Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/444 E. 2020/225 K. 07.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/444
KARAR NO: 2020/225
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 17/10/2017
NUMARASI: 2016/466 Esas – 2017/870 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 07/02/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 26/02/2016 tarihinde müvekkili …’ın oğlu …’ın kullandığı … plakalı araç ile …’un kullandığı … plakalı araç ve … plakalı araç arasında cereyan eden kaza neticesinde, müvekkilin oğlu … eks olduğunu, yine aynı araçta bulunan … ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığını ve araçta maddi hasar meydana geldiğini, davanın kabulü ile tahkikat sonucunda müvekkillerin zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere asgari 1.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu, dava dışı … adına tescilli … plakalı araç için, müvekkil şirketçe, 25/01/2016-25/01/2017 tarihleri arasında, … nolu poliçe numaralı ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi düzenlendiğini, müvekkil şirketin sorumluluğu, poliçe üzerinde yazılı teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, ancak trafik sigortası bir meblağ sigortalı olmayıp bir zarar sigortası olduğunu, kısaca açıklamak gerekirse, söz konusu teminat limitinin tamamının defaten ödenmesi söz konusu olmayıp, zarar görenlerin kaza nedeniyle uğradığı gerçek maddi zararın tespiti ve sigortalının kusur oranında bu gerçek zararın tazmini esas olduğunu, sürücünün kendi kusuru ile sebebiyet verdiği kazada vefat etmiş olması ile yansıma yoluyla zarar gören destekten yoksun kalan hak sahiplerinin bu tür zararlarının sigorta güvencesi kapsamında bulunmadığından davanın reddini, haksız ve mesnetsiz açılan davanın tamamen reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, “Davanın kabulü ile 29.825,89 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 22/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası genel şartları A.6 maddesinde teminat dışında kalan halleri belirtildiğinde davaya konu trafik kazasının 26/02/2016 tarihinde meydana geldiği poliçenin 25/01/2016 /2017 tarihlerini kapsadığını yeni gelen şartlardan sonra poliçenin düzenlendiğini ve kazanın meydana geldiğini bu nedenle davanın esastan reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf başvurusu yapılmıştır. Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamına göre; 23/02/2016 tarihinde davacının oğlu …’un sürücü olduğu … plakalı araç ile dava …’un kullandığı … ve … plakalı araçlar arasında meydana gelen trafik kazasında davalı … şirketine ZMSS poliçesi ile sigortalı araç sürücüsü vefat etmiştir. Davacının bu nedenle destekten yoksun kalma tazminat talebinde bulunmuştur. Kaza ile ilgili ATK’dan alınan kusur raporuna göre sürücü … ve … plakalı kamyonet sürücüsünün kusursuz oldukları, … plakalı sigortalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğu, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacıların desteğinin %100 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek hesaplama yapıldığı anlaşılmıştır. Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi uyarınca, aynı Kanun’un 85. maddesinde belirtilen, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda, poliçe limiti dahilinde işletenin sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırılması zorunludur. Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. maddesine göre sigorta poliçesi, tarafların haklarını, temerrüde ilişkin hükümler ile genel ve varsa özel şartları içerir. Yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Genel şartların C.10. maddesi ile 12/08/2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükten kaldırılmıştır. Yeni genel şartlar C.11 maddesine göre genel şartlar yürürlük tarihi olan 01/06/2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun sonucu olarak artık eski genel şartların, yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Somut olayda, poliçenin ZMMS Genel Şartlarının yürürlüğe girdiği tarihten sonra 25/01/2016 günü tanzim edilmiş olduğu, kazanın ise 26/02/2016 tarihinde gerçekleştiği görülmektedir. Başvuru ile başvuru sahiplerinin desteği sürücü …’ın sevk ve idaresindeki araçla seyri sırasında tam kusurlu olarak çift taraflı kazaya sebebiyet verip ölmesi sonucu başvuru sahipleri destekten yoksun kaldığı iddiası ile murisin kullandığı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan davalı şirketten destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuştur. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nın A.3. maddesine ve A.5. maddesinin (ç) bendine göre ancak üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla destek zararları, destekten yoksun kalma (ölüm) teminatı kapsamındadır. Bunun sonucu olarak, sigortacının destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırasında mutlaka ölen kişinin üçüncü bir kişi olması gerekir. İşletenin eylemlerinden sorumlu olduğu sürücünün üçüncü kişi olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Yine genel şartların A.6. maddesinin (d) bendinde destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat kapsamı dışında tutulması nedeniyle sürücünün asli kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında değildir. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanunu’nda da sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerini sigorta teminat kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığı ve kapsama giren teminat türleri arasında bulunmamasına göre, başvuru sahibinin desteğinin kusuruna denk gelen destek tazminatını talep etme hakkı bulunmamaktadır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk(Trafik) Sigortası Genel Şartlarının yürürlük tarihinden sonraki kazalarda, bu tarihten sonra düzenlenen poliçeler ile ilgili verdiği kararlar da bu yöndedir. Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılması ile davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davanın reddine, 2-Alınması gereken 54,40 TL ilam harcının peşin alınan 29,20 TL ile ıslah harcı olan 99,00 TL’nin toplamı 128,20 TL harçtan mahsubu ile 73,80 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından davacılara iadesine, 3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş bulunduğundan karar tarhinde yürürlükte bulunan, A.A.Ü.T.gereğince reddedilen miktar üzerinden hesap ve takdir edilen 4.473,88 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ; 1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 50,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 98,10 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/02/2020