Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/3892 E. 2020/4178 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/3892
KARAR NO: 2020/4178
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 21/05/2018
NUMARASI: 2017/806 Esas – 2018/446 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/12/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 26.07.2013 tarihinden başlamak üzere, 26.07.2014 ve 26.07.2015 tarihlerinde tekrarlanan, Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi imzalandığını, ilgili poliçeyle … plakalı müvekkil şirkete ait kamyonun sigortalandığını, 02.10.2015 tarihinde aracın seyir halindeyken, motor kısmının elektrik aksamında oluşan bir arıza nedeniyle alev aldığını ve kullanılamayacak derecede yandığını, dava konusu araç yanarak kullanılamaz hale geldikten sonra sonra davalı ile yapılan bütün görüşmeler neticesinde davalının ödeme yapmaktan kaçındığını, bunun üzerine alacağın tahsili için giriştikleri icra takibine borçlu – davalının haksız yere itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmolunmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacıya ait aracın müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduğunu, yapılan ekspertiz incelemesinde meydana gelen hasarın ağır hasar niteliğinde olması nedeniyle aracın pert-totole çıkarılmasına karar verildiğini, davacının aracın hurdasının kendisinde kalması talebi doğrultusunda 52.500,00 TL tazminat hesaplandığını ancak davacı tarafından çekme belgesi sunulmadığını ve araç üzerinde çok sayıda haciz olduğunun görüldüğünü, bu nedenle sigortalıya tazminatın haklı olarak ödemediğini, müvekkilince sigortalıya söz konusu tazminatın ödenebilmesi için ya araç üzerindeki hacizlerin kaldırıldığına ya da hacizlerin düştüğüne dair söz konusu icra dosyalarından yazı getirilmesi gerektiği, yazılar getirildiğinde dosyanın sonuçlandırılacağının bildirildiği ancak davacı tarafından olumlu bir cevap verilmediğini ve yazı getirilmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile davalı yanın İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 56.663,91 TL üzerinden takipten itibaren ana alacak 52.500,00 TL’ye değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, Alacak likit olmakla; %20 nispetinde hesaplanan 11.332,60 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp, davacıya verilmesine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacıya ait aracın yanarak tamir edilemez hale gelip pert olduğunu, ilgili mevzuat gereğince hurdaya ayrıldığına dair hurda tescil belgesinin sigortacıya ibraz edilmeden araç sahibine sigorta tazminatı ödenmeyeceğini, sigortalı araç üzerinde hacizler bulunması nedeniyle TTK’nın 1457. maddesi uyarınca müvekkilin hasar tazminatını ödeyebilmesi için sigortalıdan araç üzerindeki hacizlerin düştüğüne yada fek edildiğine dair belge istendiğini, davacının bu talebi yerine getirmediği için ödeme yapılamadığını, icra inkar tazminatı şartları oluşmadığından %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf talep etmiştir. Dava, kasko sigortasına dayalı itirazın iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Kara araçları kasko sigortası genel şartları, B.3.3.2.2. maddeye göre ise onarım masraflarının sigortalı aracın rizikonun gerçekleştiği tarihteki değerini aşması ve aynı zamanda eksper raporu ile aracın onarım kabul etmez bir hale geldiğinin tespit edilmesi durumunda, araç tam hasara uğramış sayılır. Aracın tam hasara uğraması halinde, aracın hasar anındaki rayiç değeri ödenir. Bu durumda, aracın Karayolları Trafik Yönetmeliğinin ilgili maddesi hükümleri doğrultusunda hurdaya ayrıldığına dair hurda tescil belgesi sigorta şirketine ibraz edilmeden araç sahibine sigorta tazminatı ödenmez. Değeri tamamen ödenen araç ve aksamı, talep ettiği takdirde sigortacının malı olur. Aynı şekilde kısmi onarımlarda parçaların sigorta şirketi tarafından tedarik edilmesi halinde hasarlı parçalar talep ettiği takdirde sigortacının malı olur. Onarım masrafları sigortalı aracın rizikonun gerçekleştiği tarihteki değerini aşsın veya aşmasın, ağır hasarlı aracın onarımının mümkün olduğunun eksper raporu doğrultusunda tespit edilmiş olması durumunda, aracın Karayolları Trafik Yönetmeliğinin ilgili maddesi hükümleri doğrultusunda trafikten çekildiğine dair “trafikten çekilmiştir” kaşeli tescil belgesi sigorta şirketine ibraz edilmeden araç sahibine sigorta tazminatı ödenmez. Somut olayda; taraflar arasında davaya konu aracın hasarlandığı ve aracın Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğu, aracın davacıda kalması isteği üzerine sovtaj bedeli düşüldükten sonra 52.500,00 TL hesaplama yapıldığı, davacı tarafça çekme belgesinin sunulmuş olduğu çekişmesizdir. Davalı tarafça dosyaya sunulan 10/10/2017 tarihli yazı ekinde davaya konu … plakalı aracın trafikten çekilmiş olduğu, ruhsat üzerine de kaşe vurulduğu anlaşılmaktadır. TTK’nın 1457. maddesi ile “Sigortalı mal haczedilirse, sigortacı, zamanında bilgilendirilmek şartıyla, sigorta tazminatını icra müdürlüğüne ödeyerek borcundan kurtulur. Bir malın haczinde, icra memuru, borçludan söz konusu malların sigortalı olup olmadığını, sigortalı ise, hangi sigortacı tarafından sigorta edildiğini sorar; haczedilen malın sigortalı olduğunu öğrendikten sonra, sigorta tazminatının diğer bir bildirime kadar ancak icra müdürlüğüne ödenilmesiyle borçtan kurtulacağını sigortacıya ihtar eder.” düzenlenmiştir. Davalı vekili TTK’nın 1457. maddesi gereğince icra müdürlüğünce somut dosya numarası üzerinden araç üzerine haciz konulduğunun bildirildiği yönünde beyanda bulunmamış olup araç üzerine haciz konulan takip dosyalarından icra müdürlüğünce yazılan yazı örneği sunmamıştır. Bu nedenle TTK’nın 1457. Maddesinin uygulanma koşulları oluşmadığından araç üzerindeki hacizlerin kaldırılması halinde ödeme yapılabileceğine ilişkin istinaf itirazı yerinde değildir. Davacı tarafından talep edilen tazminat miktarı likit (muayyen, belirli) olmayıp, gerçek zarar miktarının tespiti ile davacının davalı tarafa rücu için gerekli şartların oluşup oluşmadığının saptanması, yargılama ve bilirkişi incelemesi yaptırılmasını gerektirmektedir. Bu nedenle, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamış, hüküm bu yönden düzeltilmiştir. Bu nedenle; HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davanın KABULÜ ile davalı yanın İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 56.663,91 TL üzerinden takipten itibaren ana alacak 52.500,00 TL’ye değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, 2- Takip konusu alacak likit olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına, 3-Alınması gereken 3.856,65 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 752,67 TL kısmın mahsubu ile bakiye 3.103,98 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR YAZILMASINA, 4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinden peşin ve başvuru harcı toplamı: 784,07 TL, posta gideri 105,00 TL ki toplam: 889,07 TL’nin 878,50 TL kısmının davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın oranlamaya göre davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Davacı yan davada kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan hüküm tarihi uyarınca yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 6.583,03 TL ücreti vekaletin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE, 6-Davalı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.180,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınıp, davalıya VERİLMESİNE, 7-HMK 120.maddesi gereğince; taraflarınca yatırılan gider avansı ile varsa delil avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara İADESİNE,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/12/2020