Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/4426 E. 2020/4214 K. 30.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/4426
KARAR NO: 2020/4214
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 30/05/2018
NUMARASI: 2015/556 Esas – 2018/600 Karar
BİRLEŞEN KOCAELİ 1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2015/551 E.- 2016/ 703 K.
DAVA: Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 30/12/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların murisi …’un 21/03/2015 günü … Ltd. Şti’ne hizmet veren işvereni … Ltd. Şti’ne ait olan ve kendisinin şoförlüğünü yaptığı … plakalı otobüsüyle Antalya’dan Ankara’ya giderken Sandıklı ilçesinden Afyon iline doğru Taşoluk mevkine geldiğinde havanın kar yağışlı ve yolun buzlu ve karlı olması nedeniyle patinaj yaparak yolda kalan … plakalı çekici ve … plakalı yarı römorka çarpmamak için durdurmaya çalışmışsa da duramayıp komple ön kısımlarıyla arkadan çarptığını, akabinde arkadan gelen … plakalı başka bir otobüsünde davacıların murisinin yönetimindeki otobüse arkadan çarpması sonucu hayatını kaybettiğini, davacının murisinin otobüs şoförü olduğunu, olayın zincirleme bir iş – trafik kazası olduğunu, sürücü yakınlarının sürücünün canına gelen zarar söz konusu olduğunda ZMMS poliçesinden de yararlanabileceklerini, davacıların murisinin uzun yıllardır otobüs şoförlüğü yaptığını ve aylık en az 3.000 TL maaş aldığını, 1976 doğumlu …’un ölmesiyle davacıların mirasçı kaldıklarını, murisin kullandığı … plakalı otobüsün 21/03/2015 tarihi itibariyle 11/12/2014/2015 vadeli … nolu trafik poliçesinin davalı şirketçe temin edildiğini belirterek davacı … yönünden 229.851,14 TL, davacı … yönünden 60.148,86 TL destekten yoksunluk tazminatının davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen Davada Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin desteği …’un trafik kazasında vefat etmesi üzerine davacılardan her biri 500,00 TL olmak üzere şimdilik 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketinden faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacılar vekili, 19/06/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile Davacı … için 21.467,15 TL, … için 4.051,88 TL olmak üzere toplam 25.519,13 TL destekten yoksun kalma tazminat alacağının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın davalı şirkete 11/12/2014/2015 vadeli … nolu poliçe ile zmm sigortalı olduğunu, poliçe teminatının kişi başına 268.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, davacıların murisin ölmeden önce desteğinden faydalandıklarını ispat etmeleri gerektiğini, murisin ücretinin ispat edilmesi gerektiğini, murisin SGK’ya bağlı olup olmadığının araştırılması gerektiğini, anılan kurumca yapılan ödemelerin davalıdan tahsil edileceğini ve mükerrer ödemeden kaçınmak amacıyla bu hususun araştırılması gerektiğini, davacıların …’un desteğinden yoksun kalma tazminatında bulunduğunu ancak kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağını, temerrüt tarihinden itibaren faiz talebinin yerinde olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Asıl dava ve birleşen davanın reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı asıl davada davacılar vekili ile birleşen dava davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Asıl davada davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kaza ve dava tarihi itibariyle 15 Ağustos 2003 tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ile 2918 sayılı KTK’nun değişiklikten önceki hükümlerinin uygulanması gerektiğini, yasa değişikliğinden önce işleten ve sürücü yakınlarının her türlü zararları değil yalnızca mallarına gelen zararları sigorta kapsamı dışında bıraktığını, çünkü mallarda mirasın söz konusu olduğunu, ancak canlarına gelen zararların sigorta kapsamında olduğunu, davacıların destekten yoksunluk ve bedensel zararlar söz konusu olduğunda 3.kişi konumunda olduklarını, bu nedenle bu tür zararlardan dolayı tazminat isteme haklarının, miras veya herhangi bir yolla başkalarından geçen bir hak değil kişiliklerine sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğunu, yerel mahkeme tarafından her davanın açıldığı tarihteki hukuki ve maddi olgulara göre sonuçlandırılması gerektiği ilkesini yok sayarak kaza ve dava tarihinden sonra çıkan yasayı geriye doğru uygulayarak hak ve adalete aykırı olarak hüküm kurulduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Birleşen davada davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kaza ve dava tarihi itibariyle 15 Ağustos 2003 tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ile 2918 sayılı KTK’nun değişiklikten önceki hükümlerinin uygulanması gerektiğini, yasa değişikliğinden önce işleten ve sürücü yakınlarının her türlü zararları değil yalnızca mallarına gelen zararları sigorta kapsamı dışında bıraktığını, çünkü mallarda mirasın söz konusu olduğunu, ancak canlarına gelen zararların sigorta kapsamında olduğunu, davacıların destekten yoksunluk ve bedensel zararlar söz konusu olduğunda 3.kişi konumunda olduklarını, bu nedenle bu tür zararlardan dolayı tazminat isteme haklarının, miras veya herhangi bir yolla başkalarından geçen bir hak değil kişiliklerine sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğunu, yerel mahkeme tarafından her davanın açıldığı tarihteki hukuki ve maddi olgulara göre sonuçlandırılması gerektiği ilkesini yok sayarak kaza ve dava tarihinden sonra çıkan yasayı geriye doğru uygulayarak hak ve adalete aykırı olarak hüküm kurulduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 21/03/2015 tarihinde davalı sigorta şirketine 11/12/2014-2015 tarihleri arasında davalı … Sigorta A.Ş.’ye ZMSS poliçesi ile sigortalı olan mütevaffa … yönetenindeki … plakalı aracın karıştığı çift kaza da davacıların miras bırakanı sürücü …’un vefat ettiği, davacıların bu vefat nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulundukları anlaşılmıştır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesine göre, “İşletenlerin, bu Kanun’un 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”. Aynı Kanun’un 85/1.maddesine göre “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”, 85/son maddesinde ise “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” Yukarıda açıklanan kanun hükümlerinden, zorunlu mali sorumluluk sigortasının motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır. Davacıların desteğinin, ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile olsun, salt vefat etmiş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup, desteğin kusurunun olması, davacıların hakkına halel getirir bir unsur olarak kabul edilemez. Dolayısıyla destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın, sigortacıdan talep edilmesi mümkündür. Davacıların uğradığı zarara bağlı olarak talep ettikleri hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır (Yargıtay 17. HD. 2014/17669 E. 2017/919 K.) (HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas, 2012/92 karar, HGK’nun 16.1.2013 gün ve 2013/17-1791 esas ve 2013/74 karar sayılı ilamları). Davacılar desteğinin sürücüsü olduğu araç ile 21/03/2015 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kaza neticesinde vefat ettiği, poliçe tanzim tarihi 11/12/2014 olduğu, poliçe tarihinde yürürlükte bulunmayan Yeni Genel Şartlar hükümlerinin, dava konusu olayda uygulanması mümkün olmadığı, davacıların, mirasçı olarak değil, zarar gören 3. kişi konumunda bulundukları, bu nedenle murisin kusurunun, davacılara yansıtılamayacağı, destekten yoksunluk zararını, davalı taraftan talep edebilecekleri anlaşıldığından davanın esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, asıl dosya davacılar vekili ile birleşen dosya davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Asıl dosya davacılar vekilinin ve birleşen dosya davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatıranlara iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran taraflara iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/12/2020