Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/4417 E. 2020/4045 K. 02.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/4417
KARAR NO : 2020/4045
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 18/04/2018
NUMARASI : 2017/161 Esas – 2018/486 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 02/12/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle ; müvekkillerinin desteği … Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Turizm bölümü 3. sınıf öğrencisiyken 04.10.2015 tarihinde … plakalı … idaresindeki aracın çarpması sonucu hayatını kaybettiğini, olay yerinde sulama çalışması olmasına rağmen davalı sürücünün gerekli olan hiçbir önlemi almadığını ve hızını azaltmadığından dolayı kazanın meydana geldiğini belirterek müvekkilleri … ve … için ayrı ayrı şimdilik 500,00 TL cenaze gideri ve 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının, sigorta şirketi bakımından sigorta limiti ile sınırlı olmak üzere temerrüt tarihinden, diğer davalılar bakımından ise kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, müvekkilleri anne ve baba … ve … bakımından 100.000,00 TL manevi, kardeşler … için ayrı ayrı 50.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi hariç diğer davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacılar vekili ıslah dilekçesi özetle; baba … için destekten yoksun kalma talebini 14.422,79 TL, anne … için destekten yoksun kalma talebini 21.229,40 TL ve cenaze gideri için 800 TL olarak artırmıştır. Davalı … vekili cevap dilekçesi özetle; 6704 sayılı torba Kanun uyarınca davadan önce gerekli belgelerin ibrazı olmadığından usul yönünden davanın reddi gerektiğini, cenaze ve defin giderlerinin sigorta teminat dışında olduğunu, davacı tarafın kusuru ve zararını ispat etmek zorunda olduğunu, faiz açısından dava tarihinin ve yasal faizin değerlendirilmesi gerektiğini, sigorta şirketinin poliçeden kaynaklı sorumluluğunun 290.000,00 TL ile sınırlı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … ve … vekili cevap dilekçesi özetle ;görev ve yetki itirazında bulunduklarını, müvekkilinin kaza günü 4 Ekim gecesi saat 23:30 sularında halı sahaya gitmek için evden çıktığını, halı sahaya 500 metre kala mesafede kırmızı ışıkta durduğunu, yeşil ışığın yanması ile beraber hareket ettiğini, olay yerininduble yol ve olay yerinin çok karanlık olduğunu, müvekkilinin bir karartı gördüğünü ve ses duyduğunu daha sonra sağa geçmeye çalıştığını, arkadan gelen araçtan iki kişinin bir yayanın yerde yattığını söyleyince polis noktasına gidip olayı aydınlattığını, sonra polis ekibiyle birlikte olay yerine gidildiğini, müvekkilinin olaydan sonra davacı asiller ile iletişim kurduğunu ve her hangi bir yardıma ihtiyaçları olup olmadığını sorduğunu ancak kendilerinin her hangi bir taleplerinin olmadığını, olayda intihar şüphesi olduğunu, müvekkilinin tutuklu olduğu ve tutuksuz yargılandığı dönemlerde karısının ve kızının çok zor geçindiklerini, yaptığı işlerin olay nedeniyle bozulmuş olduğunu ve maddi açıdan zor durumda olduğunu, bir çok kuruma ve kuruluşa borçlarının olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacı … ve … tarafından açılan maddi tazminat davasının kabulü ile; davacı … için 21.229,40 TL, davacı … için 14.422,79 TL destekten yoksun kalma tazminatının ve 800 TL defin ve cenaze giderinin davalı … şirketinden 30.12.2016 temerrüt tarihinden, diğer davalılar yönünden 04.10.2015 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile, davacılardan … için 20.000 TL, … için 20.000 TL , … için 10.000 TL ,… için 10.000 TL , … için 10.000 TL, … için 10.000 TL ,… için 10.000 TL ,… için 10.000 TL olmak üzere toplam 100.000 TL’nin davalı … ve …’ndan 04.10.2015 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, aşan istemin reddine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalılar …, … vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalı …, … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yetkili ve görevli mahkeme olan Muğla Mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin kaza günü 4 Ekim gecesi saat 23:30 sularında halı sahaya gitmek için evden çıktığını, halı sahaya 500 metre kala mesafede kırmızı ışıkta durduğunu, yeşil ışığın yanması ile beraber hareket ettiğini, olay yerinin duble yol ve olay yerinin çok karanlık olduğunu, müvekkilinin bir karartı gördüğünü ve ses duyduğunu daha sonra sağa geçmeye çalıştığını, arkadan gelen araçtan iki kişinin bir yayanın yerde yattığını söyleyince polis noktasına gidip olayı aydınlattığını, sonra polis ekibiyle birlikte olay yerine gidildiğini, merhumun olay anında psikolojik açıdan sağlıklı olmadığını, merhumun ailesiyle görüşüp helalleştiklerini müvekkillerden herhangi bir talepleri olmadığı konusunda konuştuklarını, davacıların müvekkilinden maddi ve manevi talepleri olmadığını ısrarla dile getirdiklerini, mahkemece verilen kararda maddi ve manevi tazminat miktarlarının usul ve yasaya aykırı olduğunu, uğradıkları maddi zarar yönünden de eksik inceleme söz konusu olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar mutlak ticari davalardır. TTK’nın 5/1 maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemeleridir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren yasanın 5/3 maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü olmaktan çıkmış, görev ilişkisi haline gelmiştir. HMK’nın 1. ve 115. maddeleri gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Açılan davada davalılar arasında zorunlu mali sorumluluk sigortacısı bulunmaktadır. Sigorta hukuku 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6. kitabında 1401 ve devamı maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası ise 1483 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Bu durumda taraflar arasındaki zorunlu trafik sigorta poliçesinden dolayı oluşacak ihtilafın çözümünde Türk Ticaret Kanunu’nda hükümler uygulanacağından başka bir ifadeyle ihtilafın TTK’da düzenlenen hususlardan olması nedeniyle mutlak ticari bir dava söz konusu olup görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesidir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 27/03/2017 gün ve 2014/19001E. – 2017/3223K. sayılı; 30/03/2017 gün ve 2015/5763E. – 2017/3414K. sayılı; yine 21/03/2017 gün 2014/20096E. – 2017/3049K. sayılı kararları). Davalılar vekilinin görev itirazı yerinde değildir.6100 sayılı HMK’nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin birinci fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” Yine Aynı Kanun’un 16. maddesinde ise “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü, 7. maddesinde ise “Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır.” hükmü yer almaktadır. 2918 sayılı KTK’nun “Hukuki Sorumluluk ve Sigorta” başlıklı sekizinci kısmının beşinci bölümünde “Ortak Hükümler” ana başlığı altında “Yetkili Mahkeme” alt başlıklı 110. maddesinde ise; “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir” ifadesine yer verilmiştir.HMK’da kesin yetki halleri açıkça sayılmış olup haksız fiile ilişkin davalardaki yetki, kesin yetki olmayıp bir seçimlik yetkidir. Davalı …’nin yerleşim yerinde davanın açılmış olmasına göre davalılar vekilinin yetki itirazı yerinde değildir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 281. maddesinde tarafların, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri hüküm altına alınmıştır. HMK’nun 357/1. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında, İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz. Dosya kapsamında 16/11/2017 tarihli kusur ve hesap bilirkişi raporunun davalılar … ve … vekiline 21/11/2017 tarihinde tebliğ edilmiş olup davalı tarafça raporun tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde rapora itiraz edilmemiştir. Bu haliyle HMK’nın 357/1 maddesi çerçevesinde davalı tarafça bilirkişi raporuna süresinde itiraz edilmediğinden kusura ilişkin değerlendirme davacı taraf için usulü kazanılmış hak oluşturmakta olup bu hususa ilişkin ilişkin istinaf itirazı değerlendirilmeye alınmamıştır.TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir.Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte dikkate alındığında mahkemece anne ve baba davacılar yönünden belirlenen manevi tazminatın yeterli olduğu, ancak diğer davacılar olan desteğin kardeşleri yönünden belirlenen manevi tazminat miktarlarının, toplam manevi tazminat miktarı nazara alındığında bir miktar fazla olduğu kanaatine varılmıştır. Bu nedenle; HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davalılar …, … vekilinin müteveffanın kardeşi olan davacılar lehine hükmedilen manevi tazminatın yüksek olduğu yönündeki istinaf itirazının kabulü ile HMK’nın 353/1-b/2. maddesi uyarınca manevi tazminata ilişkin davada düzelterek esas hakkında yeniden karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:A- Davalılar …, … vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre:1-Davacı … ve … tarafından açılan maddi tazminat davasının kabulü ile; Davacı … için 21.229,40 TL,Davacı … için 14.422,79 TL destekten yoksun kalma tazminatının ve 800 TL defin ve cenaze giderinin davalı … şirketinden 30.12.2016 temerrüt tarihinden, diğer davalılar yönünden 04.10.2015 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, 2-Davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile, Davacılardan … için 20.000 TL … için 20.000 TL … için 6.000 TL … için 6.000 TL … için 6.000 TL … için 6.000 TL … için 6.000 TL … için 6.000 TL olmak üzere toplam 76.000 TL’nin davalı … ve …’ndan 04.10.2015 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, belirtilen miktarlarda adı geçen davacılara ayrı ayrı ödenmesine, Aşan istemin reddine,KARAR HARCI 2-Alınması gerekli 7.681,60 TL ilam harcından peşin olarak yatırılan 1.712,88 TL peşin harç ve 115,96 TL ıslah harcı olan toplamda 1.828,84 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.852,76 TL harcın, 1.039,86 TL’sinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen; kalan 4.812,90 TL’sinin ise davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına, AVUKATLIK ÜCRETLERİ 3-Maddi Tazminat talebi yönünden kabul edilen 36.452,19 TL açısından Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacılar vekili için takdir olunan 4.359,74 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 4-Manevi tazminat talebi yönünden kabul edilen 76.000 TL açısından Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacılar vekili için takdir olunan 10.680,00 TL TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 5-Manevi Tazminat talebinin red edilen kısım olan 424.000 TL üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalılar … ve … vekili için takdir olunan 10.680,00 TL TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılar … ve …’na verilmesine, DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ 6-Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 1.758,08 TL harç ve ıslah harcı olarak yatırılan 115,96 TL’nin toplamda 1.874,04 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,7-Davacılar tarafından sarf edilen 1.600,00 TL bilirkişi ücreti ve 298,20 TL posta ücretinin toplamda 1.898,20 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine,8-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,9-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine, B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ;1-Davalılar …, … tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 31,50 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 98,10 TL istinaf başvuru harcının davacılardan tahsili ile davalılar …, …’na müteselsilen verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.02/12/2020