Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/3869 E. 2020/3911 K. 11.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/3869
KARAR NO : 2020/3911
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 30/03/2018
NUMARASI : 2016/67 Esas – 2018/260 Karar
DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 11/11/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … plaka sayılı aracını 15/10/2015 tarihinde 105.000,00 TL bedelle satın aldığını, aldığı tarihte davalı şirkete 110.241,00 TL bedelle kasko yaptırıldığını, müvekkilinin evindeki hırsızlık olayında arabasının anahtarları ve arabasının çalındığını, durumun hemen davalı şirkete bildirildiğini, aracın 30 günlük sürede bulunmadığını fakat davalının kasko sözleşmesi kapsamındaki teminatı müvekkiline ödemediğini, davalıya ihtarname çektiklerini buna rağmen ödemenin yapılmadığını, 30 günlük süreden sonra ikame aracın da süresinin bitmesi ile müvekkilinin araç kiraladığını ifadeyle 105.000,00 TL nın davalıdan faizi ile birlikte tahsili ile müvekkiline ödenmesini talep etmiş, ıslah ile talebinin 108.000,00 TL ye çıkarmıştır.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının başvurusu üzerine hasar dosyasının açıldığını, aracın çalınma günündeki değeri ödenir hükmünden hareket ederek rayiç araştırmasına girildiğini, bulunan rakam ile davacının talep ettiği arasında önemli miktarda fark olduğundan anlaşma sağlanamadığını, davacının yedek anahtarları ibraz etmediğini yedek anahtarların çalındığı gibi bir ifadesininde bulunmadığı ifadeyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulü ile 108.000,00 TL tazminatın (Beyoğlu .. Noterliğinin 31/12/2015 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesinde verilen 3 günlük süre ve ihtarnamenin 04/01/2016 tarihinde tebliğ edildiği de dikkate alınarak) 08/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Sigortalı araç üzerinde …Bankası Esenler Şubesinin rehin kaydı bulunduğunu, davayı açma hakkının dain mürtehin sahibi bankada olduğunu, bankanın muvafakat vermesi halinde davacının dava açma hakkı söz konusu olabileceğinden ve huzurdaki dosyada bu muvafakat alınmamış olduğundan, davacının dava açma hakkı olmadığını, fahiş hesaplamaya yönelik bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmadığını, dava konusu.. . plakalı aracın Tatvan Şehit Polis Mehmet Işık Polis Merkezi Amirliğince bulunduğu ve davanın konusuz kaldığı bildirilmiş olmasına rağmen mahkemece dikkate alınmadığı ve davanın kabulüne karar verildiğini ifadeyle kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, çalınan aracın bedelinin tazmini istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Davanın açıldığı mahkemenin uyuşmazlığın çözümü bakımından görevli olması HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartı olup bu husus aynı kanunun 115/1. maddesi uyarınca resen gözetilir. 28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde Kanun’un kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” biçiminde tanımlanmıştır.6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83.maddesinde de taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.Bir hukuki işlemin 6502 sayılı kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.Somut olayda; davacı ile davalı arasında genişletilmiş kasko sigortası sözleşmesi bulunmasına, davanın 6502 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra açılmasına ve sigortalı aracın hususi araç olmasına göre davacının bu hukuki işlem içerisinde tüketici konumunda olduğu, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin de tüketici işlemi olduğu anlaşılmaktadır.Bu bakımdan uyuşmazlık, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davalı sigorta şirketine karşı açılan davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. O halde mahkemece, dava şartı (görev) eksikliği nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın esasına ilişkin karar verilmesi usul ve yasaya uygun görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/3. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda belirtilen esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1-a/3. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,
4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,
5-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine,
6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin mahkemece yeniden yapılacak yargılamada verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.11/11/2020