Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/3864 E. 2018/1699 K. 13.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/3864
KARAR NO : 2018/1699
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 14/08/2018
NUMARASI : 2018/5643 D.İş Esas – 2018/5643 D.İş Karar
(İtiraz Hakem Heyeti’nin 12/07/2018 tarih 2018/İHK-5688 )
DAVA : Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/12/2018
İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/5643 D.İş Esas ve 2018/5643 D.İş Karar sayılı kararı ile saklanmasına karar verilen Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti’nin 12/07/2018 tarih 2018/İHK-5688 Karar sayılı dosyası kapsamında verilen karara karşı, istinaf yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili başvuru dilekçesinde özetle; davalı tarafça kasko poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı aracın 29/08/2014 tarihinde karıştığı kaza sonucu, bu araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin en az %20 oranında sakat kaldığını, kazanın meydana gelişinde müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, kaza nedeniyle müvekkilinin manevi olarak zarara uğradığını iddia ederek, fazlaya ait alacak ile munzam zarardan doğan alacak haklarının saklı tutulması kaydıyla, 100.000,00 TL manevi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili nezdinde kasko poliçesi ile sigortalı olduğunu, manevi tazminat teminat limitinin 100.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, manevi tazminatın, maddi tazminatı tamamlayıcı ve zarar vereni caydırıcı bir işlev görebilmesi gerektiğini, kusur derecesinin dikkate alınması gerektiğini, zarar görenin ve zarar verenin kişilikleri ile sosyal ve ekonomik durumlarının gözetilmesi gerektiğini, kusur ve sorumluluğun ispatlanamaması halinde istemin reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti, başvurunun kısmen kabulü ile, 10.000,00 TL manevi tazminatın 30/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak başvuru sahibine ödenmesine, 90.000,00 TL’lik talebin reddine karar vermiş, başvuru sahibi tarafından Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyeti, başvuru sahibinin itirazının kabulüne, Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına, başvuru sahibinin talebinin kısmen kabulü ile, 25.000,00 TL manevi tazminatın 30/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı başvuru sahibine verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermiştir. Davacı vekili, %20 oranındaki sürekli sakatlığa karşılık 25.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin hakkaniyete uygun olmadığını, hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğunu iddia ederek, istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu, HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İtiraz Hakem Heyeti’nce verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu ve davalı tarafça kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı aracın karıştığı kaza sonucu, davacının yaralandığı ve %20 oranında maluliyete uğradığı bu nedenle manevi tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmıştır. TBK’nın “Manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, ” Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. “TBK’nın 56/1. maddesi gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir.Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Dosyadaki deliller ve İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, davacı lehine verilen manevi tazminat miktarının, manevi tazminat müessesinin amacına, dosya kapsamına, usul ve yasaya ve de hakkaniyete uygun olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle; HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-6728 sayılı Yasa’nın 36.maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,
3-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine,
4- İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde verilecek bir dilekçe ile Yargıtay yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 13/12/2018