Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/451 E. 2020/336 K. 26.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/451
KARAR NO: 2020/336
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 18/10/2017
NUMARASI: 2015/1399 Esas 2017/1110 Karar
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 26/02/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 17.07.2014 günü davalı sürücü … yönetimindeki diğer davalı … adına tescilli … plaka sayılı araçla … Bulvarı yönünden geldiği … kavşağından … Bulvarı yönüne hareket ederken aracının ön kesimi ile … yakınında park halinde bulunan … plaka sayılı aracın sol arka yan tarafına çarpması sonucu savrulan aracın, sağ tarafının da yaya kaldırımına çarpmasıyla hasar gördüğünü, hasar gören müvekkiline ait … plaka sayılı araçta 8.529,88 TL tutarında hasar meydana geldiğini, ayrıca araçta 2.000,00 TL değer kaybı olduğunu, iki günlük onarım süresindeki kira kaybının 106 Euro olduğunu ifadeyle; toplam 11.134,08 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; olayda müvekkiline ait sürücünün kusuru olmadığını, araçta değer kaybının fahiş olduğunu, müvekkiline ait aracın … Sigorta nezdînde sigortalı olduğundan sigortanın sorumlu olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davacı yanın değer kaybı taleplerini araç kiralama şirketi olmaları sebebiyle reddini talep ettikleri aksi halde kusura ve hasara ilişkin itirazlarını sunarak, kusur konusunda Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi nezdinde inceleme yapılmasını, değer kaybı yönünden ekspertiz incelemesi yapılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulüne, hasar bedeli karşılığı 7.830,00 TL ile değer kaybı talebi karşılığı 1.422,00 TL olmak üzere toplam 9.252,00 TL’nin tüm davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiliyle davacı tarafa ödenmesine, hükmedilen tutara davalı … yönünden dava tarihi olan 10/06/2015 tarihinden itibaren ve davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 17/07/2014 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, Kazanç kaybı karşılığı 150,00 TL’nin davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 17/07/2014 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, Fazla taleplerin reddine”karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı … Sigorta Şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; değer kaybı ve maddi hasar tespiti yapılan raporun taraflarına tebliğ edilmediğini, davacı yanın değer kaybı taleplerinin, araç kiralama şirketi olması sebebiyle reddi gerekirken hatalı olarak kabul kararı verildiğini, bilirkişi raporunda hasarlanan parçaların dökümünün yapılmadığını, aracın marka, model, renk, ekstra özellikleri, donanım seviyesi, kilometresi, özellikle eski kazalarının bulunup bulunmadığı ve davacı tarafından sunulan faturanın araçta meydana geldiği ileri sürülen hasarla uyumlu olup olmadığı hususlarının irdelenmediğini, kazaya karışan aracın 2013 model ve kiralık bir araç olduğunu, bu nedenle değer kaybı hesabı yapılmasının usul ve yasaya uygun olmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun gerek denetime elverişli olmaması, gerekse de içerik itibariyle yetersiz ve hatalı olması nedeniyle hüküm kurmaya elverişli olmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Davacı uzun süreli filo araç kiralama işi ile iştigal etmektedir. 17.07.2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacıya ait … plakalı araca davalı …’e ait, diğer davalı … sevk ve idaresindeki ve davalı … şirketine ZMMS sigortalı olan … plakalı aracın çarpması ile meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasında davacıya ait araçta hasar oluşmuştur. Açılan dava ile hasar bedeli, değer kaybı ve mahrum kalınan kira bedeli talep edilmektedir. Uzun süreli filo araç kiralama halinde dahi değer kaybı talep edilebileceğinden, bu hususa değinen davalı istinafı yerinde değildir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 13/06/2017 tarih, 2016/ 10846 E. ve 2017/6730 K. sayılı kararı). Mahkemece alınan kusur raporuna göre davalı sürücü …’in %100 kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Hasar miktarının tespiti için alınan bilirkişi raporunda ise davacıya ait … plakalı araçta trafik kazasına bağlı olarak 7.830,00 TL hasar bedeli, 1.422,00 TL değer kaybı ve 150,00 TL 2 günlük kira kaybı olduğu tespit edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sırasında, 18.04.2017 tarihli 5. celse zaptına dosyada gider avansı bulunmaması nedeni ile bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edilemediği yazılmış, taraflara tebliğ için hazırlanan bilirkişi raporu ekli olan tebligatların tebliğ edilmeksizin dosya içine takılı olduğu görülmüştür. HMK’nın “Harç ve Avans Ödemesi” başlıklı 120. maddesinin 1. fıkrasında harç ve avansların Bakanlıkça saptanacağı, dava açılırken mahkeme veznesine yatırılacağı; 2. fıkrasında ise avansın yeterli olmadığının anlaşılması durumunda davacıya iki haftalık kesin süre verileceği düzenlenmiştir. HMK’nın 280. maddesi gereğince de bilirkişi raporunun duruşma gününden önce taraflara tebliğ edilmesi; 281.maddesi gereğince de taraflara rapor tebliğinden itibaren 2 hafta olan cevap ve itiraz süresinin tanınması gerekir. O halde Mahkemece eksik gider avansını yatırmak üzere HMK’nın 120/2.maddesi gereğince davacı vekiline kesin mehil verilmesi, kesin mehil süresi içerisinde gider avansı yatırılır ise bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edilerek taraflara bu rapora karşı itiraz ve beyan hakkı tanınması, ytırılmaz ise sonucuna göre karar verilmesi gerekirken HMK’nın bu emredici hükümlerine aykırı olarak dosyada gider avansı bulunmadığından bahisle bilirkişi raporu tebliğ edilmeksizin ve taraflara bu rapora karşı itiraz ve beyan hakkı tanımaksızın karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Davalı … vekilinin diğer istinaf talepleri bilirkişi raporunun içeriğine ilişkin olduğundan ve dairemiz kabulüne göre mahkemece bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilip varsa itirazlar değerlendirilerek karar verilmesi gerektiğinden, bu aşamada inceleme konusu yapılmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı … Sigorta Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : 1-Davalı … Sigorta Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı … Sigorta Şirketi vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/02/2020