Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/4606 E. 2020/4215 K. 30.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/4606
KARAR NO: 2020/4215
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 09/04/2018
NUMARASI: 2016/774 Esas – 2018/381 Karar
DAVA: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
KARAR TARİHİ: 30/12/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının işleteni olduğu … plaka sayılı araç, müvekkili şirket nezdinde KTK-ZMS Trafik Sigortası ile davalı adına sigortalı olduğunu, sigortalı araç, 22.07.2015 tarihinde dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresinde iken, maddi hasarlı trafik kazasına sebep olduğunu, kazada hasara uğrayan … plakalı araç için, 15.10.2015 tarihinde 6.750,00 TL hasar tazminatı müvekkil şirket tarafından ödendiğini, Trafik Sigortası Genel Şartlarının B.4 maddesinde trafik kurallarının ağır kusur ile ihlali rücu nedeni olarak gösterilmekte olduğunu, Trafik Sigortası Genel Şartlarının “zarar görenlerin haklarının saklı tutulması ve sigortacının sigortalıya rücu hakkı” başlıklı B.4 maddesinde ağır kusur rücu nedeni sayıldığından işbu davanın açılma mecburiyeti hasıl olduğunu, sigortalı … plaka sayılı aracın dava dışı sürücüsü …’ ın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 84/a “kırmızı ışıklı trafik işaretinde veya yetkili memurun dur işaretinde geçme “kuralını ihlal etmesi trafik kurallarının ağır kusur ile ihlalini oluşturmakta olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 6.750,00 TL’nin 15.10.2015 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; 20.07.2016 tarihinde açılan rücuan alacak davasının haksız olduğunu, ifadesinde belirttiği gibi … plakalı araç … ile … yapılan tartışma sonrasında … plakalı aracına defalarca çarpmak suretiyle zarar verildiğini, kırmızı ışıkta durmak için fren yaptığında arkadan ve yandan vurmak suretiyle yola fırladığını, kırmızı ışıkta geçmek zorunda bırakıldığını, kamera görüntülerinin incelenmesini talep ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulü ile 6.750,00 TL ‘nin ödeme tarihi olan 15/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … istinaf başvuru dilekçesinde özetle; … plakalı aracın ışıklara geldiklerinde arkadan vurmak suretiyle kendilerini yola fırlatarak canlarına ve mallarına kastetmek suretiyle kazaya sebebiyet verdiğini, yapılan kazada sadece sol ön tarafa çarpıldığından 3.000,00-4.000,00 TL civarında masraf varken masrafların çok yüksek gösterilerek istenildiğini, kazanın yapıldığı tarihte 2015 yılında kırmızı ışıkta geçmek %50 kusur sayılmakta iken mahkemece %100 kusur sayıp kararı buna göre verdiğini, mahkeme kararının bu yönüyle hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle sigorta şirketi tarafından ödenen hasar bedelinin istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2015/16576 Esas ve 2016/3671 Karar sayılı benzer nitelikteki ilamında “… Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4.a maddesinde, tazminatı gerektiren olay, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise, sigortacının sigortalısına rücu edebileceği hüküm altına alınmıştır. Daire’nin yerleşmiş uygulamalarına göre; Genel Şartların bu maddesinde “tam kusur” dan değil, “kasıt” veya “ağır kusur”’dan söz edilmekte olup, ağır kusur kavramının kasta yakın bir kusurun varlığını ifade ettiği kabul edilmektedir. İlgili madde de tam kusurdan değil kasıt veya ağır kusurdan söz edilmektedir. Somut olay değerlendirildiğinde, bilirkişi raporunda davalı sürücünün %100 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiştir. Ağır kusur kavramı bir özel hukuk kavramı olup, kasıtlı olmamakla beraber kasta yakın bir kusurun mevcudiyetini ifade eder. Dava konusu olayda ise sigortalı araç sürücüsü kırmızı ışıkta geçmesinden dolayı %100 kusurlu olmakla, ağır kusurlu olmadığının kabulü gerekir. Olayda ağır kusur oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde rücu şartının gerçekleştiği düşüncesiyle davanın kabulüne karar verilmesi de doğru görülmemiştir….” şeklindedir. Somut uyuşmazlıkta, davacı … şirketine zmms ile sigortalı davalıya ait aracın sürücüsünün kırmızı ışıkta geçmek kuralını ihlal ederek ağır kusurlu olduğundan genel şartlar B4 maddesine dayanarak rücuan tazmini talep edilmektedir. Ancak yukarıda açıklandığı gibi “kırmızı ışıkta geçmek” ağır kusur olarak değerlendirilemez. Mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunda, sigortalı araç sürücüsüne (kaza tespit tutanağı da aynı doğrultuda) kırmızı ışıkta geçmek kuralını ihlal ettiğinden %50 oranında kusurlu bulunmuştur. Bu durumda, olayda ağır kusur oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde rücu şartının gerçekleştiği düşüncesiyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış ve hüküm bu yönden düzeltilerek yeniden oluşturulmuştur. Açıklanan nedenlerle; HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davalının istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Açılan davanın REDDİNE, 2-Harçlar Yasası uyarınca alınması gereken 54,40 TL ilam harcının, peşin alınan 115,28 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 60,88 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Davalı tarafından bir gider yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 5- Gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 31,50 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 98,10 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/12/2020