Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/4416 E. 2021/256 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/4416
KARAR NO : 2021/256
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 17/07/2018
NUMARASI : 2016/291 Esas 2018/813 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 18/02/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafın sigortacısı olduğu … plakalı aracın 30/09/2015 tarihinde yaptığı trafik kazası nedeniyle müvekkilinin eşi ve desteği konumundaki … vefat ettiği ve davacının eşinin desteğinden yoksun kaldığını belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile talebini 82.769,28 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; zarar görenin zorumlu sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiğini, ancak davacı tarafından istenilen eksik belgelerin müvekkil şirkete iletilmediğini, bu nedenle davacının dava açma hakkı bulunmadığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte kusur oranının tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilmesini, söz konusu kazada karşı araç sürücüsünün kusurlu olduğunun belirtildiğini dolayısıyla araç sürücüsüne dava açılması gerektiğini müvekkili şirketin herhangi bir kusurunun bulunmadığı, tüm bu nedenlerle aracın hususi araç olması nedeniyle faizin yasal olması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulü ile, 82.769,28 TL’nin 30/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile birlikte davacıya ödenmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete başvuru yapılmadan dava açıldığından usulden reddine karar verilmesi gerekirken bu itirazın değerlendirilmeden davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, SGK tarafından yapılan bir ödeme olup olmadığının sorgulanmamasının müvekkili şirketin mükerrer ödeme yapmasına neden olabileceğini, varsa SGK tarafından rücuya konu miktarın işbu davada aktüer tarafından hesaplanacak tazminat tutarından mahsubu gerektiğini, davacı tarafından, sigortalının kusuru ve kusur ile zarar arasında illiyet bağı bulunduğu usulen ispat edilmeden hüküm kurulduğunu, dava tarihi öncesinde müvekkiline başvuru yapılmadığından müvekkilinin temerrüdünün dava tarihi olduğunu, tahsis onay tarihi adı altında temerrüt tarihi dahi olmayan bir tarihten itibaren faiz işletilmesinin hukuka uygun olmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesinde 6704 sayılı Kanun’un 5. maddesiyle değişiklik yapılarak, zarar görenin, dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiş, aynı değişiklikle Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabileceği veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabileceği belirtilmiştir. 6704 sayılı Kanun’un 26.04.2016 tarih, 29695 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanması ile yayım tarihi olan 26.04.2016 tarihinden itibaren KTK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlüğe girmiştir. Somut olayda dava tarihi 11/03/2016 olup yasal değişiklikten öncedir. Ayrıca davacı tarafça davadan önce 15/10/2015 tarihinde başvuruda bulunulduğu dosya kapsamı ile anlaşılmakla davalı vekilinin buna yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.Kazaya ilişkin olarak görülen Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde davacı destek … vefatı ve diğer mağdurlarla ilgili ceza davasının yapılan yargılaması sırasında alınan ATK raporuna göre davalının sigortacısı olduğu araç sürücüsü … asli ve tam kusurlu olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir. Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi’nin 25/05/2016 tarihli 2016/73-115 Esas ve Karar sayılı ilamı ile … mahkumiyeti ile hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ve kararın 02/06/2016 tarihinde kesinleşmiştir. Mahkemece hükme esas alınan 14/12/2017 tarihli kusur bilirkişi heyet raporunda da davacının desteğinin davalıya sigortalı araçta yolcu olduğu ve kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru bulunmadığının tespit edilmiş olmasına göre davalı vekilinin kusur ve illiyet bağına ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Daire tarafından SGK’ya yazılan müzekkere cevabına göre davacılara rücuya tabii bir ödeme yapılmadığının bildirilmiş olmasına; davalıya yapılan başvuru tarihi olan 15/10/2015 tarihi esas alındığında 27/10/2015 tarihinde temerrüt gerçekleştiği halde davalı lehine olacak şekilde 30/10/2015 tarihinin faiz başlangıç tarihi olarak belirlenmiş olmasına göre bu hususlara değinen istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 5.653,97 TL harçtan peşin alınan 1.414,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.239,97 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.18/02/2021