Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/4637 E. 2019/3969 K. 12.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/4637
KARAR NO : 2019/3969
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 18/01/2018
NUMARASI : 2015/826 Esas – 2018/71 Karar
DAVA : Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 12/12/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların oğlu … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile 01/08/2015 tarihinde yaptığı kaza sonucu vefat ettiğini, kaza ile ilgili olarak Muş CBS ‘nin 2015/3747 soruşturma sayılı dosyası ile soruşturma açıldığını, müvekkillerinin davalı şirkete başvuru yaparak destekten yoksunluk tazminatı talebinde bulunduklarını, davalı şirketin müteveffanın kazada tam kusurlu olmasından dolayı talebi reddettiğini, müvekkillerinin 18/08/2015 tarihinde davalı şirkete başvuru yaptığını ancak davalı şirketin ödeme yapmamasından dolayı 31/08/2015 tarihi itibariyle temerrüde düştüğünü belirterek; şimdilik her bir davacı için 500,00 TL olmak üzere toplam 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının 31/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili 10/10/2017 havale tarihli ıslah dilekçesi ile müvekkillerinin uğradığı toplam zararın 290.000,00 TL olduğunu belirterek davasını ıslah etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu … plaka sayılı aracın 09/09/2014-09/09/2015 tarihleri arası müvekkili şirkete sigortalı olduğunu, müteveffanın kaza anında alkollü olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, müteveffanın kazada %100 kusurlu olduğunu, sürücünün %100 kusurlu olması durumunda varislerinin destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkı bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle kazada sürücünün kusur oranının tespit edilmesi gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun poliçede yazılı limitle sınırlı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun dava tarihinden itibaren yasal faizle olduğunu, davacı tarafın haklılığını ispat etmek zorunda olduğunu, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince;” Davanın kısmen kabulüne ;Davacı baba … yönünden 116.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 31/08/2015 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte kaza tarihinde yürürlükte olan sigorta poliçesi limitleri ile sınırlı olmak kaydıyla davalı sigortadan tahsili ile davacıya verilmesine, Davacı anne Safiye Gücin yönünden 174.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 31/08/2015 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte kaza tarihinde yürürlükte olan sigorta poliçesi limitleri ile sınırlı olmak kaydıyla davalı sigortadan tahsili ile davacıya verilmesine, Davaya konu destekten yoksun kalma tazminatına reeskont faizi işletilmesi talebinin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; trafik sigortası genel şartları uyarınca işletenin kusurlu olarak ölmesi sonucu varislerin destekten yoksunluk tazminatı talep etme hakkı bulunmadığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, davacıların taleplerinin teminat dışı olduğunu, işleten-sürücünün vefatı nedeniyle müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, sürücü … istiap haddini aşacak şekilde sigortalı araca yolcu aldığını, genel şartlar uyarınca istiap haddinini aşılmasının rücu sebeplerinden olduğunu, bu nedenle alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleştiğinden davanın reddi gerektiğini, kazananın demiryolu geçidinde meydana geldiğini, karayolunda veya KTK uyarınca karayolu sayılan yerlerde gerçekleşmediğinden zararın poliçe teminatı dışında olduğunu, bilirkişi raporunda müteveffanın gelir ile ilgili yapılan hesaplamayı kabul etmediklerini, müteveffanın elde ettiği gelirin kesin ve sürekli bir gelir olmadığını, bilirkişi tarafından müteveffanın anne babasına desteği ile ilgili yapılan hesaplama sonucu belirlenen tazminat miktarının fahiş olduğunu, kusur oranına ilişkin bilirkişi raporu alınmadan hesap bilirkişisinden rapor alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili şirketin sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Karayolu Trafik Kanunu’nun 91. maddesi gereği, KTK 85. maddesinde belirtilen, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda, poliçe limiti dahilinde işletenin sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere, mali sorumluluk sigortası yaptırılması zorunludur.Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. maddesine göre sigorta poliçesi genel ve varsa özel şartları içerir. Yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Genel şartlar C.10. maddesi ile 12/8/2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükten kaldırılmıştır. Yeni genel şartlar C.11 maddesine göre genel şartlar yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Somut olayda, 01/08/2015 tarihli kaza tarihi itibariyle Karayolları Zorunlu Trafik Sigortası Genel Şartlarında yapılan değişiklik yürürlüğe girmiş ise de, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun kapsamını belirleyen poliçenin başlangıç tarihinin 09/09/2014 tarihi olduğu gözetildiğinde genel şartlarda yapılan değişikliklerin somut olaya uygulanamayacaktır. Sorumluluğunun kapsamı ise poliçenin düzenlenme tarihi itibariyle 01.06.2015 tarihinden önce yürürlükte olan 12/8/2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’na göre belirlenecektir. Bu doğrultuda davacıların davalıdan destek tazminatı talep etme hakkı bulunduğu nedenle davalı vekilinin bu bende ilişkin istinaf talebi yerinde değildir (H.G.K. 15.06.2011 gün ve 2011/17-142 Esas, 411 karar, 22.02.2012 Tarih 2011/17-787 Esas, 2012/92 karar sayılı ilamları).Dosya kapsamında dava konusu olaya ilişkin Muş Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/3747 esas sayılı soruşturma dosyası dosya içerisine alınmış, soruşturma dosyasında kusur durumunun tespitine yönelik Adli Tıp Kurumuna müzekkere yazıldığı anlaşılmış olmasına rağmen yargılama safahatında raporun akıbeti ile soruşturmanın akıbeti sorulmadan, mahkemece dosya kapsamında kusur durumuna yönelik herhangi bir kusur incelemesi yapılmadan ayrıca kaza yerinin hemzemin geçitte olması nazara alındığında 2918 sayılı Kanun kapsamında davalının sorumluluğu tartışılmadan karar verilmesinin doğru olmamıştır.Destekten yoksunluk zararının hesabında müteveffanın gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Somut olayda, 26/04/2017 tarihli aktüer raporunda asgari ücrete göre, 18/09/2017 tarihli ek bilirkişi raporunda desteğin dosya kapsamına sunulan 20/01/2015-20/06/2015 tarihlerini kapsayan sözleşme kapsamında belirlenen ücrete göre hesaplama yapılmış, mahkemece sözleşmeye göre yapılan hesaplama hükme esas alınmıştır. Gerçek zararın belirlenmesi için, desteğin gelirinin net ve ispata yarar somut delilerle ortaya konulması gerekmektedir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.Bu durumda mahkemece, SGK’ dan desteğin gelir durumuna ilişkin belgelerin getirtilerek, gelirinin somut delillerle ortaya konulması gerekmektedir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/5078 Esas ve 2019/595 Karar sayılı ilam içeriği). Yerleşik Yargıtay içtihatları ve süregelen yargısal uygulamalarda trafik kazası sonucu ölen destek çalışma ve gelir elde etme durumunda olan bekar çocuk yaşasa idi ileri ki yıllarda evleneceği; evlenmesi ile birlikte pay esasına göre 2 pay kendine, 2 pay eşine, birer pay ana ve babaya; evlenmesinden belli bir süre sonra ilk çocuğu ve yine bir süre sonra ikinci çocuğunun olacağı; çocukların olacağı süreler içinde kendine 2 pay, eşine 2 pay, çocuklara birer pay, ana ve babaya da birer pay ayıracağı; ana babadan birinin destekten çıkması halinde, çıkanın payının diğer ebeveynin alacağı paya ekleneceği kabul edilmektedir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacıların destek paylarının belirlenmesi bakımından Yargıtay içtihatlarındaki yönteme göre oranlama yapılmaması da hatalı olmuştur. Mahkemece yapılması gereken, yukarıda açıklanan ilkelere göre öncelikle desteğin geliri tespit edilerek, desteğin ileride evleneceği kabul edilerek evlenmesinden önceki dönem ile evleneceği kabul edilen yaştan sonraki dönem için destek pay oranlarının önceki rapor tarihi itibariyle usuli kazanılmış haklarda gözetilerek hesaplama yapılması için aktüerya bilirkişisinden ek rapor alınması ve sonucuna göre değerlendirilme yapılarak yeniden hüküm kurulmalıdır. HMK’nun 357/1. maddesindeki, “Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz.” hükmü gereğince davalı vekilinin yargılama aşamasında ileri sürmediği sigortalı araçta istiap haddinin aşıldığı iddiası bu aşamada dikkate alınmamıştır.Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine,7-İİK’nın 36/5. maddesi uyarınca, istinaf sonucuna göre … A.Ş. tarafından tehiri icra talebi kapsamında icra dosyasına sunulan,… Bankası Anadolu Kurumsal Şube Müdürlüğü’nün 28/02/2018 tarih ve Mektup No. … numaralı 434.872,00 TL bedelli teminat mektubunun ve 2.000,00 TL nakit teminatın davalı … A.Ş.’ye İlk Derece Mahkemesi tarafından iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/12/2019