Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/4203 E. 2021/87 K. 27.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/4203
KARAR NO 2021/87
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 27/06/2018
NUMARASI : 2016/24 Esas – 2018/773 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 27/01/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 15.05.2014 günü sürücü … sevk ve idaresindeki davalı şirkete ZMMS sigortalı … plakalı aracı ile seyir halinde iken karşıdan karşıya geçmeye çalışan yaya müvekkil … çarptığını ve müvekkilin kaza neticesinde yaralandığını, davalı şirket tarafından yapılan ödeme miktarının oldukça düşük olduğunu belirterek fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın davalı şirkete başvuru tarihin 8. iş gününden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir. Davalı Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın müvekkil şirkete 09.09.2013-09.09.2014 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkilinin üçüncü kişilerin uğramış olduğu bedeni zararlardan, sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve işletenin veya işletenin eylemlerinden sorumlu olduğunu, dava öncesinde, dava konusu kaza sebebi ile müvekkil şirkete yapılan başvuru üzerine müvekkili şirket tarafından davacıya maluliyeti nedeniyle 15.10.2015 tarihinde % 25 kusur ve % 4 maluliyet oranları esas alınarak 3.500,78 TL ödeme yapıldığını, geçici iş görmezliğe ilişkin talebin reddi gerektiğini, müvekkil temerrüde düşmediğinden dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacılar vekili birleşen davada dava dilekçesinde özetle;aynı trafik kazası nedeniyle müvekkili … sol fermur kemik kırığına ve ömür boyu kalacak şekilde platin takıldığını, daacının vücut bütünlüğü bozulduğundan meslekte kazanç kaybı nedeniyle ömür boyu elde edeceği giderler için meslekte iş kaybı olarak 6.000,00 TL ve çalışamadığı günler için 3.000,00 TL tazminatın kaza tarihi olan 15.05.2014 tarihinden itibaren davalılardan tahsiline, sigorta şirketi hariç davacı … için 20.000,00TL, davacı baba … için 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı … tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … birleşen davada cevap dilekçesinde özetle; kazanın meydana gelmesinde davacının kusurlu olduğunu, ceza davasında herhangi bir kusurunun olmadığının raporlarla tespit edilmiş olduğunu, davacının talep ettiği maddi ve manevi tazminat miktarlarının yüksek olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …A.Ş. vekili birleşen davada cevap dilekçesinde özetle; dava konusu olay sebebiyle daha önce İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/24 Esas sayılı dosyasıyla aynı olay ve aynı taleplere istinaden aynı davacı tarafından müvekkil şirket aleyhine dava açıldığını, bu durumda aynı talep ve aynı olaya ilişkin olarak aynı davacı tarafından açılmış derdest dava bulunduğundan bahisle davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Asıl dava yönünden, davanın kabulü ile 1.000,00 TL ‘nin ödeme tarihi olan 15/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Birleşen dava yönünden, maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 2.585,85 TL’nin 15/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken tahsiline, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile … için 6.000,00 TL, Baba … için 3.000,00 TL’nin davalı …’dan 15/05/2014 kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacılara verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının kazaya kendi kusuruyla sebebiyet verdiğini, müvekkilin bu süreçte maddi manevi yıprandığını, takdir edilen tazminata hükmedilirken davacının ekonomik ve sosyal durumu ile çalışma halinin dikkate alınmadığını belirterek istinaf talep etmiştir. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 15/05/2014 tarihinde davalı sigorta şirketine ZMMS sigortalı, sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın davacı yaya … çarpması neticesi yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, Mahkemece alınan kusur bilirkişi raporunda davacı yayanın %70 oranında, davalı sürücünün ise %30 oranında kusurlu bulunduğu tespit edilmiş, ATK’dan alınan maluliyet raporunda davacı … kazaya bağlı yaralanması sebebiyle %2,1 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği bildirilmiştir. Mahkemece alınan kusur raporu ile ceza yargılaması sırasında alınan kusur raporlarının birbiriyle örtüştüğü, kaza tespit tutanağı ve olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan aktüerya bilirkişi raporunun davacı … belirlenen maluliyet oranı, kaza tarihindeki yaşı, geliri esas alınarak PMF yaşam tablosuna göre düzenlendiği, yapılan ödemede düşülerek kusur oranlarına göre tazminatın belirlendiği anlaşıldığına göre usul, yasa, Yargıtay içtihatları ile belirlenmiş hesaplama yöntemine göre tazminat hesabı içeren aktüerya raporunun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığından bu hususa değinen istinaf itirazının reddi gerekmiştir.Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.”TBK’nın 56/1. maddesi gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir.Bu açıklamalar çerçevesinde, dosyadaki deliller ve İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacıdaki yaralanmanın niteliği, maluliyet oranı, iyileşme süresi ve tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları nazara alındığında İlk Derece Mahkemesince belirlenen manevi tazminat miktarının TBK’nın 56/1.maddesindeki düzenlemeye, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Bu nedenlerle; birleşen dosyada davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Birleşen dosyada davalı … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 791,43 TL harçtan peşin alınan (35,90+35,90+197,85=) 269,65 TL harcın mahsubu ile bakiye 521,78 TL harcın birleşen dosyada davalı … ‘dan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.27/01/2021