Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/4277 E. 2020/4041 K. 02.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/4277
KARAR NO : 2020/4041
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMES: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 23/05/2018
NUMARASI : 2017/787 Esas – 2018/511 Karar
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/12/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 13/01/2017 tarihinde davalıların maliki ve sürücüsü olduğu … plakalı aracın müvekkilinin … plakalı aracına çarparak maddi hasarlı trafik kazasına sebebiyet verdiğini, müvekkilinin aracında meydana gelen değer kaybının tespiti ve tespit edilecek zararın kaza tarihi olan 13/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; aracın sadece arka tampon kısmının zarar gördüğünü, bu gibi parçaların onarım gerektirmeyen, sadece yenisi alınıp takılan parçaların değiştirilmesinden ibaret olan hasarlar olduğunu, aracın değerini düşürmediğini, aracın daha önceki kazaları ve kaza tarihinden sonra karışmış olduğu kaza veya kazalarında göz önünde bulundurulması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “davanın reddine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda kendilerinin tamamen kusursuz olduğunu, karşı tarafların ise tam ve asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, eksik inceleme sonucunda hasarın tamiri için değiştirilen parçaların değer kaybına neden olmayacağını belirtildiğini, bilirkişi raporunda sadece önemsiz gibi duran bazı parçaların değiştiğine değinildiğini, delil listesi ekinde yer alan faturadan da anlaşılacağı üzere, kazaya bağı olarak araçta yapılan elektrik, boya ve kaporta işlerinin de yapıldığı gözden kaçırıldığını, raporu düzenleyen bilirkişinin daha önce meydana gelen kazalardaki onarımların tür ve bedellerini araştırmak suretiyle aracın bu davaya konu kaza öncesi ve sonrası değerlerini tespit etmesi gerektiğini, mahkemece verilen kararda bilirkişi raporunun değer kaybına dair kısmını doğru kabul edersek sonuç taraflarının %100 haklı ve kusursuz olduğu halde bu davaya konu ve bundan sonra meydana gelecek hiçbir kazada hiçbir talepte bulanamayacak olması ve kayıplarını/zararlarını hiçbir şekilde tazmin edemeyecek olması şeklinde hakkaniyete aykırı olacağını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, trafik kazası nedeniyle araç işleteni ve sürücüsüne karşı açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre istinaf nedenleri ve kamu düzeni ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın yasaya ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. HMK’nın 1.maddesine göre göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. HMK’nın 114/1-c bendi ile mahkemenin görevli olması dava şartı olarak kabul edilmiş olup 115/1. maddesine göre de mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.HMK’nın 2/1. maddesine göre, “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.”Somut uyuşmazlıkta; dava, esasında haksız fiil olan trafik kazasına dayalı olarak açılmış değer kaybına ilişkin maddi tazminat talebine ilişkindir. Davacı tarafça, kazaya neden olan aracın sürücüsü ve işletenlerine karşı dava açılmış bulunmaktadır. Sigorta şirketinin taraf olmadığı eldeki davada yukarıda belirtilen madde hükümleri gereğince Asliye Hukuk Mahkemeleri görevlidir.Bu nedenlerle davanın Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi için görevsizlik kararı verilmesi gerekirken bu husus göz ardı edilerek davanın esası hakkında yargılama yapılarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan mahkeme kararının HMK’nın 355 ve 353/1-a/3 maddesi gereğince kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda belirtilen esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesinin kararının HMK’nın 355 ve 353/1-a/3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine,6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin mahkemece yeniden yapılacak yargılamada verilecek kararda dikkate alınmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.02/12/2020