Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/4060 E. 2019/408 K. 14.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/4060
KARAR NO : 2019/408
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 21/12/2017
NUMARASI : 2016/144 Esas – 2017/1545 Karar
DAVA : Rücuen Tazminat
KARAR TARİHİ: 14/03/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili kuruluş çalışlarından … oğlu… 25.08.2008 tarihinde trafik kazası geçirmesi nedeniyle Çorlu Şifa Hastanesi’nde tedavi gördüğünü, tedavi için düzenlenen 8.329,22 TL fatura bedelinin müvekkili tarafından 24.10.2008 tarihinde hastaneye ödediğini, …çarpan …plakalı aracın Genel Sigorta tarafından sigortalandığını, kaza nedeniyle sanıklar hakkında Çorlu Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2010/381 Esas ve 2011/244 Karar sayılı dosyasından yargılama yapıldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 8.389,20 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya sebebiyet veren …. plakalı aracın kaza tarihini kapsar şekilde geçerli trafik poliçesi bulunduğunu, güvence hesabının sorumluluğunun doğabilmesi için rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli bir sigortasının bulunmaması gerektiğini, araç sigortalı olduğundan davanın esasa girilmeden husumet yönünden reddi gerektiğini, dava konusu tazminat talebinin zamanaşımına uğradığını, davada görevli mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, kazanın oluşumundaki kusur oranlarının tespitinin gerektiğini, davacının müvekkili kurumdan talep etmiş olduğu tedavi giderlerine bağlı maddi tazminat isteğinin reddi gerektiğini, SGK tarafından davacıya ödenmiş veya ödenen rücuya tabi tazminat miktarının tespit edilerek müvekkili kurum tarafından ödenecek tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, güvence hesabının sorumluluğunun poliçedeki teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince; ” Davacı kurum tarafından tedavi giderlerine ilişkin olduğu bildirilen ödeme tarihinin 24/10/2008 olduğu anlaşıldığı. Ödeme tarihi itibariyle davacının zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten dava tarihine kadar 2 yılı aşkın sürenin geçtiği açık olduğunu, 6098 Sayılı TBK 73/1 maddesi uyarınca; rücu istemi, tazminatın tamamının ödendiği ve birlikte sorumlu kişinin öğrenildiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde tazminatın tamamının ödendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğradığı, bu minvalde davalı tarafça süresi dahilinde zaman aşımı def’inde bulunulduğu anlaşıldığından davanın zaman aşımından reddi gerektiğine kanaat edilmiş..” gerekçesiyle davanın zamanaşımından reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili kuruluş çalışanlarından … oğlunun 25.08.2008 tarihinde kaza geçirmesi sonucu tedavi masrafları için düzenlenen 8.389,20 TL fatura bedelinin 24.10.2008 tarihinde Çorlu Şifa Hastanesi’ne ödendiğini, daha sonra yapılan incelemede … çarpan … plakalı aracın dava dışı Genel Sigorta tarafından 05.10.2007-05.10.2008 tarihleri arasında sigortalandığının tespit edildiğini, ödeme yapıldıktan sonra davanın zamanaşımı süresi içinde dava açıldığını, 25.08.2010 tarihinde Beyoğlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/377 Esas sayılı dosyası ile açılan dava ve 08.10.2015 tarihinde İstanbul 23. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/386 Esas sayılı dosyası ile açılan dava ile zamanaşımı süresinin kesildiğini ve yeniden işlemeye başladığını, davanın 25.08.2008 tarihinde açıldığını, Mahkemece müvekkilinin dava konusu alacaktan sorumlu kişi ve kurumları öğrenme tarihinin araştırılmadığını, dava konusu alacağın talep edilmesi için belirtilen 2 yıllık zamanaşımı süresi ile ceza zamanaşımı süresinin geçmediğini ve dava konusu alacağın zamanaşımına uğramadığını belirterek kararın kaldırılmasına, davanın esastan incelenerek kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava rücuen tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Davacı vekili müvekkili kuruluş çalışlarından … oğlu … 25.08.2008 tarihinde trafik kazası geçirmesi nedeni ile Çorlu Şifa Hastanesi’nde tedavisinin yaptırıldığı, tedavi için düzenlenen 23.09.2008 tarih ve 8.329,22 TL bedeli faturanın davacı tarafından 24.10.2008 tarihinde hastanenin hesabına ödediğini belirterek davalıya karşı rücu davası açmıştır. Davalı vekili, cevap dilekçesinde … plakalı aracın kaza tarihini kapsar şekilde… A.Ş.’de sigortalı olduğunu bildirerek davanın husumet yönünden reddini talep etmiştir. HMK’nın 137/1 ve 140/1 maddeleri gereğince mahkemece ön incelemede dava şartları ve ilk itirazlar incelenerek karar verilmelidir. Aynı Yasa’nın 142. maddesine göre ön inceleme duruşması tamamlandıktan sonra hakim tahkikata başlamadan hak düşürücü süreler ile zaman aşımı hakkındaki itiraz ve defileri inceleyerek karara bağlar.Somut uyuşmazlıkta mahkemece ön inceleme duruşması yapılmış ve dava şartlarının mevcut olduğu tespit edilmiş ise de davalı … hesabının taraf ehliyetine itirazı hakkında araştırma yapılmamıştır. Bu nedenlerle İlk Derece Mahkemesince davalı vekilinin taraf sıfatına itirazı konusunda araştırma yapılarak … plakalı aracın kaza tarihini kapsar şekilde … A.Ş.’de sigortalı olduğunun anlaşılması halinde davalının taraf ehliyeti bulunmadığının tartışılması, aracın sigortalı olmadığının anlaşılması halinde ( davalının taraf ehliyetine sahip olduğunun anlaşılması halinde) ise zamanaşımı defi hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde davanın zamanaşımından reddine kararı verilmiş olması doğru olmamıştır. Açıklanan gerekçeyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, yukarıda belirtilen istinafa konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf talep eden davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,5-İstinaf başvurusu için yatırılan gider avansından artan kısmın İlk Derece Mahkemesince istinaf talebinde bulunana iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/03/2019.