Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/4420 E. 2018/1687 K. 06.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/4420
KARAR NO : 2018/1687
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 08/03/2018
NUMARASI : 2016/320 Esas – 2018/208 Karar
DAVA : Maddi Tazminat (Destekten Yoksun Kalma)
KARAR TARİHİ: 06/12/2018
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin oğulları müteveffa …i’nin kendi sevk ve idaresindeki …plakalı araç ile 13/01/2016 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası ile vefat ettiğini, kazada müteveffanın tamamen kusurlu olduğunun tespit edildiğini, … Plakalı otomobil … Sigorta A.Ş. tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamında sigortanarak rizikosunun üstlenildiğini, … Sigorta A.Ş.’nin Güvence Hesabı’na devredildiğini, müvekkilerinin, müteveffanın maddi yardımından ve desteğinden mahrum kaldıklarını beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla baba … için 5.000,00 TL, anne … için 5.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı olmak üzere toplam 10.000,00 TL maddi tazminatın ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Güvence Hesabı vekili cevap dilekçesinde; … A.Ş.’ne T.C. Başbakanlık Hazine Müşteşarlığı tarafından el konulduğunu, anılan şirketin tüm ödemelerini kendi bünyesinde gerçekleştirdiğini, …A.Ş.’nin müvekkili şirkete devrinin söz konusu olmadığını bu sebeple müvekkili kurumun işbu davada sorumluluğunun bulunmadığını, husumet itirazında bulunduklarını, pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddini ve davanın …Sigorta A.Ş.’ne ihbarını talep ettiğini, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel Şartları’nın A.6-b maddesi uyarınca hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat taleplerinin teminat dışı olduğundan müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; olayda desteğin tam kusurlu olduğu, destekten yoksun kalan davacıların tazminat talep hakkını ileri sürmelerinin dürüstlük kuralına aykırı olduğu, aynı zamanda desteğin yasal mirasçıları olan davacıların tazminat talebi yönünden hem alacaklı hem borçlu sıfatını haiz oldukları, borcun bu nedenle sona erdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacılar vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Davacılar vekilinin istinaf başvurusu, HMK’nın 124. maddesi gereğince taraf değişikliği talepleri ile davalı değiştirilmiş olmasına rağmen gerekçeli kararda davalı tarafın yine Güvence Hesabı olarak belirtilerek maddi bir hata yapıldığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 01.11.2017 tarih, 2017/17-1315 Esas ve 2017/1239 Karar sayılı ilamının bir içtihat değişikliği olarak değerlendirilip huzurdaki davanın reddine gerekçe olarak gösterilmesinin hukuka aykırı olduğu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararına ve iş bu davaya konu olan somut olayların gerek davalı tarafları, gerek meydana geliş şekilleri, gerekse dayandıkları sorumluluk türleri açısından farklılıklar gösterdiği, miras bırakanın külli haleflerinin, onun yasal ya da vasiyetname veya miras sözleşmesi ile atanmış mirasçıları olduğu, oysaki huzurdaki davada destekten yoksun kalan davacıların ne yasal mirasçı ne de vasiyetname veya miras sözleşmesi ile atanmış birer mirasçı olmadıkları, Kastamonu 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/ 761E ve 2016/1794 sayılı karar ile mirası reddettikleri ve bu kararın kesinleştiği, alacaklı ve borçlu sıfatının birleşmesi sebebiyle borcun sona ermesi durumunun söz konusu olabileceği ne bir yasal mirasçı ne de bir külli halef bulunmadığı, bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiği yönlerine ilişkindir.
Dava, trafik kazasında sürücü-işleten-sigortalı sıfatında olan desteğin vefatı nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı isteminden ibarettir.
HMK’nın 124. maddesine göre maddi hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, hakim tarafından kabul edilebilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir.Bu haller dışında bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. Bu hüküm HMK’da “Davanın Açılması” bölümünde düzenlenmiş olup taraf ile ilgili bu gibi sorunların bir davada öncelikle çözümlenmesi gerekeceği açıktır.
Davacılar, desteklerinin kullandığı aracın ZMMS’nı temin eden …Sigorta A.Ş.nin ruhsatlarının iptal edilmiş olmasından dolayı tasarruf ehliyeti bulunmadığını ileri sürülerek Güvence Hesabı aleyhine dava açmışlardır. Bilahare taraf değişikliği talepleri üzerine mahkemece 20/04/2017 tarihli oturumda “talebin davalı Güvence Hesabına tebliği ile muvafakat edilip edilmediğinin sorulmasına, dava dilekçesinin taraf değişikliği yapılan … Sigorta A.Ş.ye tebliğine” dair ara karar kurulmuş, Güvence Hesabınca talep ile ilgili bir cevap verilmemiş, mahkemece de taraf değişikliği talebi ile ilgili olumlu olumsuz karar verilmemiş ancak davaya katılmak istenen …Sigorta vekili dosyaya esasa ilişkin cevaplarını sunarak davanın reddini istemiş, 09/10/2017 tarihli oturumda …. Sigorta vekili davalı vekili olarak duruşmaya kabul edilmiş, dava şartı itirazı hakkında ara karar verilerek tahkikat aşamasına geçilmiş ve davanın esastan reddine karar verilmiştir. Gerekçeli kararda ise davalı olarak sadece Güvence Hesabı gösterilmiştir.
Dosyada davacı vekilinin HMK’nın 124. maddesi gereğince taraf değişikliği talebi ile ilgili işlemler yapılmasına rağmen mahkemece bir karar verilmediği, karar başlığında … Sigortanın unvanının yazılı olmadğı, hakkında hüküm kurulmadığı görülmektedir.
Mahkemece davacı vekilinin taraf değişikliği talebi ile ilgili olumlu veya olumsuz bir karar verilmeksizin, bu usul sorunu çözülmeden davanın esasına girilerek hüküm kurulması hatalı olduğu gibi yasa yolu denetiminin yapılması için de HMK’nın 124. maddesi gereğince ileri sürülen talep ile ilgili ne gibi bir karar verildiğinin anlaşılması gerekir. Zira özellikle desteğin kusuru hallerinde önem arzeden ZMMS Genel Şartlarının uygulanması gereken tarih, ZMMS ile Güvence Hesabı için farklıdır.
Bu nedenlerle, davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile yukarıda belirtilen şekilde yargılamanın devamı için HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına karar vermek geremiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1- HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/03/2018 tarih, 2016/320 Esas ve 2018/208 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, yargılamanın devamı için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Peşin alınan istinaf ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince davacılara İADESİNE,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.06/12/2018.