Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/4627 E. 2019/329 K. 07.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/4627
KARAR NO : 2019/329
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 05/04/2018 (tavzih tarihi 04/09/2018)
NUMARASI : 2014/902 Esas 2018/335 Karar
DAVA : Destekten Yoksun Kalma ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ: 07/03/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde: 19/04/2011 tarihinde davalı …’ye sigortalı, … ait, …’ın yönetimindeki …plakalı aracın … sevk ve idaresindeki … plakalı araca arkadan çarpması sonucu davacılardan …’un eşi … vefat ettiğini, kazada davalı sürücü …’ın asli kusurlu olduğunu, bu hususun Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin kararı ile sabit olduğunu, müteveffa … aylık 8.295,00 TL’lik kazancı olduğunu, kazaya karışan araçta yolcu olarak bulunan müvekkili …’un yaşamış olduğu göğüs rahatsızlığı nedeniyle belli bir süre işe gidememesi ve bundan kaynaklı tedavi masrafları ile aynı zamanda müteveffa eşin desteğinden yoksun kaldığını, diğer davacı müvekkili …’un annesinin desteğinden yoksun kaldığını, okul giderlerini ödeyemediğinden okula devam edemediğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla defin işlemleri için tutan masraflar ile birlikte toplamda şimdilik davacı … için 300.000,00 TL maddi ve 300.000,00 TL manevi; davacı … için 200.000,00 TL maddi ve 200.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde: Mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu, müvekkiline ait aracın sürücüsünün kusurunun bulunmadığını, davanın ve ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı …vekili cevap dilekçesinde: Müvekkili şirketin poliçeden doğan sorumluluğunun sigortalının kusur oranında olmak üzere azami 200.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, davacının destekten yoksun kalma tazminat taleplerinin, huzurdaki davanın ikamesinden önce tam ve eksiksiz olarak ödendiğini, davacılar tarafından talep edilen cenaze ve defin giderlerinin dolaylı zararlardan olup sigorta teminatı kapsamı dışında olduğunu, davacının talebine konu tedavi giderleri ve geçici iş göremezlik tazminatından Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumlu olduğunu, davacıların manevi tazminat talebinin sigorta teminatı kapsamı dışında olduğunu, ticari avans faizi istenemeyeceğini, ek ödeme durumunda yapılan ödemelerin dikkate alınmasının gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda: “Davacı … için 65.915,79 TL, davacı … için 4.408,18 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen dava tarihinden itibaren avansı faizi ile alınıp davacılara verilmesine, (Davalı … AŞ’nin poliçe limitinden bakiye kalan kısım ile sorumlu olmak üzere); davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile; davacı … için 50.000,00 TL ve davacı … için 50.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazla istemin reddine” şeklinde karar verilmiş, davacı … vekili ve davalı … AŞ vekilince yerel mahkeme kararının tavzihi talep edilmiş, yerel mahkeme tarafından “taraf vekillerinin tavzih taleplerinin yasal koşulları oluşmadığından ve dosyadan el çekilip karara karşı istinaf yoluna başvurulduğundan” şeklindeki gerekçe ile talebin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı … vekili ile davalı … AŞ vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı … AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Kararın gerekçesinde müvekkili şirketin sorumlu olduğu bakiye limit tutarının 54.334,31 TL olduğu belirtildiği halde, bu tutarın hüküm fıkrasında yazılmadığından ve hüküm fıkrası açık olmadığından hükmün icrasında tereddüt oluştuğunu belirterek yerel mahkemenin tavzih talebinin reddi kararının kaldırılarak, talepleri doğrultusunda kararın tavzihine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Davalı … şirketinin tavzih talebinin yerinde olduğunu ifade etmiş ve ayrıca hükmün 3. fıkrasında her iki davacının da isminin yazıldığını ancak davacı …’un bu kısma hatalı olarak eklendiğini belirterek yerel mahkemenini tavzih talebinin reddi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda kararın tavzihine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: HMK’nın 305.maddesine göre, hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. Bu bağlamda, mahkemece davacı … vekili ile davalı … AŞ vekilinin hükümdeki vekalet ücretine ilişkin kısmının tavzihine ilişkin taleplerinin reddine karar verilmesi isabetlidir. Çünkü, davacılardan … lehine hükmedilen vekalet ücretinin tavzihen değiştirilmesi halinde yasa metninde belirtilen “taraflara tanınan hakların ve yüklenen borçların” bu davacı aleyhine değiştirildiği sonucu ortaya çıkacaktır. Bu nedenle, bu yöndeki tavzih talebi gerekçesi yerinde olsa dahi mahkemece bu hususun tavzihen düzeltilmesi mümkün değildir. Yine davacı … vekili manevi tazminat yönünden kendisi lehine vekalet ücretine hükmedilirken diğer davacı …’un da eklendiğini ifade edip diğer davacının hükmün bu bölümünden çıkarılmasını talep etmektedir. Yukarıda ifade edildiği üzere; bu durumda da davacı …’un vekalet ücreti alacağına ilişkin hüküm bu davacı aleyhine değiştirilmiş olacaktır. Bu nedenle davacı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.Ne var ki; davalı … AŞ vekilinin hükümde sigorta şirketinin sorumluluğunun miktarı bakımından açıklama bulunmaması nedeniyle tavzih talebinde bulunması yasa hükmüne uygun bir talep iken mahkemece istemin tamamı bakımından ret kararı verilmesi isabetli olmamıştır. Hükmün (1) nolu bendine davalı … şirketinin sorumlu olduğu kısım yazılırken infazında tereddüt oluşmaması bakımından “davalı … AŞ’nin poliçe limitinden bakiye kalan kısım olan 54.334,31 TL’den davacı … yönünden 50.928,42 TL; davacı … yönünden 3.405,89 TL’den sorumlu olmak üzere” şeklinde yazılması gerekirken sorumluluk miktarı belirtilmemiştir. Hükmün bu şekilde düzeltilmesi halinde tarafların hak ve borçlarının değiştirilmeyeceği veya genişletilmeyeceği gözden kaçırılarak, bu yöndeki tavzih talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmamıştır. Bu nedenle HMK’nın 353/1-a/6.maddesi gereğince davalı … AŞ vekilinin bu yöne ilişen istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin 04/09/2018 tarihli tavzih talebinin reddine dair kararın kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki karara varılmıştır.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı … AŞ vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a/6.maddesi gereğince KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi dosyası kapsamında verilen 04/09/2018 tarihli tavzih talebinin reddine dair kararın KALDIRILMASINA,2-Davalı … AŞ vekilinin “hükümde sigorta şirketinin sorumluluğunun miktarı bakımından açıklama bulunmaması nedeniyle tavzih talebi” hakkında karar verilmesi için dava dosyasının mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-Davacı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi uyarınca esastan REDDİNE,4-Davacı …’un istinaf talebi bakımından Harçlar Yasasına göre alınması gereken 44,40 TL maktu istinaf karar harcı ile 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacı …’dan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 5-Davalı … AŞ tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince iadesine,6-İstinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, artan gider avansının iadesine,7-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.07/03/2019