Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/4412 E. 2021/600 K. 31.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/4412
KARAR NO: 2021/600
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 10/05/2018
NUMARASI: 2015/530 Esas – 2018/539 Karar
BİRLEŞEN DAVA
İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2015/947 E – 595 K
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 31/03/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 25/06/2010 tarihinde …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın karıştığı tek taraflı trafik kazası neticesinde müvekkilinin murisi …’in vefat ettiğini, … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle davalı … tarafından Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, murisin vefatı nedeniyle annesi olan davacının destekten yoksun kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 5.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu kazaya karıştığı ifade edilen … plakalı aracın müvekkil şirket nezdinde herhangi bir poliçesinin tespit edilemediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle; … Plakalı aracın müvekkili şirket tarafından sigortalı olduğunu, poliçedeki şahıs başı azami vefat teminatının 175.000,00 TL olduğunu, KTK 109/2 maddesine göre uzamış ceza zamanaşımı söz konusu olmadığından, vefat eden sürücünün desteğinden yoksun kalan hak sahiplerinin KTK 109/1. maddesinde belirtilen 2 yıllık zamanaşımı süresi içinde dava açmış olmalarının gerektiğini, meydana gelen kazada müteveffa sürücünün asli ve tam kusurlu olduğunu, sürücünün asli kusuru ile sebep olduğu kaza sonucu vefatı nedeniyle destekten yoksun kalan mirasçıların zarar gören kusursuz 3. kişi sıfatına haiz olmadıklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen davada, davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 25/06/2010 tarihinde …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın karıştığı tek taraflı trafik kazası neticesinde davacının murisi …’in vefat ettiğini, … plakalı aracın, kaza tarihi itibariyle davalı nezdinde trafik sigortalı bulunduğunu, …’in vefatı nedeni ile babası …’in destekten yoksun kaldığını, mahkemece açılmış olan davanın murisin annesi …’in destekten yoksun kalma tazminatı talebi ile açmış olduğu ve aralarında hukuki bağlantı bulunan İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/530 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 3.000,00 TL’nin davalıdan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile talebini Asıl davada davacı … için 52.160,47 TL, Birleşen davada davacı … için ise 56.709,63 TL olmak üzere toplam 108.870,10 TL destekten yoksun kalma tazminatına yükseltmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Ana davanın ve birleşen davanın reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kazanın 25/06/2010 tarihinde meydana geldiğini, sürücü mirasçılarının davalı … şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı talep edebileceğini, müvekkillerin desteği her ne kadar kazada kusurlu olsa da davalı şirket tarafından tazminat ödemesi yapılması gerektiğini ifadeyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 25/06/2010 tarihinde davalı ….’ye kaza tarihini kapsar şekilde ZMSS poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın davacıların miras bırakanı sürücü …’in sevk ve idaresindeyken tek taraflı kaza yapması sonucu, …’in vefat ettiği, davacıların bu vefat nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulundukları anlaşılmıştır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”, 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir. Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, zorunlu mali sorumluluk sigortasının; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 92. maddesinde, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası dışında kalan hususlar düzenlenmiş olup, araç sürücüsünün veya yakınlarının talepleri 92. madde kapsamında yer almamakla birlikte, uygulama ve yargı kararları ile sigortacının sorumluluğu kapsamında kabul edilmiştir. Araç sürücüsü murisin, ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup; bu zarar gerek kanun, gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olduğundan, desteklerinin kusurunun olması davacıların hakkına, etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilmesi mümkündür. Davacıların uğradığı zarara bağlı olarak talep ettikleri hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır. (Yargıtay 17. HD. 2014/17669 E. 2017/919 K.) (HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar, HGK’nun 16.1.2013 gün ve 2013/17-1791 esas 2013/74 karar sayılı ilamları ) Somut olayda davaya konu trafik kazası 25/06/2010 tarihinde gerçekleşmiştir. Davalı tarafça sigortalı aracın ZMSS poliçesinin başlangıç tarihi ise 10/05/2010′ dur. Karayolları Trafik Kanununun 92.maddesinde değişiklik yapan 6704 sayılı Kanun 26/04/2016 tarihinde, yeni Genel Şartlar ise 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Dolayısıyla, kaza tarihi ile poliçe tarihi, sözü geçen Genel Şartlar ve Kanun değişikliğinden öncedir. Bu durumda kazanın meydana geldiği ve poliçenin tanzim edildiği tarihe göre 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Genel Şartlar’da yapılan değişikliklerin somut olaya uygulanması da mümkün bulunmadığından, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin, HGK kararlarıyla da örtüşen içtihatlarında da vurgulandığı üzere, davacıların sigortalı araç işleteninin mirasçısı olarak değil, destek alacaklısı 3. kişi olarak sürücünün ve işletenin kusuruyla sorumlu tutulmadan talepte bulunabilecekleri sonucuna varıldığından, “yansıma yoluyla zarar görmüş olan destek tazminatı isteyenin, kendisine destek sağlayan kişinin sahip olduğu haktan fazlasına sahip olmasının mümkün olmadığı ve desteğin kusurunun davacılara yansıtılması gerektiği” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Davacılar vekilinin bu hususa yönelik istinaf talebi yerindedir. Açıklanan nedenlerle, istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : 1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.31/03/2021