Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/4012 E. 2020/3916 K. 11.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/4012
KARAR NO : 2020/3916
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 27/02/2018
NUMARASI : 2016/201 Esas – 2018/163 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 11/11/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 19.04.2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, davalılardan …’nın maliki ve işleteni bulunduğu, yine davalılardan … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motorsikletin direksiyon hakimiyetini kaybettiğini ve müvekkile çarparak, müvekkilin motosiklet ile park halindeki araç arasında sıkışmasına sebebiyet verdiğini ifadeyle; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL’lik maddi tazminatın kaza tarihi olan 19.04.2014 tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ve 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Söz konusu tazminat talebinde müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limitleriyle sınırlı olduğunu, kusur ve maluliyet için bilirkişi raporu alınması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu, davacının emekli olduğundan dolayı herhangi bir hak kaybına uğramadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacının davasının kısmen kabul, kısmen reddine, Maddi tazminat talebi yönünden feragat nedeniyle reddine, Manevi tazminat talebi yönünden 50.000,00 TL’lik manevi tazminat talebinin 20.000,00 TL’sinin kabulü ile bu miktarın davalı şahıslardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, Dava tarihinden itibaren işlenecek faizin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, Maddi tazminat talebinin sigorta şirketi yönünden hükmedilmediğinden manevi tazminat yönünden de sigorta şirketi aleyhine değerlendirme yapılmasına yer olmadığına, 30.000,00 TL’lik kalan manevi tazminat talebinin reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … ve … vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalı … ve … vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının 20.000,00 TL maddi tazminat talebinden feragat ettiğini, feragat nedeniyle davalı lehine nispi vekalet ücreti takdir edilmemesinin hatalı olduğunu, davacı tarafa takdir edilen 20.000,00 manevi tazminat miktarının ölüm halinde bile verilmediğini, maluliyet doğmadığını, davacının bir süre tedavi gördükten sonra iyileştiğini, Adli Tıp Kurumu raporuna göre inmemesi gereken yerde, cadde ortasında araçtan indiğinden tali kusurlu olduğunu, bunun davacı tarafından kabul edildiğini, kusur yönünden bilirkişi raporu alınmadığını, davacının emekli olduğundan herhangi bir gelir kaybına uğramadığını, kaza nedeniyle tedavi gideri yapmadığını, maddi zararı bulunmadığını, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Sigorta hukuku 6102 sayılı TTK’nın 1401 vd. maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası ise 1483 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Davacı da zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesine dayanarak davalı … şirketinden de tazminat talep etmektedir. Bu durumda dava, TTK’da düzenlenmiş olan sigorta hukukuna dayandığından TTK’ nın 4/1. maddesine göre mutlak ticari dava olup ihtilafın çözümünde görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesidir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 27/03/2017 gün ve 2014/19001E. – 2017/3223K. sayılı, 30/03/2017 gün ve 2015/5763E. – 2017/3414K. sayılı kararları). Bu nedenle göreve değinen istinaf başvurusu yerinde değildir.Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.”Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, kaza tarihi, davacının uğradığı zararın kapsamı, bedensel zararlarda yaralanmanın mahiyeti, maluliyet oluşmuş ise maluliyet oranı, iyileşme süresi, davalıların sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir.Türk Borçlar Kanunu’nun 53. maddesi gereğince, hukuk hakimi ceza hakiminin tespit ettiği kusurla bağlı değil ise de Ceza Mahkemesince tespit edilen fiilin hukuka aykırılığı ve illiyet bağını saptayan maddi vakalar yönünden Ceza Mahkemesi kararı ile bağlıdır.Somut uyuşmazlıkta; İlk Derece Mahkemesince tazminatın dayandığı trafik kazasında tarafların kusur oranlarını belirleyen kusur raporu alınmadan ve davacının yaralanması nedeniyle yaralanmanın mahiyeti, yaralanmanın geçici ya da kalıcı mı olduğu, maluliyet oluşmuş ise maluliyet oranı, iyileşme süresi konularında hiçbir inceleme yaptırılmadan ve rapor alınmadan karar verilmiştir.O halde Mahkemece; TBK’nın 53. maddesi hükmü de gözetilerek meydana gelen trafik kazasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi için kusur raporu alınması ayrıca aynı kaza sonucu yaralandığı iddia edilen davacının yaralanmasının mahiyeti, maluliyet oluşmuş ise geçici ya da kalıcı mı olduğu, kalıcı maluliyet oluşmuş ise maluliyet oranı ve iyileşme süresi konusunda ATK ‘dan yada üniversitelerin Adli Tıp ana bilim dalı başkanlıklarından olay tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre bilirkişi rapor alınması ile tarafların mali ve sosyal durumları ile yukarıda açıklanan ilkeler birlikte değerlendirilerek somut olaya uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Kabule göre de; karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10. maddeye göre manevi tazminat açısından da, kabul ve redde göre vekalet ücreti düzenlenmiş olup, “reddedilen miktar üzerinden davalılar … ve … vekili için takdir olunan 2.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” şeklinde, vekalet ücretinin maddi tazminatın reddine mi manevi tazminatın reddine mi yönelik olduğu tam olarak anlaşılamayacak şekilde hüküm kurulması, maddi tazminat ve manevi tazminat açısından vekalet ücretine yönelik olarak ayrı ayrı değerlendirme yapılmamış olması da doğru olmamıştır.Açıklanan nedenlerle, davalı … ve … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davalı … ve … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı … ve … vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.11/11/2020