Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/4579 E. 2018/1734 K. 14.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/4579
KARAR NO : 2018/1734
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 14/09/2018
NUMARASI : 2018/6470 D.İŞ Esas 2018/7066 D.İŞ Karar
(İtiraz Hakem Heyeti 14/08/2018 tarih 2017/İHK-1278)
DAVA : Trafik Kazasından Kaynaklanan Ölüm Nedeniyle Destekten
Yoksun Kalma Tazminatı
KARAR TARİHİ: 14/12/2018
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurusunda; 22.03.2015 tarihinde müvekkilinin murisi …’ın sevk ve idaresi bulunan … plaka sayılı araç ile trafikte seyir sırasında teknik bir sebepten dolayı durduğunu, aracı emniyet şeridine çekerek, park ettiğini, murisin, aracın sol ön kapısı açık vaziyette, aracı hem itekleyip hem de direksiyona yön vererek hareket ettirmeye çalıştığı esnada aynı istikamette seyir halinde olan plakası markası ve modeli alınamayan başka bir aracın, murisin bulunduğu taraftan çarparak vefatına neden olduğunu, müvekkilinin, murisin desteğinden yoksun kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı … şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili talebini, 51.212,63 TL olarak artırmıştır.Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesinde: … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, sigortalı aracın, kaza sırasında işletilme halinde bulunmadığını, bu nedenle talebin teminat kapsamı dışında olduğunu, başvuru sahibi lehine karar verilmesi halinde hükmedilecek vekalet ücretinin, yasal vekalet ücretinin 1/5’i miktarında olması gerektiğini belirterek, başvurunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından; başvuru sahibinin talebinin kabulü ile, 51.312,63 TL destekten yoksun kalma tazminatının, 21.10.2016 tarihinden itibaren yasal faiziyle …’den tahsil edilerek, başvurana ödenmesine karar verilmiştir.Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına davalı … şirketi vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine, itiraz hakem heyeti tarafından yapılan değerlendirme sonucunda: Davalı … şirketi vekilinin itirazlarının reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuş, Dairemizin 08/03/2018 tarih 2017/999 esas 2018/318 karar sayılı ilamı ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek, Sigorta Tahkim Komisyonu-İtiraz Hakem Heyeti’nin 17/04/2017 tarih 2017/İHK-1278 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilmiştir. İtiraz Hakem Heyeti bu kez 14/08/2018 tarih 2017/İHK-1278 karar sayılı kararı ile: Davalı … şirketi vekilinin yaptığı itirazların kabulüne, davacı başvuru sahibinin talebinin kısmen kabulü ile 50.626,88 TL tazminatın 21/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte aleyhine başvuruda bulunulan davalı … şirketinden tahsil edilerek başvuru sahibine ödenmesine karar vermiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesi ile: Müvekkili şirket nezdinde trafik sigortası ile sigortalı … plaka numaralı aracın 22.03.2015 tarihinde karışmış olduğu iddia edilen trafik kazası neticesinde …’ın vefat ettiğini, sigortalı aracın kaza esnasında yol kenarında arıza sebebiyle duraklama halinde olduğunu, hareket halinde olmadığını, müteveffanın kaza esnasında araç dışında olduğunu, aracın işletilmesinden söz edilemeyeceğini, poliçe teminatı içinde olmayan talebin reddi gerekirken verilen itiraz hakem kararının hukuka aykırı olduğunu, Trafik Sigortası Genel Şartları A.6. maddesine göre de işletilme halinde olmayan araçların sebep olacağı zararların teminat dışında kaldığını, talebin trafik sigortası kapsamında kabul edilmesi halinde dahi, desteğin kendi kusuru ile kazanın meydana geldiğini, müteveffanın kaza esnasında alkollü olduğunu, bu sebeple davacılara herhangi bir ödeme yapılması halinde müteveffanın mirasçılarına rücu davası açılacağını, açılacak dava ile alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleşeceği kabul edilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu yöndeki itirazlarının dikkate alınmaması nedeniyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle ZMM sigortacısından destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. HMK’nun 355. maddesi uyarınca davalının istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda:
Davalı tarafından Genel Şartlar’a dayanılarak kazada ölen desteğin alkollü olması nedeniyle rücu şartlarının oluştuğu, bu şekilde alacaklı-borçlu sıfatlarının birleştiği, araç sürücüsünün kendi kusuruyla meydana getirdiği zarar nedeniyle trafik sigortacısının sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi gerektiği ileri sürülmüştür. Oysa, kaza tarihinde geçerli Genel Şartlarda “ödemede bulunan sigortacısı” ibaresi ile açıkça ifade edildiği üzere, bir edimin rücu edilebilme şartlarının değerlendirilebilmesi için öncelikle o edimin ifa edilmesi gerekmektedir. Davacının ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açmış olmasına, ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacak olmasına, dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, bu hususun desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyecek olmasına göre, zarar gören üçüncü kişi sıfatıyla davalı … şirketinden zararlarının tazminini talep eden davacıya karşı, eldeki davada rücu iddiası ileri sürülemez. Çünkü davalının ileri sürdüğü alacak hakkı, davacının destekten yoksun kalma tazminatı hakkından sonra ve onun doğumuna bağlı olarak doğan bir haktır. (Yargıtay 17. H.D., 08/12/2015 Tarih, 2014/3061 Esas, 2015/13605 Karar sayılı kararı)
Yine, davacının desteğinin arızalanan aracı, sol ön kapısı açık vaziyette ve kendisi araç dışında olmak üzere ittirmek suretiyle hareket halinde iken başka bir aracın çarpması sonucu ölmesine, bu durumda aracın işletilme halinde olmadığının ileri sürülemeyecek olmasına göre davalı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazları da yerinde görülmemiş ve aşağıdaki karara varılmıştır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 14/09/2018 tarih, 2018/6470 D.İş Esas – 2018/7066 D.İş Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-6728 sayılı Yasa’nın 36.maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,
3-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine,
4- İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.14/12/2018