Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/3891 E. 2021/192 K. 09.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/3891
KARAR NO: 2021/192
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 23/05/2018
NUMARASI: 2016/8 Esas – 2018/621 Karar
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/02/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait … plaka sayılı otomobile davalı … maliki diğer davalının ZMSS sigortacısı olduğu … plaka sayılı aracın 07.02.2014 tarihinde tam kusurlu olarak çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında aracın hasara uğradığını, kaza sonucu aracın bir kısım kaporta parçalarının zarar gördüğünü, aracın onarılmasına rağmen değer kaybı meydana geldiği, yapılan başvuruya rağmen değer kaybının davalılarca ödenmediğini ileri sürerek şimdilik 5.000,00 TL değer kaybı tazminatını kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı … cevap dilekçesinde özetle; Kazaya karışan aracın diğer davalı tarafından ZMSS sigorta poliçesi ile sigortalaması nedeni ile pasif dava ehliyetinin bulunmadığını, değer kaybı olarak istenen miktarın fahiş olduğunu, hasara uğrayan parçalar itibari ile araçta değer kaybının bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu olay bakımından daha önce sigorta tahkim kuruluna yapılan başvurunun red edilmesi neden ile davanın usul yönünden reddi gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere sigortalı sürücünün kusuru ve gerçek zarar ile ilişkin olduğunu, belirtilen hususların davacı tarafından ispatı gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacının davasının kabulü ile; 6.000,00-TL değer kaybı tazminatının 5.000,00 TL’lik kısmının dava, 1.000,00-TL’lik kısmının ise ıslah tarihi olan 15.12.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselselin tahsili ile davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacının yasa gereği öncelikle Sigorta Tahkim yoluna başvurusu zorunlu olduğunu, Davacı Sigorta Tahkim Kuruluna başvurmuş olup, başvuru gereği yatırması gereken ücretleri yatırmamış olması üzerine talebinin reddedildiğini, yapmış olduğu itirazın da reddedildiğini, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30.maddesi 12.bendine göre miktarı ile kesin olan hakem kararı gereğince davacının dava açma hakkı bulunmadığını, davacının talebi 6.075 TL olup yapılan itirazın reddedilmesi halinde davacının dava açma hakkı olmamakla birlikte, açılan bir dava varsa kanun gereği reddi gerektiğini, Sigorta Tahkim Kuruluna yaptığı başvuru sonucunda usul ve kurallara uymuş olması halinde değer kaybı tazminatı, haklı bulunursa poliçe kapsamı gereği diğer davalı sigorta şirketince ödeneceğini, usulüne uygun başvuru yapmayan, sorumluluğu yerine getirmeyen davacının dava açma hakkı olduğu kabul edilse bile açmış olduğu davada müvekkilinin taraf sıfatı bulunmadığını, davanın müvekkili açısından husumet yönünden reddi gerekirken müteselsil sorumlu olarak kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğunu, kazanın 07.02.2014 tarihinde meydan geldiğini, davacının almış olduğu eksper raporunda zararın 6.075 TL olarak belirlendiğini, buna rağmen davacının 5.000 TL üzerinden Kısmi Dava açtığını, zarar net ve belli iken açılan davanın Belirsiz Alacak Davası olarak kabulü mümkün olmadığını, kaza üzerinden 2 yıldan fazla bir süre geçtikten sonra 13.12.2017 tarihinde ıslah edildiğinden ıslaha konu talebin zamanaşımına uğradığını belirterek istinaf talep etmiştir. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.6100 sayılı HMK’nın kısmi davayı düzenleyen 109. maddesine göre, talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir. Somut olayda dava trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine dayanmaktadır. Maddi tazminat talebinin niteliği gereği, kısmi dava olarak açılmasında usul ve yasaya aykırılık görülmediğinden, buna ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30.maddesinde düzenlenen tahkim usulü zorunlu değildir. Davacının 04/12/2014 tarihinde … plaka sayılı aracın ZMSS sigortacısı olan … A.Ş. aleyhine değer kaybı tazmini talebi UHH ‘ye başvuru üzerine, UHH tarafından bilirkişi raporu için gerekli masraf yatırılmadığı için usulden red kararı verilmiş, başvuru sahibinin itirazı üzerine de İHH itirazın reddine kesin olarak karar vermiştir. Sigorta tahkim dosyasında gerçek kişi taraf olmadığı gibi sonuç itibariyle usulden red kararı verildiğinden müteselsil sorumlu olan davalı işleten aleyhine dava açılmış olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalının Sigorta Tahkim Kurulu kararı gereğince müvekkili aleyhine dava açılmayacağına ilişkin istinaf itirazı yerinde değildir. KTK’nın 85 ve 91. maddelerindeki düzenlemeler gereğince trafik kazası sonucu oluşan maddi zararlardan işleten, sürücü ve trafik sigortacısı zarar görene karşı müteselsilen sorumludur. Zarar gören davacı, TBK’nın 162 ve 163. maddesi gereğince müteselsil sorumluların hepsine karşı dava açabileceği gibi bunlardan sadece birine karşıda tazminat davası açabilir. Davalı … zarara sebebiyet veren … plaka sayılı aracın işleteni olduğuna göre, aleyhine dava açılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından husumete ve zararın sigortadan tazmin edilmesi gerektiğine ilişen istinaf itirazlarının reddi gerekir. 2918 sayılı KTK’nun 109/1. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar” hükmü yer almaktadır.Davaya konu trafik kazası 07/02/2014 tarihinde meydana gelmiş, olayın, maddi hasarlı trafik kazası olması nedeniyle, uzamış ceza zamanaşımı süresinin uygulanmasını gerektirir bir durum bulunmamaktadır. Bu itibarla, davaya konu talepler yönünden 2 yıllık zamanaşımı süresi geçerli olup, davacı tarafça, gerek dava dilekçesi, gerekse ıslah talebine konu ettiği maddi tazminat taleplerinin, 2 yıllık zamanaşımı süresi içinde ileri sürülmesi gerekmektedir.Davacı tarafça, bilirkişi raporu ibrazından sonra 15/12/2017 havale tarihli dilekçe ile davasını ıslah edilerek, aynı tarihte ıslah harcı yatırılmıştır. Islah dilekçesi, davalı … vekiline 18/12/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, … vekili, 22/12/2017 tarihli dilekçe ile ıslah edilen kısım yönünden süresi içerisinde zamanaşımı defiinde bulunulmuştur. Bu durumda, davacının ıslah tarihinin, KTK’nın 109/1. maddesindeki 2 yıllık zamanaşımı süresinden sonra olduğu gözetilerek davalı … yönünden, ıslah yoluyla artırılan kısım bakımından, zamanaşımı nedeniyle red kararı verilmesi gerekirken, talep değerlendirilmeksizin ve gerekçesi de açıklanmadan, ıslah ile artırılan kısım yönünden de (zamanaşımı def’in de bulunan davalı … hakkında) davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Dosya kapsamından hükme esas alınan bilirkişi ek raporunun istinaf talep eden davalı tarafa HMK 281. maddesi gereğince ihtarat içeren tebligat ile tebliğ edildiği halde davalının süresi içerisinde ek rapora itiraz etmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda HMK’nın 281. maddesi çerçevesinde bilirkişi ek raporundaki hesaplama bakımından davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gibi HMK’nın 357/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddialar ve savunmalar dinlemeyeceğinden bilirkişi ek raporunda ki hesaplamaya ilişkin istinaf itirazı değerlendirilmeye alınmamıştır.Bu nedenle; HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :A- Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre:1-Davacının davasının kabulü ile; 6.000,00-TL değer kaybı tazminatının 5.000,00-TL’lik kısmının dava, 1.000,00-TL’lik kısmının ise ıslah tarihi olan 15.12.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (Davalı …, 5.000,00 TL lık kısmından ve dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile sorumlu olacak şekilde) davalılardan müştereken ve müteselselin tahsili ile davacıya verilmesine,-Davalı … açısından ıslaha konu talebin reddine 2-Alınması gereken 341,55-TL harçtan peşin alınan 85,39-TL peşin harcın ve 171,00-TL ıslah harcının mahsubu ile 85,16-TL’nin (Davalı …, 70,95 TL lık kısmından sorumlu olacak şekilde) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yatırılan 85,39-TL peşin harç, 29,20-TL başvuru harcı ve 171,-TL ıslah harcının toplamı olan; 94,30-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 4-Davacı tarafından sarf edilen 1.300,00-TL bilirkişi ücreti ile 341,50-TL posta giderinin toplamı olan 1.641,50-TL yargılama giderinin (Davalı … , 1.367,90 TL lık kısmından sorumlu olacak şekilde) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 6-Avukatlık ücret tarifesine göre, hesaplanan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,7-Avukatlık ücret tarifesine göre, hesaplanan 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’ ya verilmesine,B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ;1-Davalı … tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,2-İstinaf aşamasında davalı … tarafından yapılan 35,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 98,10 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalı … verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.09/02/2021