Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/4015 E. 2020/4022 K. 25.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/4015
KARAR NO : 2020/4022
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 10/05/2018
NUMARASI : 2014/1994 Esas – 2018/461 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 25/11/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;…
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesi ile; 07/10/2013 tarihinde yaya olarak bulunduğu kaldırımda yürürken … plakalı araç ile … plakalı aracın çarpışması ile meydana gelen trafik kazası sonucunda yaralandığını, davalı … şirketinin her iki aracın da sigortacısı olduğunu, davacının kaza tarihinde sigorta uzmanı olarak çalıştığını, kaza nedeniyle çalışamadığını, tedavi masrafları yaptığını, bu kazada davacının yaşamının tehlikeye girdiğini HMK’nın 107.maddesi gereğince belirsiz alacak davası açtıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi tazminatın, olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, davalı ….’den (poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere), 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile talebini 32.380,41 TL’ye yükseltmiştir. Davalı … AŞ vekili, davaya konu kaza ile ilgili davadan önce müvekkili şirkete müracaat edilmediğini, herhangi bir belge ibraz edilmediğini, trafik kazalarına bağlı olarak müvekkil şirket aleyhine açılmış olan tedavi masrafları tazminatı ile ilgili müvekkili şirketin sorumluluğunun ve taraf sıfatının sona erdiğini, bu sebeplerle tedavi giderlerine ilişkin talebin Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan talep edilmesi ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Maddi Tazminat Yönünden; 7.507,41 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 24.722,12 TL sürekli kısmi iş göremezlik tazminatı ve 150,88 TL tedavi gideri olmak üzere toplam 32.380,41 TL’nin (davalı …’ın kusuru oranında 24.285,30 TL’si ile, davalı …’in kusuru oranında 8.095,10 TL’si ile sorumlu olmak üzere) tüm davalılardan (davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 07/10/2013 tarihi, davalı … yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek) yasal faizi ile birlikte müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, Manevi Tazminat Yönünden; Davanın kısmen kabulüne karar verilerek 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan kaza tarihi olan 07/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı … aleyhine verilen kararların usul ve esas yönünden hukuka aykırı olduğunu ve kusur oranına dair hiç bir inceleme yapılmadığını, yerel mahkeme kararında yargılama ile ilgisi olmayan şahsın adının neden geçtiği veya iş bu şahsa atfedilen kusurun hangi olaydan kaynaklandığının anlaşılamadığını, müvekkil hakkında verilen hüküm bakımından somut hiç bir gerekçe içermediğini ve yargılama ile ilgisi olmayan kişilerin isminin kararda geçtiğini, müvekkilin kararda hakkının ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, müvekkil bakımından maddi – manevi tazminat ödeme koşullarının hukuken oluşmadığını ve tazminat miktarının fahiş olduğunu ayrıca hiçbir kusuru bulunmadığını, kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu yan davalı …’ın olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Anayasa’nın 141/3. maddesine göre bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. HGK’nın 24.02.2010 tarihli 2010/1-86 Esas ve 2010-108 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; “Yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.” Somut uyuşmazlıkta, mahkemece;”Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi raporuna göre olayda davalı sürücü Metin Demiroğlu’nun % 80 oranında, davacının ise % 20 oranında kusurlu oldukları, bu raporun soruşturma dosyası ile uyumlu olduğu anlaşılmıştır.” şeklindeki davada taraf olmayan Metin Demiroğlu üzerinden ve dosyada mevcut raporlarla uyumsuz olarak kusur durumu belirtilmesi karşısında, mahkemenin gerekçesinde davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiği, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığı, ortaya koyulmamış, kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantı gösterilmemiştir. Ayrıca” Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Dairesinin 17/04/2017 tarihli davacının alınan maluliyet raporuna göre; davacının beden gücü (maluliyet) kayıp oranının % 4.2 olduğu ve iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceği anlaşılmıştır. Davacının 6 aylık tıbbi şifa süresine göre isteyebileceği geçici iş görmezlik tazminatının 7.507,41 TL olduğu, SGK tarafından davacıya yapılan herhangi bir ödeme bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacının çalışma gücünden % 4.2 oranında eksilme meydana gelmesi sebebiyle hesaplanan maddi zarar tutarının 24.285,30 TL olduğu; 150,88 TL tedavi gideri yapılmış olduğu anlaşıldığından toplam 32.380,41 TL maddi tazminatın tüm davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. ” gerekçesi de aynı şekilde kendi içinde çelişkili olmuştur. Bununla birlikte davalı …’in istinaf dilekçesinde belirtilen istinaf sebeplerinin gerekçeli kararda tartışılmamış olduğu görülmektedir. Bu kapsamda istinaf denetiminin yapılabilmesi için de kararın gerekçeli olması gerekmektedir. Davacı taraf kazada kusuru olan sürücülerden ve trafik sigorta şirketinden zararını müşterek ve müteselsilen talep ettiği halde hüküm fıkrasında kusur oranlarına göre sorumluluklarına karar verilmesi de doğru olmamıştır.Kabule göre de İlk Derece Mahkemesince tazminatın belirlenmesinde kaza tarihinde yürürlükte bulunan “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre düzenlenmesi gerekirken “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre düzenlenen maluliyet raporunun hükme esas alınmış olması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan nedenlerle,davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davalı … vekili vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/11/2020