Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/409 E. 2020/183 K. 06.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/409
KARAR NO: 2020/183
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 24/10/2017
NUMARASI: 2015/1065 Esas – 2017/897 Karar
DAVA: Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 06/02/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 21/08/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasında … plakalı motorda yolcu olarak bulunduğunu, geçirdiği kaza nedeniyle sürekli sakat kaldığını, kazadan sonra müvekkilinin davalı kuruma başvuruda bulunduğunu, davalı kurum tarafından müvekkiline kısmi ödeme yapıldığını, ancak müvekkilinin mağduriyetinin davalı kurumun yapmış olduğu ödemenin üstünde olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkili için 2.000,00 TL sürekli sakatlık tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı kurumdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu olan kazanın 21/08/2012 tarihinde meydana geldiğini, Karayolları Trafik Kanununun 109 maddesinde düzenlenen 2 yıllık zaman aşımı süresinin geçtiğini, zaman aşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili kurum tarafından davaya konu kaza sebebi ile davacıya 18.316,00 TL ödeme yapıldığını ve ibraname alındığını, müvekkili kurumun ödeme yapması nedeniyle sorumluluğunun bulunmadığını, davacının … plakalı araçta hatır yolcusu olarak bulunduğunu, tazminattan hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, kaza tarihinden itibaren faiz talebinin reddine karar verilmesini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, ” Davanın, kabulüne, 8.766,61-TL sakatlık tazminatının 18/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: Davacının, kazaya karışan … plakalı ehliyetsiz ve alkollü sürücü idaresindeki araçta yolcu olarak bulunduğundan tazminattan müterafik kusur ve hatır taşıması nedeni ile indirim yapılması gerektiğini, uyuşmazlık konusu olay haksız fiilden kaynaklandığını, haksız fiilden kaynaklanan bu olayda uygulanması gereken faiz türünün yasal faiz olduğunu belirterek istinaf talep etmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan maluliyet tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, davacının yolcu olarak bulunduğu sigortasız motosiklet ile plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün karıştığı trafik kazasından davacının yaralanmasından ötürü tazminat talep edildiği anlaşılmıştır. Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın 52.maddesinde düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da getirebilir. Somut olayda davacı ile sigortasız motosiklet araç sürücüsünün arkadaş oldukları ve gittikleri düğünden birlikte döndükleri dönüş yolunda trafik kazasının meydana geldiği, sigortasız motor sürücüsünün ehliyetinin olmadığı ve alkollü olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla davacının alkollü araç sürücüsünün aracına binmesi nedeni ile tazminat hesabında bu nedenle indirim yapılmaması doğru olmamıştır. Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre TBK 52. Maddesine göre müterafik kusur indirim oranının % 20 olduğu da dikkate alınmak suretiyle bu oranda indirimle tazminatın belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca dosyada mevcut olay nedeniyle emniyette verilen ifadelerden davacının olay günü gittikleri düğünden birlikte döndükleri bu durumda davacının yolcu olarak herhangi bir menfaat temin etmeden hatır için taşındığının kabulü gerekmektedir. Bu durum karşısında, davacının hatır için taşındığı kabul edilerek hesaplanan tazminattan %20 oranında hatır indirim yapılması gerektiği halde, davalının bu yöndeki savunma ve itirazları değerlendirilmeksizin hatır taşıması indirimi yapılmadan karar verilmesi de doğru olmamıştır.(Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/7624 Esas 2018/10877 Karar sayılı ilamı). Dosya kapsamında kazaya karışan … plakalı motorun hususi araç olması ve olayın haksız eylem niteliği dikkate alınarak temerrüt faizi olarak yasal faiz yerine avans faizi hükmedilmesi doğru olmamıştır. Sonuç olarak HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek davacının destek zararından %20 oranında müterafik kusur indirimi ve %20 hatır indirimi yapılarak 5.259,96 TL destekten yoksun kalma tazminat talebinin kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; Müterafik kusur ve hatır indirimi nedeniyle tazminattan indirilen miktar, yasal düzenlemelerden kaynaklanan hakkaniyet indirimi mahiyetinde olduğundan davalı lehine bu kısım üzerinden vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmemiş ve aşağıdaki aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davanın, KISMEN KABULÜNE, 5.259,96 TL sakatlık tazminatının 18/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 2- Harçlar Tarifesi gereği alınması gereken 359,30 TL ilam harcından peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 327,90 TL ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 1.980,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 4-Yargılama sırasında davacı tarafından yapılan 63,20 TL ilk harç, 1.200,00 TL bilirkişi ücreti, 206,50 TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 1.469,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ; 1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 62,50 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 98,10 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 3- Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.06/02/2020