Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/3883 E. 2018/1790 K. 20.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/3883
KARAR NO : 2018/1790
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 10/07/2018
NUMARASI : 2016/1093 Esas – 2018/658 Karar
DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ: 25/11/2016
KARAR TARİHİ: 20/12/2018
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle davalı …Ş’nin 31/12/2013-31/12/2014 vadeli ZMSS poliçesi ile sigortalı 2 nolu davalının maliki ve davalı …’ın sürücüsü olduğu … plaka sayılı araç ile aynı araca haiz … sayılı yarı römorku park yasağının olduğu yere park etmesi sureti ile sebep olduğu ve – veya neticesini ağırlaştırdığı 08/10/2014 tarihli trafik kazası neticesinde müvekkillerden …’ın oğlu, …’ın eşi.. ve …’ın babası olan …’ın vefat ettiğini, aynı kazada …’ın ağır şekilde yaralandığını, konu hakkında Rize Ağır Ceza Mahkemesinde 2015/86 esas nolu dosya kapsamında koğuşturmanın devam ettiğini, …’ın davacı babası … ve eşi …’ın destekten yoksun kaldığını, aynı trafik kazası neticesinde… plaka sayılı araç sürücüsü davacı…’ın ağır derecede yaralandığını ve kazadan sonra yaklaşık 20 ay civarında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesinde yoğun bakımda kaldığını, kaza gününden bu yana %100 malül olduğundan dolayı çalışamadığını ölümüne kadar başkasının bakım ve yardımına muhtaç olduğunu belirterek kazalı davacı … lehine maluliyeti nedeniyle 2.000,00 TL çalışamama maddi tazminatının, 10.000,00 TL bakıcı giderinin, …’ın ağır yaralanması nedeni ile davacı asil … lehine 25.000,00 TL, anne davacı … lehine 10.000,00 TL ve kardeşler…, … ve dede … lehine ayrı ayrı 5.000,00 TL olmak üzere toplam 50.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki 1 ve 2 nolu davalılardan, maddi ve manevi tazminatın kaza tarihi olan 08.10.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline; ….’ın vefatı nedeni ile müteveffanın babası davacı … için 5.000,00 TL, eşi … için 5.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının tüm davalılardan, beher davacı yararına 10.000,00 TL’den toplam 50.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki 1 ve 2 nolu davalılardan, maddi ve manevi tazminatın kaza tarihi olan 08.10.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacının uyuşmazlığın çözümlenmesi için gerekli belgelerle birlikte müvekkili şirkete başvurması gerektiğini, özel dava şartını yerine getirmeyen davacının talebinin, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedilmesi gerektiğini, … plakalı aracın müvekkil şirkete 31.12.2013-31.12.2014 tarihleri arasında geçerli olmak üzere ZMSS Poliçesi ile sigortalı olduğunu, söz konusu poliçede teminat limitinin kişi başı 268.000,00 TL olduğunu, dosyada kusur tespitinin yapılması gerektiğini, dava öncesinde, ….’ın vefatı sebebi ile müvekkil şirkete başvurulduğunu ve müvekkil şirket tarafından … numaralı hasar dosyasının açıldığını, davacı … için ise müvekkil şirkete başvurulmadığını, …’ın vefatı nedeniyle, 16.03.2015 tarihinde 24.081,77 TL ödeme yapıldığını, hesap raporuna esas alınan kusur oranının %25 olduğunu, davacılar destekten yoksun kalmışlarsa bu zararların uzman bilirkişilerce ayrı ayrı hesap edilmesi gerektiğini, davacının trafik kazası sebebi ile meydana gelmiş bir maluliyetinin varsa oranının, maluliyetin geçici ya da sürekli olup olmadığı açıklığa kavuşturulması gerektiğini, tedavisi tamamen tamamlanan ve kalıcı şekilde malul kalan davacının, bakıma muhtaç olup olmadığı hususunun maluliyet raporu dışında ayrıca alınacak bir bilirkişi raporu ile tespit edilmesi gerektiğini, davacının bakıma muhtaç olduğu kesin şekilde tespit edildikten sonra hesaplamada somut olayın özelliklerinin büyük önem taşıdığını, fiil olarak çalıştırılan bir yardımcı kişi varsa maaşına ilişkin banka dekontları ve SGK kayıtlarının dosyaya sunulması gerektiğini, fiil olarak çalışan bir yardımcı kişi bulunmuyorsa, bakım ihtiyacının kim tarafından yerine getirildiğinin tespit edilmesi gerektiğini, hesaplamada davacıların müterafik kusurlarının dikkate alınması gerektiğini, bu nedenlerle dava şartının yerine getirilmemesi sebebi ile davanın usul yönünden reddine, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde ise, kusur tespiti ve maluliyet oranı tespiti için ATK’dan rapor alınması, davacıların ve dava dışı kimselerin destekten yoksun kalıp kalmadıklarının tespitini, destekten yoksun kalan kimselerin olması halinde alanında uzman bilirkişilerce azami poliçe limitleri ve aktüeryal kurallar gözetilerek hesaplama yapılmasını, yapılan hesap sonucundan müvekkil şirketçe yapılan ödemenin ve güncellenmiş faizinin mahsup edilmesini, davalı taraf aleyhine hüküm kurulmaması halinde, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı … ve ….. Tic. Ltd. Şti. cevap dilekçesinde; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olmasını gerektirecek hiçbir neden bulunmadığını, dava konusu olayın Rize’de meydana geldiğini, müvekkillerden …’ın ikametgahının ve müvekkil şirketin merkezinin Artvin ili Hopa ilçesi olduğunu, bu nedenle davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davanın …’a asaleten açıldığını, vasi tayin edildiğine dair bir bilgiye yer verilmediğini, ehliyetsiz olan davacı ….’e vasi tayin edilmeksizin davanın yürütülmesinin mümkün olmadığını, kazanın oluşumunda araç sürücüsü …’ın hiçbir kusurunun bulunmadığını, …’ ın kazanın oluşumunda yegane kusurlu olduğunu, müvekkilin aracının park ettiği yerin yolun dışında, emniyet şeridinde olduğunu, kaza mahallinde park yasağının olmadığını, talep edilen destek miktarının ölenin değil 3. kişilerin üzerinden doğan dolaylı ve yansıma yoluyla meydana gelen zarar olduğunu, yansıma yoluyla zarar gören destek isteyenlerin destek sağlayan kişinin sahip olduğu haktan fazlasını talep etmelerinin mümkün olmadığını, davacıların murislerinin gelirini somut belgelerle ispatlaması gerektiğini, davacının, çay işletmeleri genel müdürlüğünde işçi olarak çalışırken vefat ettiğini, murislerinin vefatı nedeniyle kendilerine SGK tarafından bağlanan gelirlerin peşin sermaye değerleri ile yapılan ayni ödemelerin, … tarafından vefat nedeniyle yapılan ödemelerin ilgili kurumlardan sorularak tazminattan mahsubunun gerektiğini, diğer davacı …’ın maluliyet oranının adli tıp kurumu tarafından tespit edilmesi gerektiğini, murisin kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olmasından dolayı davacıların manevi tazminat talep etmelerinin mümkün olmadığını, davacı …’ün maluliyeti nedeniyle diğer davacıların manevi tazminat talep etmelerinin yasaya aykırı olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, yetki itirazının kabulü ile HMK’nın 10, 14, 15/2 ve 16. maddeleri gereğince mahkemenin yetkisizliğine, dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine, kararın kesinleştiği tarihten itibaren başlatılmak suretiyle iki hafta içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının yetkili Rize Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevdiine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine dair karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Davacı tarafın istinaf başvurusu yetkisizlik kararının usul ve yasaya aykırı olduğu yönüne ilişkindir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 16. maddesine göre, haksız fiilden doğan davalarda haksız fiilin işlendiği ve zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yerinin yetkili olduğu özel olarak düzenleme altına alınmıştır.
Bir davada davalı sayısı birden fazla ise dava bunlardan birisinin ikametgahı mahkemesinde açılabileceği HMK m. 7/1. maddesinde belirtilmiştir.
Bunun yanında 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesi ile ZMSS Genel Şartlarının C.7. maddesinde, motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davaların, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabileceği hükme bağlanmıştır.
Dosya kapsamına göre; davacıların yerleşim yerinin bulunduğu Avcılar’daki adresin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı sınırlarında bulunan Küçükçekmece, davalı işleten ve sürücünün yerleşim yerinin Hopa, olay yerinin ise Rize adli yargı sınırlarında olduğu, davalı işleten ve sürücü vekilinin süresinde yetki itirazında bulunması üzerine mahkemece yetkisizlik kararı verildiği görülmekte ise de varılan sonuç HMK., KTK. ve ZMSS Genel Şartlarındaki düzenlemelere aykırı olmuştur.
Davacı zarar görenlerin yerleşim yerleri olan Avcılar’ın bulunduğu Küçükçekmece ilçesinin HSYK’nun 23.10.2008 tarih ve 360 sayılı kararı uyarınca Bakırköy Ticaret Mahkemesi’nin görev-yetki alanı içerisinde bulunduğu gibi davalı işletenin zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketi olan davalı …nin de Bakırköy’de bölge müdürlüğünün bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davacıların yerleşim yerinin bağlı bulunduğu ve aynı zamanda sigortacının bir acenteden daha yetkili organı olan Bakırköy Bölge Müdürlüğünün bulunduğu Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açıldığı gözetilerek yetki itirazının reddi ile işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli görülmediğinden, davacı tarafın istinaf isteminin kabulü ile kararın HMK’nın 353/1-a/3. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, istinaf istemine konu Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/07/2018 tarih, 2016/1093 Esas ve 2018/658 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a/3. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, yargılamanın devamı için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davacıların istinaf başvurusu kabul edildiğinden yatırılan istinaf karar harcının ilk derece mahkemesi tarafından talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının Hazineye gelir kaydına,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Davacılar tarafından yatırılan istinaf gider avansından kullanılmayan kısmın kendisine iadesine,
7-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/12/2018.