Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/3976
KARAR NO : 2018/1700
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 27/08/2018
NUMARASI : 2018/5698 D.İş Esas – 2018/5761 D.İş Karar
(İtiraz Hakem Heyeti’nin 24/07/2018 tarih 2018/İHK-5979)
DAVA : Destekten Yoksun Kalma Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/12/2018
İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/5698 D.İş Esas ve 2018/5761 D.İş Karar sayılı kararı ile saklanmasına karar verilen Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti’nin 24/07/2018 tarih 2018/İHK-5979 Karar sayılı dosyası kapsamında verilen karara karşı, istinaf yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacılar vekili başvuru dilekçesinde özetle; davacıların miras bırakanı …’ın, ZMSS poliçesi bulunmayan … plakalı araç ile seyir halindeyken, 15/05/2007 tarihinde tek taraflı kaza yaparak vefat ettiğini, sürücü …’ın tam kusurlu olduğunu, bu vefat olayı nedeniyle müteveffa …’ın eşi olan … ile oğlu …n’ın destekten yoksun kaldıklarını iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması koşuluyla davacı … için 1.000,00 TL, davacı … için 1.000,00 TL olmak üzere toplam 2.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı tarafa yapılan başvuru tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; olayın trafik kazası olmadığını, kazanın tarla içerisinde meydana geldiğini, tazminat talebinin zamanaşımına uğradığını, 01/06/2015 tarihli ZMSS Genel Şartları ve Karayolları Trafik Kanunu’nun 90.maddesinde 6704 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu davacıların tazminat taleplerinin teminat dışı bırakıldığını, olayda alacaklı-borçlu sıfatlarının birleştiğini iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti, talebin kabulü ile … için 58.549,88 TL, … için 1.450,12 TL olmak üzere toplam 60.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının 29/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile başvuru sahiplerine ödenmesine karar vermiş, davalı tarafça karara itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti, davalı vekilinin itirazının kabulü ile Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına, başvuru sahiplerinin başvurusunun reddine karar vermiştir. Davacılar vekili, kazanın 15/05/2017 tarihinde meydana geldiğini, davacıların 3.kişi konumunda olduklarını, destek şahsının kusuruna denk gelen tazminat taleplerini teminat dışı bırakan 01/06/2015 tarihli ZMSS Genel Şartları’nın 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe girdiğini, bu kazada uygulanma olanağının bulunmadığını, dolayısıyla, taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, Güvence Hesabı kapsamında ZMSS poliçesi bulunmayan aracın tek taraflı trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre İtiraz Hakem Heyetince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, ZMSS poliçesi bulunmayan … plakalı aracın davacıların miras bırakanı sürücü …’ın sevk ve idaresindeyken, %100 kusurlu olarak 15/05/2007 tarihinde tek taraflı kaza yapması sonucu, …’ın vefat ettiği, davacıların bu vefat nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulundukları anlaşılmıştır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. Maddesine göre, “İşletenlerin, bu Kanun’un 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”. Aynı Kanun’un 85/1.maddesine göre “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”, 85/son maddesinde ise “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” Yukarıda açıklanan kanun hükümlerinden, zorunlu mali sorumluluk sigortasının motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.Davacıların desteği müteveffa …’ın, ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile olsun, salt vefat etmiş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup, desteğin kusurunun olması, davacıların hakkına halel getirir bir unsur olarak kabul edilemez. Dolayısıyla destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın, sigortacıdan talep edilmesi mümkündür. Bu çerçevede, kaza tarihi itibariyle, ZMSS poliçesi bulunmayan araç nedeniyle, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14.maddesine göre, ZMSS poliçesinin kaza tarihindeki limiti dahilinde Güvence Hesabı’nın sorumluluğu bulunmaktadır. Davacıların uğradığı zarara bağlı olarak talep ettikleri hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır. (Yargıtay 17. HD. 2014/17669 E. 2017/919 K.) (HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas, 2012/92 karar, HGK’nun 16.1.2013 gün ve 2013/17-1791 esas ve 2013/74 karar sayılı ilamları).Davalı tarafça, Karayolları Trafik Kanunu’nun 92/c,g,h ve Trafik Sigortası Genel Şartlarının A.6.c ve d maddeleri uyarınca, destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin, trafik sigortası teminatı dışında bırakıldığı ileri sürülmüş ve bu husus İtiraz Hakem Heyetince de kabul görerek, davacıların destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiş ise de 2918 sayılı Kanun’un 90. maddesi, 6704 sayılı Kanun ile değişikliğinden önce, “Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında, Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır” şeklinde olup değişiklikten önce, tazminat hesabının Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca yapılacağı düzenlenmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 55. maddesine göre destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1451. maddesine göre, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, sigorta sözleşmeleri hakkında Türk Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır. 2918 sayılı KTK’nın 95. maddesine göre, sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.Somut olayda kaza 15/05/2007 tarihinde meydana gelmiştir. Yeni genel şartlar 01.06.2015 tarihinde, Karayolları Trafik Kanununun 92. maddesinde değişiklik yapan yasa ise 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Dolayısıyla kaza tarihi itibariyle davacı …’ın destekten yoksun kalma tazminatı talebi Güvence Hesabı teminat kapsamı içerisindedir. Bu nedenle, davacı … yönünden 25/02/2018 tarihli bilirkişi raporuyla belirlenen ve davacı tarafça ıslah edilen 58.549,88 TL destekten yoksun kalma tazminatının kabulüne dair verilen Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararı doğru olduğundan İtiraz Hakem Heyetince itirazın reddine karar verilmesi gerekirken kabul edilerek başvurunun reddine karar vermesi isabetli olmamıştır. Başka bir deyişle, İtiraz Hakem Heyeti kararı davacı …yönünden usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğinden, davacı vekilinin bu davacı yönünden istinaf iddia ve itirazının yerinde olduğu anlaşılmıştır. Davacı … yönünden yapılan istinaf başvurusu için değerlendirme yapıldığında; 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin 12. fıkrasında 5.000,00 TL’nin altındaki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarının kesin olduğu, 5.000,00 TL ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarına karşı kararın Komisyonca ilgiliye bildiriminden itibaren on gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere Komisyon nezdinde itiraz edilebileceği, 40.000,00 TL’nin üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında itiraz üzerine verilen kararlar için temyize gidilebileceği belirtilmiştir.Davacı … için bedel arttırım dilekçesi ile talep edilen ve karara bağlanan tazminat miktarı dikkate alındığında, verilen karar, 5684 sayılı Kanunu’nun 30/12. fıkrası uyarınca kesin niteliktedir.Açıklanan nedenlerle; davacı … yönünden yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 352.maddesi gereğince reddine, davacı … yönünden yapılan istinaf başvurusunun kabulüne HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince, davacı … hakkındaki Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararının düzeltilerek davacı … hakkında yeniden hüküm oluşturulmasına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-Davacılar vekilinin, davacı … hakkındaki istinaf başvurusunun HMK’nın 352.maddesi gereğince REDDİNE,
B-1-Davacılar vekilinin, davacı …hakkında istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince, davacı … hakkındaki Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararının düzeltilerek esas hakkında yeniden hüküm OLUŞTURULMASINA ,
C-Buna göre,
1-Davacı … yönünden başvurunun kabulü ile 58.549,88 TL destekten yoksun kalma tazminatının 29/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı …a verilmesine,
2-6728 sayılı Yasa’nın 36.maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin
A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,
3-Başvuru sahibi tarafından yapılan 100,00 TL başvuru ücreti ile 870,00 TL ıslaha ilişkin başvuru ücreti ve 400,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.370,00 TL yargılama giderinin Güvence Hesabından alınarak başvuru sahibine ödenmesine,
4-Başvuru sahipleri vekil ile temsil edildiğinden ve her bir başvuru sahibinin talebinin ayrı bir başvuru konusu olduğu dikkate alınarak, HMK’nın 326.maddesi uyarınca A.A.Ü.T’nin madde 17 ve tarifenin ikinci kısım ikinci bölümünde asliye hukuk mahkemeleri için öngörülen ücret esas alınarak tarifenin üçüncü kısmına göre hesaplanan eş … için 6.790,49 TL, oğlu … için 1.450,12 TL vekalet ücretinin Güvence Hesabı tarafından başvuru sahiplerine ödenmesine,
5-6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi uyarınca harç alınmasına yer olmadığına, yatırılmış harçların yatırana iadesine,
D-İstinaf Başvurusu Açısından;
1-6728 sayılı Yasa’nın 36.maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,
2-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan gider avansından harcanan 45,50 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.13/12/2018