmiştir. Bu durumda Mahkemece alınan kusur raporu ile ceza yargılaması sırasında alınan kusur raporlarının birbiriyle örtüştüğü ve olayın oluşuna uygun düştüğü kaldı ki davacının yolcu olduğu ve kusura bir etkisi bulunmadığı nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde davacının hatır için taşındığı yönünde iddia ve savunma ileri sürmemiştir. Mahkemece, taşımanın hatır için olduğu değerlendirilerek tazminattan hatır indirimi yapılabilmesi için davalının bu yönde savunma getirmesi ve taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartlarını ortaya koyması gerekmektedir. Davalı tarafın, süresinde dosyaya sunulan cevap dilekçesinde hatır taşıması olduğuna dair iddiası ve savunması olmadığından ve trafik kaza tespit tutanağında davacının emniyet kemeri takılı olup olmadığı belirsiz olarak işaretlendiği, dosya kapsamında da bu yönde bir delil bulunmadığına göre belirlenen tazminattan müterafik kusur indirimi yapılmayışında bir isabetsizlik bulunmamasına göre hatır taşıması ve müterafik kusura değinen istinaf itirazı yerinde değildir.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesinde “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” düzenlemesi getirilmiştir. Davacı vekilince sigorta şirketine 30/03/2016 tarihli dilekçesi ile tazminatın ödenmesi amacıyla başvurulmuş, sigorta şirketi tarafından 15/04/2016 tarihli yazı ile davacıya (heyet raporu, mahkeme kararı, savcılık dosyası) açısından evrakların tamamlanması bildirilmiştir. Eksik olduğu bildirilen maluliyet oranını gösterir sağlık kurulu raporunun alınması için geçecek süre nazara alındığında KTK’nın 97. maddesinde öngörülen 15 günlük cevap süresinin makul olmayacak şekilde aşılması sonucu doğacağından başvurunun sonuçsuz kaldığının ve başvuru koşulunun yerine getirildiğinin kabulü gerekir. Bu bağlamda davacının dava tarihinden evvel başvuru koşulu yerine getirdiği anlaşıldığından dava ve ıslah tarihinin faiz başlangıç tarihi olarak alınması gerektiğine; Yine hükmedilen geçici ve bakıcı ve geçici iş göremezlik tazminat hesaplanmasında bilinmeyen dönem bulunmadığından başka bir ifadeyle yaşam tablosu uygulamayacağından PMF yaşam tablosu uygulanması gerektiğine; Davacının belirlenen ücretine ve geçici işgöremezlik süresine göre hesaplama yapılmış olmasına göre hesaplama yöntemine; Bedel arttırım dilekçesinde “davacının geçici iş göremezlik alacağı; 3.902,97 TL, bakıcı gideri alacağı 4.941,00TL olmak üzere toplam 8.843,97 TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile tahsili talep edilmiş olmakla, bedel arttırım dilekçesi ve içeriği ile değerlendirildiğinde, dilekçesinin açık olmadığına ilişkin istinaf itirazları yerinde değildir.Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin KTK’nın 98.maddesinin kapsamının belirlenmesi bakımından vermiş olduğu 07/02/2018 tarih, 2015/7503 E. ve 2018/943 K. sayılı kararında “25.02.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 13.02.2011 tarih, 6111 sayılı Yasa’nın 59. maddesi ile değişik 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinin açık lafzından da anlaşıldığı üzere, yapılan değişiklik ile trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacak, hastanelerce sunulan sağlık hizmet bedelleri yönünden sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabının yükümlülükleri sona erecektir. Kazazedelerin, bunun dışında kalan bakıcı veya tedaviye bağlı sair harcamaları, sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabının tedavi teminatları kapsamında, yine sigorta şirketleri ve Güvence Hesabı tarafından karşılanmaya devam edecektir.” yönünde karar vermiştir (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 27/03/2014 tarih, 2013/ 4616 E. ve 2014/4465 K. sayılı kararı). Aktarılan emsal Yargıtay ilamında da açıklandığı üzere 2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesi kapsamı dışında kalan bakıcı veya tedaviye bağlı sair giderlerden Sigorta Şirketlerinin sorumlulukları devam edeceğinden, bakıcı giderine ve ayrıca geçici iş göremezlik tazminatının poliçe limiti kapsamı dışında olduğuna yönelik istinaf talebi yerinde değildir.Dava dilekçesinde HMK’nın 107. maddesi gereği belirsiz alacak davası olarak tazminat talep etmiş, zararını gelişen durum nedeniyle bilirkişi raporu ile tam ve kesin olarak öğrenmiştir. Belirsiz alacak davasında zamanaşımı yalnızca dava açılan kısım için değil, tüm dava için kesilir. 6100 sayılı HMK hükümleri gereğince davacının iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın, davanın başında belirtmiş olduğu alacak talebini HMK 107/1. maddesi hükmüne göre bilirkişi raporu ile tam ve kesin olarak belirlendiği anda arttırması mümkündür. HMK’nın 107/2. maddesi gereğince yapılacak bu artırım bir ıslah olmadığı gibi bu artırım nedeniyle zamanaşımının da gerçekleştiğinden söz edilemez (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 24.06.2019 tarih, 2016/20495 E.ve 2019/7842 K.sayılı kararı).Somut olayda; davacının uğradığı cismani zarar nedeniyle geçici işgöremezlik dönemi için yaralanmasının niteliği gereği bakıcıya ihtiyaç duyup duymayacağı konusunda İstanbul ATK 3.İhtisas Kurulundan ek rapor alınması, bakıcı ihtiyacı tespitinin yapılması halinde, aktüerya uzmanından ek rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle geçici bakıcı ihtiyacı konusunda değerlendirme içermeyen maluliyet raporunda belirlenen 3 ay olan iyileşme süresinin tamamı için hesaplanan geçici bakıcı giderine hükmedilmiş olması eksik incelemeye dayalı olmuştur (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 15/10/2018 tarih, 2015/17264 E.ve 2018/9039 K.sayılı kararı).Mahkemece, olay nedeniyle SGK tarafından davacıya rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı araştırılmadan karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Davalının bu hususa değinen istinaf talepleri yerindedir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı ve davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.09/02/2021