Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/405 E. 2020/312 K. 20.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/405
KARAR NO: 2020/312
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 15/09/2017
NUMARASI: 2014/1102 Esas – 2017/601 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 20/02/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 13/10/2007 tarihinde …, kontrolündeki … plakalı araç ile Kandıra istikametinden İzmit istikametine gitmekteyken Kayıplar Köyü kavşağında …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarparak araç içerisinde bulunan müvekkillinin yaralanmasına neden olduğunu ve yaralanma neticesiyle Kocaeli Devlet Hastanesinden alınan rapora göre müvekkilinin %15 oranında malul kaldığını, davalı … şirketine müracaat edildiğini ancak hiçbir sonuç alınamadığını belirterek, sigorta şirketine yapılmış olan müracaat tarihinden geçerli olmak kaydıyla sigorta limitiyle sınırlı olmak üzere 20.000,00 TL maddi tazminatın yasal faizi ile alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin … plakalı aracı Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi ile sigortaladığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirketin temerrüde düşmediği gibi dava açılmasına da sebebiyet vermediğini belirterek açılan davanın reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, “açılan davanın kısmen kabulü ile 2.682,53 TL tazminatın 09/09/2011 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemenin kararını eksik inceleme neticesinde verdiğini, zira dosyaya sunulan özürlülük raporuna göre müvekkilinin sakat kaldığı Üniversiteden alınan rapora göre geçici sakatlık raporu verildiğini, çelişki bulunduğu ifade edilmesine rağmen ATK raporuyla çelişkinin giderilmediğini, zarar hesabının çelişkili rapor dikkate alınarak hesaplama yapıldığını, oysa çelişkinin giderilmesi hesaplama da bu doğrultuda gelen rapor dikkate alınarak yapılması gerektiğini, davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin de hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maluliyet tazminatına istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu, HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere itiraz verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamına göre; 13/10/2007 tarihinde meydana gelen davalı … şirketine ZMSS poliçesi ile sigortalı … plakalı araç ile davacının yolcu olarak bulunduğu … plakalı aracın karıştığı çift taraflı trafik kazasında davacı yaralanmıştır. Davacı vekili davadan önce alınan özürlü sağlık kurulu raporunda belirlenen %15 özür oranına göre fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 20.000,00 TL maddi tazminat talebinde bulunmuştur. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Başkanlığınca düzenlenen maluliyet raporunda 08/09/2015 tarihli Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre davacının maluliyet hesaplanmasını gerektirecek düzeyde yaralanmanın bulunmadığı, iyileşme süresinin 6 aya kadar uzayabileceği belirlendiği, aktüer bilirkişi raporunda 6 aylık iş göremezlik süresi için tazminat hesaplandığı anlaşılmaktadır. Maluliyete ilişkin alınacak raporların olay tarihlerine göre; 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 ila 31.08.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 ila 31.05.2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015 tarihinden sonra ise, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.Somut olayda kaza tarihi 13/10/2007 olduğuna göre mahkemenin hükme esas aldığı maluliyete ilişkin raporun kaza tarihinde uygun düzenlenmediği, “Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü” hükümlerine göre düzenlenmesi gerekirken, “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre düzenlenmiş olması doğru olmamıştır. 6100 sayılı HMK`nun 194/1. maddesinde; “…taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırmalıdırlar…” hükmüne; 31. maddesinde ise “Hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açısından belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir.” hükmüne yer verilmiştir. Davanın doğru biçimde sonuçlandırılması için davanın ne olduğunun anlaşılması gerekir. Mahkemece, dilekçenin içeriğine göre davacının isteği belirlenip uyuşmazlık buna göre çözüme kavuşturulmalıdır.Somut uyuşmazlıkta, dosya kapsamına göre dava dilekçesinde maddi tazminat talebinin içeriği ve miktarları belirtilmediği halde HMK’nın 31 ve 194.maddeleri gereğince davacı vekiline bu açıdan maddi tazminat talebini açıklamak konusunda süre verilmeden karar verilmesi de doğru olmamıştır. O halde Mahkemece, öncelikle davacı vekiline HMK 31 ve 194.maddeleri gereğince talebi açıklamak üzere kesin mehil verilmesi, talep edilen maddi tazminat kalemlerine göre geçici ve kalıcı maluliyet tazminat talep edilmesi halinde ATK’dan ya da başka bir Üniversite Hastanesinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümünden oluşturulacak aralarında adli tıp uzmanı da bulunan uzman doktor heyetinden, kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan “Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü” hükümleri esas alınarak, davacıda var olduğu ileri sürülen yaralanmaya bağlı geçici iş göremezlik oluşup oluşmadığı ve süresi, kalıcı maluliyet oluşup oluşmadığı, kalıcı maluliyet oluşmuş ise maluliyet oranı, maluliyetin kaza ile illiyeti bulunup bulunmadığı konularında, dosya içerisinde bulunan tedavi evrakları ile dosyada mevcut olan taraflarca sunulan delilleri de irdeler biçimde denetime elverir nitelikte raporla tespit edilmesi ve bilahare aktüer bilirkişiden ek rapor alınarak tazminatın belirlenmesi gerekir. Kabule göre; mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiğinden reddedilen miktar yönünden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık yoktur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/02/2020