Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/4092 E. 2020/4175 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/4092
KARAR NO: 2020/4175
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 12/07/2018
NUMARASI: 2015/622 Esas – 2018/383 Karar
DAVA: Maddi Tazminat
BİRLEŞEN KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2017/696 E. – 2017/238 K.
DAVA: Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ: 24/12/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 17/05/2014 Tarihinde Derince mevkii D-100 Karayolu üzerindeki emniyet şeridinde müvekkili olan …’e davalı sürücü …’ın yönetimindeki … plakalı aracın çarpması ile müvekkilinin yaralandığını, kazada davalı sürücünün kusurlu olduğunu, müvekkilinin gece bekciliği yaptığı için işine gidemediğini ve yaşadığı bedensel zararların ve kazanç kaybının karşılanabilmesi için şimdilik 500,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili talep ve dava etmiştir. Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesine özetle; Müvekkilinin 17/05/2014 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucunda Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/622 Esas sayılı dosyası ile maddi tazminat davası açtığını, dosyada delillerin toplandığını, kusur oranlarının belirlendiğini, müvekkilinin % 7 maluliyet oranına sahip olduğunu, kusur raporuna göre davacının % 70, davalının % 30 kusurlu olduğunu, dosyaya sunulan raporlar doğrultusunda müvekkilinin yaşadığı bedensel zararların ve kazanç kaybının karşılanabilmesi için dava açılması zorunluluğunun doğduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalması kaydıyla trafik kazası sonucu oluşan 5.031,83 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faizle ödenmesini, bu davanın Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/622 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu trafik kazasında kusuru olmadığını, kaza yerine yaklaşık 50 m uzakta trafik ışıkları olmasına rağmen davacının bu ışıklardan geçmeyip geçilmez olan noktadan karşıdan karşıya geçmeye kalkışması ile trafik kazasının meydana geldiğini, bu nedenle olayda kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; … Plakalı aracın trafik sigortasını müvekkili şirketin … nolu poliçe ile yaptığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sürücünün kusur oranı ile sınırlı olduğunu, kaza tarihi itibariyle maluliyet için şahıs başına 268.000,00 TL’sine kadar azami sorumluluk hadleri ile sigortalı olduğunu, olayda tarafların kusur oranlannın tespiti gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “asıl ve birleşen dosyada maddi tazminat yönünden; Asıl dava ve asıl dava ile birleşen Kocaeli 2. ASTM sinin 2017/696 esas sayılı davasında maddi tazminat davasının KABULÜ ile; 5.531,83- TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketinin sorumluluğu sigorta limiti ile sınırlı olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, Toplam 5.531,83 -TL maddi tazminatın 500,00-TL lik kısmı yönünden tüm davalılar için dava tarihi olan 19/06/2015 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, 5.031,83-TL kısmı yönünden davalı sigorta şirketi için dava tarihi olan 05/07/2017 tarihinden itibaren, diğer davalı … için olay tarihi olan 17/05/2014 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, birleşen dosyada manevi tazminat yönünden; Birleşen Kocaeli 2. ASTM nin 2017/696 esas sayılı dosyasında davalı sigorta aleyhine açılan manevi tazminat davasının FERAGAT nedeniyle REDDİNE, Birleşen Kocaeli 2. ASTM sinin 2017/696 esas sayılı dosyasında davalı … aleyhine açılan manevi tazminat davasının KABULÜ ile, davacı lehine 5.000-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 17/05/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Olayın vuku bulduğu yolda gerekli dikkat ve özeni göstermeyen tarafın … olduğu, kontrolsüz olarak D-100 karayolunda bulunan, olay yerine çokyakın mesafede trafik ışıkları olmasına rağmen kazanın olduğu mahalde karşıdan karşıya geçmek için araçlara ayrılmış olan yol üzerinde bulunduğu dikkate alındığında seyir halinde her hangi bir aracın kendisine çarpma olasılığını ön görmesi gerekenin kendisi olduğu, davalı müvekkili sürücünün kusurunun %30 olarak kabul görmesinin hayatın olağan akışına ve trafik kuralları ile hak, nesafete aykırılık teşkil ettiğini, manevi tazmin unsurunun da oluşmadığını ifadeyle kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. 6100 sayılı HMK’nın 281. maddesinde tarafların, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri düzenlenmiştir. Bu düzenleme gereğince usulüne uygun biçimde raporun tebliği üzerine, rapora itiraz hakkı bulunan tarafların bu haklarını kullanmamış olması halinde karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacaktır. HMK’nın 357/1. maddesinde de Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında, İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların dinlenemeyeceği, yeni delillere dayanılamayacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Dosya kapsamından hükme esas alınan kusur raporunun istinaf talep eden davalıya HMK 281. maddesi gereğince ihtarat içeren tebligat ile tebliğ edildiği halde davalının süresi içerisinde rapora itiraz etmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda HMK’nın 281. maddesi çerçevesinde kusur oranları bakımından davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gibi HMK’nın 357/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddialar ve savunmalar dinlemeyeceğinden kusura ilişkin istinaf itirazı değerlendirilmeye alınmamıştır. Dosya kapsamından, 17/05/2014 tarihinde davalı sürücünün sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, yaya olan davacıya çarpması sonucu gerçekleşen trafik kazası nedeni ile davacının yaralandığı, İlk Derece Mahkemesince alınan kusur raporunda kazanın meydan gelmesinde davalı sürücüsünün %70, davacı yayanın %30 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, Kocaeli Üniversitesi ATK alınan maluliyet raporunda davacının yaralanması nedeniyle %7 oranında maluliyeti oluştuğu ve iyileşme süresinin 180 güne kadar uzayabileceğinin belirtildiği anlaşılmıştır. Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” TBK’nın 56/1. maddesi gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar çerçevesinde, dosyadaki deliller ve İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacıdaki yaralanmanın niteliği, maluliyet oranı, iyileşme süresi ve tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları nazara alındığında İlk Derece Mahkemesince belirlenen manevi tazminat miktarının TBK’nın 56/1.maddesindeki düzenlemeye, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Bu nedenle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 719,42 TL harçtan peşin alınan 180,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 539,42 TL harcın davalı …’dan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.24/12/2020