Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/4585 E. 2019/946 K. 20.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/4585
KARAR NO : 2019/946
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 28/09/2018
NUMARASI : 2018/6672 D.İş Esas – 2018/6672 D.İş Karar
DAVA : Güç Kaybı ve Bakıcı Gideri Tazminatı (Trafik KazasındanKaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/06/2019
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili başvuru dilekçesinde özetle; 12/06/2009 tarihinde, davalı tarafça ZMSS poliçesi ile sigortalı… plakalı aracın tek taraflı kaza yapması sonucunda araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin yaralandığını ve malul kaldığını, İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından verilen rapora göre %8,2 malul ve 120 gün geçici iş göremez, 30 gün bakıcıya ihtiyacı olur halde kaldığını, davalı tarafa maluliyete ilişkin rapor ve her türlü hesap için gerekli evrakın gönderilmesine rağmen halen hukuka aykırı olarak belge istendiğini, ellerinde bulunan tüm evrak davalı tarafa sunulduğundan tahkim başvurusu yapmak zorunluluğunun doğduğunu, iş bu başvuru öncesinde müvekkili adına Sigorta Tahkim Komisyonunun 2017/43551 Esas sayılı dosyası ile başvuru yapıldığını ancak müvekkilinin maluliyetine ilişkin raporun çıkmasının en az 3 ay alacağa dikkate alınarak raporun sunulamaması nedeniyle başvurularının Uyuşmazlık Hakem Heyetince usulden reddedildiğini, karara itiraz ettiklerini ancak itirazlarının da yerinde görülmediğini, sonrasında maluliyete ilişkin rapor davalı tarafa gönderilmesine rağmen davalı tarafça ödeme yapılmadığını iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması koşuluyla 4.000,00 TL kalıcı iş göremezlik 500,00 TL kalıcı iş göremezlik, 500,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplamda 5.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; uyuşmazlık konusu kaza nedeniyle davalı … Şirketine yöneltilebilecek tazminat taleplerinin zamanaşımına uğradığını, dava konusu trafik kazasının 12/06/2009 tarihinde meydana geldiğini, başvurunun ise 05/04/2018 tarihinde yani olay tarihinden 8 yıl 10 ay sonra yapıldığını, bu nedenle davanın zamanaşımına uğradığını, davacıların önceki başvurularının reddedildiğini, kesinleşen bu karara rağmen aynı taleple müvekkiline husumet yönetilmesinin mümkün olmadığını, olayda hatır taşıması ve müterafik kusur olduğunu, davacının maluliyet raporunun yeniden alınması ve tazminat hesaplamasının ZMSS Genel Şartlarına göre yapılması gerektiğini, davacının talep ettiği sağlık hizmet bedeli ve geçici iş göremezlik tazminatının 6111 sayılı Kanun gereğince SGK tarafından karşılanması gerektiğinden, müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, davacı lehine verilecek vekalet ücretinin A.A.Ü.T gereğince 1/5 olması gerektiğini, müvekkili şirket temerrüde düşmediği için davacının faiz talebinin haksız olduğunu iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti, zamanaşımı nedeniyle başvurunun reddine karar vermiş, taraf vekillerinin itirazı üzerine İtiraz Hakem Heyeti, taraf vekillerinin yaptığı itirazların reddine karar vermiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf Kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Hukuk Genel Kurulunun 2014/4-896 sayılı kararında açıkça zararın öğrenilme tarihinin aktüeryanın davacıya tebliğ edildiği tarih olarak belirtildiğini, dosyada aktüerya yapılmadığından müvekkilinin zararı öğrenemediğini, bu nedenle davada zamanaşımından söz edilemeyeceğini, zarar öğrenilmediğinden zamanaşımı süresinin başlamadığını, ayrıca Sigorta Tahkim Komisyonu’nun 2017/43551 Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine başvuru yapıldığını, başvurunun usulden reddedildiğini, İtiraz Hakem Heyetinin 2017/55406 Karar sayılı kararında da tamamen hukuka aykırı olarak başvurularının, başvuru şartı yokluğundan reddediliğini, müvekkilinin haklarını kullanmasının kötü niyetli olarak geciktirildiğini, usul ve yasaya aykırı olan kararın kaldırılarak, başvurularının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
HMK’nın 355.maddesi gereğince, kamu düzeni ve istinaf sebepleriyle sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda:
Dava, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan güç kaybı ve bakıcı gideri tazminatı istemine ilişkindir.
Dava konusu olay, yaralamalı trafik kazasına dayanmaktadır.
KTK’nın 109/2.maddesine göre “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” 5237 sayılı TCK’nın 89.maddesinde düzenlenen ve somut olayda eyleme uyan taksirle yaralama suçunun ceza dava zamanaşımı süresi aynı Kanun’un 66/1-e maddesine göre 8 yıl olduğundan açılan dava 8 yıllık dava zamanaşımı süresine tabidir. Somut uyuşmazlıkta dava konusu kaza 12/06/2009 tarihinde meydana gelmiştir. İstinafa konu edilen başvuru ise 05/04/2018 tarihinde yapılmıştır. Buna göre 8 yıllık ceza dava zamanaşımı dolmuştur. Yine, davacı tarafça yapılan ve Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 03/02/2018 tarih 2018/İHK-863 karar sayılı kararıyla başvurunun reddine karar verilen dosyadaki başvuru ise 11/07/2017 tarihinde yapılmıştır. İlk başvuru da 8 yıllık ceza dava zamanaşımı dolduktan sonra yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta TBK’nın 153 ve 154.maddelerinde belirtilen zamanaşımının durması ve zamanaşımının kesilmesi durumları da bulunmamaktadır. Başka bir deyişle, İtiraz Hakem Heyetince, zamanaşımından dolayı başvurunun reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurundaki iddia ve itirazlar yerinde değildir.
Bu bağlamda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası belirtilen Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı yaptığı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-6728 sayılı Yasa’nın 36.maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,
3-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine,
4- İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/06/2019