Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/4428 E. 2020/4149 K. 22.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/4428
KARAR NO: 2020/4149
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 30/04/2018
NUMARASI: 2014/639 Esas – 2018/424 Karar
BİRLEŞEN ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA: Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 22/12/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 14/10/2013 tarihinde davalı …’in sürücüsü diğer davalı …’in maliki olduğu, davalı … şirketine sigortalı … plakalı aracın müvekkilinin sevk ve idaresinde bulunan … plakalı motosikletine çarpışması neticesinde yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini belirterek, şimdilik 1.000,00 TL tedavi giderleri, 1.000,00 TL maluliyetten kaynaklanan maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Birleşen Anadolu 12 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/192 sayılı dosyasında dava dilekçesinde; aynı kaza nedeniyle uğranılan maddi kayıpların telafisi için Anadolu 11.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/639 E.sayılı dosyası nezdinde tazminat davası açtıklarını, anılan dosyada müvekkilinin %7.2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı yönünde rapor verildiğini, yine Adli Tıp Kurumundan alınan kusur raporunda %85 oranında davalı …’in kusurlu olduğunun belirlendiğini, kaza nedeniyle tedavi sürecinde ağır acılar çeken müvekkilinin şimdi de malul kalmanın üzüntüsünü yaşadığını belirterek huzurdaki davanın anılan mahkeme dosyası ile birleştirilmesini, 100.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinde işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının talebine konu bakıcı, refakatçi vs. giderlerin 6111 sayılı Yasa’nın 59. maddesi ile değiştirilen KTK’nın 98.maddesi düzenlemesi gereği, müvekkili sigorta şirketi değil SGK’nın sorumlu olduğunu, davacının daimi maluliyet tazminatına yönelik talebinin tespiti ile Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiğini, davacının faiz başlangıcına ilişkin taleplerinin kabul edilebilir nitelikte olmadığını, müvekkili şirketin sorumluluğu söz konusu ise faiz başlangıcının ancak dava tarihinden itibaren olabileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu, davaya konu kaza ile ilgili kavuşturma … 6 sulh Ceza Mahkemesinde halen devam ettiğini henüz bilirkişi raporlarıyla kusur oranlarının kesinleşmemiş olduğunu, davacının ehliyetsiz ve tecrübesiz olduğunu, müvekkillerinin, gerek kazanın yaşadığı an gerek sonrasında davacının sağlık durumuyla yakından ilgilendiğini, davacının, kazanın meydana geldiği tarihte düzenli bir işte çalışmadığını, askerlik görevini henüz yapmamış olduğunu, bu nedenle davacının her hangi bir gelir kaybı bulunmadığını, maddi tazminatın hukuki dayanağının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Mahkememizin asıl dava dosyası yönünden davacının davasının kabulü ile, 51.305,38 TL’nin davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 14/10/2013 tarihinden itibaren, davalı … AŞ yönünden dava tarihi olan 14/04/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan alınarak davacıya verilmesine, Birleşen Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/192 esas sayılı dava dosyası yönünden davacının davasının HMK 114/1-c ve HMK 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine, görevli mahkemenin … Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna, HMK ‘nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda görevli mahkemece karar verilmesine, HMK ‘nun 331/2. maddesi son cümlesi uyarınca dosya süresi içinde görevli mahkemeye gönderilmediği takdirde talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalılar … ile … vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalılar … ile … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının maluliyetinin kaza sebebiyle oluşmadığını, davacı kaza sonrası askerliğine komando olarak devam ettiğini, kazadan 3 sene sonra yapılan tespitin hiçbir hukuki dayanağı bulunmadığını, kaza yerinde keşif yapılmadığını, keşif yapılmadan kusur değerlendirmesi ile rapor düzenlenmesi ve buna dayanak yapılan gerekçeli kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı ehliyetsiz araç kullanarak kazaya sebebiyet verdiğini, davacının kusurunun çok açık olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Davaya konu aynı olay nedeniyle ceza yargılamasının yapıldığı … 62. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/256 Esas sayılı dosyasına sunulan iki ayrı bilirkişi raporuna göre davacı sürücü …’nın tali derecede, davalı sürücü …’in asli derecede kusurlu olduğu bildirilmiştir.İlk Derece Mahkemesince aldırılan AKT Trafik İhtisas Dairesinin 16/10/2017 tarihli bilirkişi raporuna göre kazanın meydan gelmesinde davacı sürücü …’nın %15, davalı sürücü …’in %85 kusurlu olduğunun tespit edilmiştir. Bu durumda Mahkemece aldırılan kusur raporu ile ceza yargılaması sırasında alınan kusur raporlarının birbiriyle ve kaza tespit tutanağı ile örtüştüğü ve olayın oluşuna uygun düştüğü, ehliyetsiz araç kullanma halinin sürüş kusurlarından olmadığı, bilirkişi raporunun dosyadaki bilgi ve belgelere uygun, gerekçeli ve denetlenebilir olduğu kanaatine varıldığından, davalı vekilinin kusur oranına yönelik iddia ve itirazı yerinde değildir. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ile bir talepte bulunulması halinde zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekir. Bu belirlemenin yapılabilmesi için Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlardan, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden maluliyet raporu alınmalıdır. İlk Derece Mahkemesince tazminatın belirlenmesinde kaza tarihinde yürürlükte bulunmayan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranları Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre düzenlenen maluliyet raporunun hükme esas alınmış olması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Bu durumda, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine uygun olarak davaya konu trafik kazası nedeniyle davacıda var olduğu ileri sürülen yaralanmaya bağlı kalıcı maluliyet oluşup oluşmadığı, kalıcı maluliyet oluşmuş ise maluliyet oranı, maluliyetin kaza ile illiyeti bulunup bulunmadığı konularında, dosya içerisinde bulunan tedavi evrakları ile dosyada mevcut olan taraflarca sunulan delilleri de irdeler biçimde denetime elverir nitelikte raporla tespit edilmesi ve bilahare aktüer bilirkişiden ek rapor alınarak tazminatın belirlenmesi gerekir. Açıklanan nedenlerle, davalılar … ile … vekili vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalılar … ile … vekili vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/12/2020