Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/3977 E. 2019/333 K. 07.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/3977
KARAR NO : 2019/333
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 06/09/2018
NUMARASI : 2018/6273 D.İş Esas 2018/6001 D.İş Karar(İtiraz Hakem Heyeti 09/08/2018 tarih, 2018/İHK-6572)
DAVA : Trafik Kazası Nedeniyle Maluliyet Tazminatı
KARAR TARİHİ: 07/03/2019
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Başvuru sahibi başvuru dilekçesinde: 22.07.2015 tarihinde, davalıya sigortalı ve davacının da içinde bulunduğu … plakalı aracın başka bir araçla karıştığı kazada müvekkilinin yaralandığını, %5 oranında meslekte kazanma gücü kaybına uğradığını, sigorta şirketine başvuru yapıldığı halde ödeme alınamadığını, müvekkilinin şirket sahibi olduğunu, vergi kaydına göre kaza tarihinde 72.727,31 TL yıllık kazancı olduğunu, Yargıtay kararlarına göre bilinen net gelirin dikkate alınması gerektiğini beyanla, şimdilik 40.001,00 TL zararın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde: Başvurunun dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, Trafik Sigortası Genel Şartları Ek:6’da istenilen belgelerin sunulmadığını, maluliyetin Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesince tespitini istediklerini, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında müvekkilinin sorumlu olabileceğini, geçici iş göremezlik ve bakıcı giderinden sorumlu olmadıklarını, belgelenemeyen tedavi giderlerinin ispat edilemediğinden reddi gerektiğini, sigortalı aracın ticari olmadığından avans faizi istenemeyeceğini belirterek başvurunun reddini talep etmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyetince: Başvurunun kısmen kabulü ile 29.104,23 TL maddi tazminatın 21.06.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak başvuru sahibine ödenmesine, bakiye 10.896,77 TL’lik talebin reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından yapılan itiraz üzerine İtiraz Hakem Heyetince; başvuru sahibi vekili ve sigorta şirketi vekilinin itirazlarının ayrı ayrı reddine karar verilmiş, karara karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: Bilirkişinin davacının gelir durumunu asgari ücret üzerinden hesapladığını, müvekkilinin kaza tarihindeki yıllık kazancının 72.727,31 TL olduğunu, dosyada bulunan gelir belgeleri doğrultusunda yeniden hesaplama yapılması gerektiğini belirterek İtiraz Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına, başvurunun kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: Zarar gören kişilerin zararlarının tazmini için öncelikle sigorta şirketine başvurmaları gerektiğini, davacı tarafından tedavi evrakının tamamlanmadığını, bu nedenle ödeme yapılamadığını, davanın dava ön şartı yokluğundan, usulden reddi gerektiğini, taraflar lehine hükmedilecek vekalet ücretinin her iki taraf bakımından göz önüne alınması gereken bir ücret olduğunu, aleyhe hüküm kurulması halinde başvuran vekilinin lehine avukatlık ücret tarifesinde belirtilen ücretin 1/5’ine hükmedilmesi gerektiğini belirterek İtiraz Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle, maddi tazminat istemine ilişkindir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Uyuşmazlık Hakem Heyetince alınan aktüer bilirkişi raporunda davacının geliri asgari ücret miktarı esas alınarak hesaplanmıştır. Davacı vekili davacının tacir ve şirket sahibi olduğunu, gelirinin asgari ücretin üzerinde olduğunu ve buna göre gerçek gelir durumu üzerinden tazminat hesabı yapılması gerektiğini beyan etmiş, gelire ilişkin vergi kayıtları sunmuştur. Uyuşmazlık Hakem Heyetinin ve heyetin kararına karşı itiraz üzerine İtiraz Hakem Heyetinin; ticari alanda çalışan kişinin tazminata esas gelirinin, işletmenin gelirine göre değil, kişinin yetenek ve emeğinin işletme gelirine katkısına göre belirleneceği ve davacı tarafın şirket gelirine ilişkin sundukları belgelerin, davacının kazanca katkısının miktarı bakımından yeterli olmadığı, bu hususun davacı tarafça ispatlanması gerektiği yönündeki tespitleri yerindedir. Ne var ki, belirtilen hususa ilişkin davacı delillerinin yetersiz olduğu kabul edilmekle birlikte, davacının rapora itirazı sürecinde tazminata esas gelirinin belirlenmesinde, davacının kişisel yetenek ve emeğinin gelire katkısı oranına ilişkin delil sunma imkanı verilmemiştir. Bu nedenle, davacının yetenek ve emeğinin, sahibi olduğu şirketin gelirine ne miktarda katkısının bulunduğu konusunda delillerini sunması için usulüne uygun kesin süre verilmesi, kabul edilebilir somut delil sunulduğunda, dosyadaki diğer delillerle birlikte ele alınarak gerçek gelir durumunun asgari ücretin üzerinde olduğunun tespiti halinde aktüer bilirkişiden ek rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İHH kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir. Davalı vekilinin istinaf başvurusuna gelince:5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin 12. fıkrasında 5.000,00 TL’nin altındaki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarının kesin olduğu, 5.000,00 TL ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarına karşı kararın Komisyonca ilgiliye bildiriminden itibaren on gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere Komisyon nezdinde itiraz edilebileceği, 40.000,00 TL’nin üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında itiraz üzerine verilen kararlar için temyize gidilebileceği belirtilmiştir.İtiraz Hakem Heyeti tarafından kabul edilen ve dolayısıyla istinaf talebi bakımından uyuşmazlık konusu edilen tazminat miktarı, 5684 sayılı Kanunu’nun 30/12. fıkrasında belirtilen 40.000,00 TL’lik temyiz sınırın altında kaldığından, Hakem Heyeti kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması olanaklı değildir. Bu nedenle, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/12. ve HMK’nın 352/1-b maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davacı vekilinin ise istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İtiraz Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere Sigorta Tahkim Komisyonuna gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile istinaf istemine konu Sigorta Tahkim Komisyonunun yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılması için Sigorta Tahkim Komisyonuna gönderilmek üzere mahkemesine İADESİNE,3-Davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/12. ve HMK’nın 352.maddesi uyarınca REDDİNE,4-6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,5-Peşin alınan karar harçlarının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edenlere iadesine,6-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Davacı tarafından yapılan 59,50 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 8-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,9-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.07/03/2019