Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/3860 E. 2020/3909 K. 11.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/3860
KARAR NO : 2020/3909
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 29/03/2018
NUMARASI : 2015/1233 Esas 2018/334 Karar
DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
KARAR TARİHİ: 11/11/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; 18/11/2012 günü meydana gelen trafik kazasında … plakalı araçta yolcu olan … öldüğünü, aracın Karayolu Taşıma Kanunu kapsamında zorunlu taşımacılık sigortasının yaptırılması gereken bir araç olduğundan varisleri tarafından aracın zorunlu taşımacılık sigortasının yapılmaması nedeniyle …na başvurulduğunu, … tarafından aracın zorunlu taşımacılık sigortası kapsamına girmediği gerekçesiyle taleplerinin reddedildiğini, aynı şekilde bu kez davacı şirkete başvurulduğunu, davacı şirketçe de talebin reddedildiğini, bunun üzerine muhatabın davacı şirket aleyhine Sigorta Tahkim Komisyonunda 2013/1954.61 sayılı davayı açtığını, aleyhlerine verilen kararın, Erzurum …. İcra Müdürlüğü’ nün … E. nolu dosyasıyla takibi konduğunu ve bu dosyaya 97.795,00 TL ödediklerini, Sigorta Tahkim Komisyonunun 16/09/2015 tarih ve 2015/18-K sayılı yeni kararı ile Yargıtay’ın mezkur bozma kararına uygun olarak karar verdiğini ve bu kararın itiraza uğramayarak kesinleştiğini, Yargıtay Bozma ilamı çerçevesinde cebri icra tehdidi altında ödedikleri tazminatların sorumluluğunun davalıda olması nedeniyle, davalıya başvurulduğunu, davalı tarafından Yargıtay kararının aksine bu taşımanın şehirlerarası yolculuk kapsamında olmadığı gerekçesiyle başvurunun kabul edilmediğini belirterek 97.795,00 TL’nin 31/12/2015 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı kurumun Sigortacılık Kanunu’nun 14. Maddesine göre kurulduğunu, yasada belirtilen nedenlerle ödeme yaptığı ödemeler için zarara neden olanlara (aracın işletenine, sürücüsüne, diğer sorumlulara ve mirasçılarına) rücu etme hakkının tanındığını, Sigorta Tahkim Komisyonunun Yargıtay’ın bozma kararına uyarak kesin karar vermiş olsa dahi bu kesinleşmenin o davaya ilişkin olduğunu, huzurdaki rücu davasında yani borçlular arasındaki iç ilişkide bir anlam taşımadığını, sorumlu olsalar dahi davacı şirket ile davalı kurum arasındaki ilişkinin yasadan kaynaklanan müteselsil sorumluluk ilişkisi olacağını, açıklanan nedenlerle ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatları doğrultusunda sorumluluk davası ile rücu davasının taraflarının ve hukuki temellerinin farklı olması nedeniyle huzurdaki dava açısından ortada kesin bir hüküm bulunmadığını, bu nedenle yeni değerlendirmeler ve tespitler yapılması gerektiğini, kazaya karışan … plakalı aracın zorunlu karayolları taşımacılık mali sorumluluk sigortası (ZKTMS) yaptırma zorunluluğunun bulunmadığını, ZKTMS sigortasının kapsamının 4925 Sayılı Yasayla belirlendiğini, il sınırları içindeki taşımalar ile 100 Km’ye kadar olan şehirlerarası taşımalara ilişkin ruhsat verilme aşamasında ZKTMS poliçesinin talep edilmesi, ruhsat prosedürüne taalluk etmekte olduğunu, bu hususla ilgili kurumlarca talep edilen sigortaların zorunlu sigorta olarak değerlendirilmesine olanak vermediğini, amaçlanan hususun 4925 Sayılı Karayolları Taşıma Kanununda belirtilen zorunluluklar çerçevesinde alınması gereken sigorta güvencesi değil sadece taşıma yapılacak araç için verilecek ruhsat açısından istenen belgelerin tamamlanması olduğunu, … plakalı aracın kaza anında ticari amaçla taşımacılık yaptığının kabulü halinde dahi davalı kuruma aracın ZKTMS sigortasının olmadığından bahisle husumet yöneltilemeyeceğini, zira il sınırları ile 100 Km’ ye kadar şehirler arası yolcu taşımacılığıyla ilgili düzenlemeye yasada yer verilmediğini, bu hususun belediye sınırları içinde belediyelere bırakıldığını, somut olayda … plakalı aracın Erzurum’dan ilçesi olan …’a yolcu taşıdığını, bunun il içi yolcu taşımacılığı olduğunu, dolayısıyla dava konusu yolcuğunun ZKTMSS kapsamında olmadığını, bu nedenle davalı kurumun sorumluluğunun doğmadığını, kusur oranlarının tespit edilmesi gerektiğini, destekten yoksun kalma hesabının uzman bilirkişiler tarafından yapılması gerektiğini, …nın sorumluluğunun poliçedeki teminatla sınırlı olduğunu, davacının avans faizi talebinin haksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacının davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile; 92.614,30 TL’nin dava tarihi olan 25/12/2015 tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; trafik kazasına karışan … plakalı araç ile yapıldığı iddia edilen taşımacılığın Erzurum’un ilçesi olan …’dan Erzurum il …ine yapılmakta olduğunu, kalkış ve varış noktalarından da anlaşılacağı üzere bu taşımacılığının il içi yolcu taşımacılığı olduğunu, il içerisinde yapılan taşımacılıkta kullanılan araçlar için ZKTMMS yaptırma zorunluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin tazminat yükümlülüğünün doğabilmesi için ya kanun ile zorunlu sigortaların öngörülmüş olunması ya da bakanlar kurulu kararı ile zorunlu sigortanın bulunmasının öngörülmüş olması gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini, sıralı sorumluluk ilkesinin müvekkiline karşı ancak sigorta poliçelerinin bulunması durumunda uygulanabileceğini, aksi halde uygulanamayacağını, buna ilişkin Yargıtay kararlarının mevcut olduğunu, aynı olay nedeni ile açılan İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi doyasının temyiz aşamasında olduğunu, temyiz sonucunu beklemeden karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda: Dava, davacı … şirketi tarafından ödenen trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatının davalı … Hesabından rücuen tazmini istemine ilişkindir.4925 Sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca taşımacılar, yolcuya gelebilecek bedeni zararlar için bu Kanun’un 17. maddesinde düzenlenen sorumluluklarını sigorta ettirmek zorundadırlar. Anılan Kanunun 19/son ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.8. maddeleri hükümlerine göre, meydana gelen zarar öncelikle taşımacının sorumluluk sigortasından karşılanır. Ancak bu sigortanın hiç yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu sigorta teminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısım için, sırasıyla zorunlu mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulur.Öncelikle belirtmek gerekir ki 4925 sayılı Kanun’un 17, 18 ve 19 uncu maddeleri 26/04/2016 günlü Resmi Gazetede yayınlanan 6704 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılmıştır. Bu maddeler, Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortasını düzenlemektedir. Ancak anılan maddeler zararlandırıcı olayın meydana geldiği 18/11/2012 tarihinde yürürlüktedir ve bu nedenle eldeki uyuşmazlıkta uygulanmaları gerekir. Aynı olay nedeniyle Güzel Karapınar (kendine asaleten çocukları … velayeten) davalı …. aleyhine desteğin ölümü nedeni ile destekten yoksun kalma tazminat talebi üzerine Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti 14/03/2010 tarih, K-2013/2077 sayılı kararı ile tazminat talebinin kabulüne karar verilmiş, bu kararın temyizi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2014/7371 Esas ve 2014/19410 Karar sayılı ilamı ile “…Mahkemece yargılama aşamasında minibüsün yolcu taşımacılığı yapmasına rağmen zorunlu karayolu taşımacılığı mali sorumluluk sigorta poliçesinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu halde, bu sigorta yerine … Yönetmeliği’nin 9/1-b maddesine göre rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dahilinde zorunlu sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için …na başvurulabilir hükmü gereğince …na rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan zorunlu karayolu taşımacılığı mali sorumluluk sigortası poliçe limitleri dahilinde başvurulabileceğinin kabulü gerekir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. Aynı olay nedeniyle açılan ve eldeki dava bakımından kuvvetli delil niteliğinde bulunan, İstanbul (Kapatılan) Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18/11/2013 tarih ve 2013/293 E. 2013/293 K. sayılı kararı ile saklanmasına karar verilen Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetinin 14/03/2010 tarih, K-2013/2077 sayılı kararı hakkında verilen Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 25/12/2014 tarih, 2014/7371 Esas ve 2014/19410 Karar sayılı ilamı ile de vurgulandığı üzere desteğin yolcu olarak bulunduğu minibüsün yolcu taşımacılığı yapmasına rağmen zorunlu karayolu taşımacılığı mali sorumluluk sigorta poliçesinin bulunmadığı anlaşıldığından … Yönetmeliği’nin 9/1-b maddesine gereğince …na rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan zorunlu karayolu taşımacılığı mali sorumluluk sigortası poliçe limitleri dahilinde başvurulabileceğinden davalı … vekilinin bu yöne değinen istinaf itirazı yerinde değildir.Dosya incelendiğinde; dava dışı … (kendine asaleten çocukları … velayeten) tarafından davalı …. aleyhine desteğin ölümü nedeni ile destekten yoksun kalma tazminat talebi ile Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetine başvuru yapılması üzerine Uyuşmazlık Hakem Heyetinin 14/03/2010 tarih, K-2013/2077 sayılı kararı ile “davacı eş … için 57.896,40 TL … için 1.592,73 TL. … için 6.131,35 TL … için 9.074,17 TL tazminatın davalıdan tahsiline” karar verildiği, bu kararın başvuru sahipleri tarafından Erzurum … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibine konulduğu, davacı … tarafından icra dosyasına 97.795,00 TL ödeme yapıldığı ancak kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 25/12/2014 tarih, 2014/7371 Esas ve 2014/19410 Karar sayılı ilamı ile davacılardan … için verilen karar miktar yönünden kesin olduğundan temyiz isteminin reddine, davacı … yönelik temyiz itirazının kabulüne ve …na rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan zorunlu karayolu taşımacılığı mali sorumluluk sigortası poliçe limitleri dahilinde başvurulabileceğinin kabulü gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiş, bozma sonrasında Uyuşmazlık Hakem Heyeti 16/09/2015 tarih, K-2015/18 sayılı kararı ile karar vermiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 25/12/2014 tarih, 2014/7371 Esas ve 2014/19410 Karar sayılı ilamı ile vurgulandığı üzere müteveffanın ölümü ile hak sahiplerine ödenen tazminattan davalı … Hesabının sorumlu olduğunun anlaşılmasına göre davacının davalıya rücu edebileceğinin kabulü gerekir. Ne var ki İlk Derece Mahkemesince yapılan araştırma ve alınan bilirkişi raporu karar vermeye yeterli değildir.O halde yapılması gereken davacı … Şirketi tarafından destek …’ın ölümü nedeniyle hak sahibi olan eş ve çocuklarına yapılan ödeme için sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre gerçekte tazminattan sorumlu olan davalı … Hesabına rücu edebileceğinden Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti dosyası getirtilerek Yargıtay bozması sonrasında Uyuşmazlık Hakem Heyetince verilen kararın kesinleşip kesinleşmediğinin denetlenmesi, aktüer bilirkişiden dava dışı destekten yoksun kalan anne … ile çocuklar … ödenecek destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması ve davacının hak sahiplerine yaptığı ödeme tarihine göre asıl alacak (varsa vekalet ücreti ve yargılama giderleri de dahil), işlemiş faiz, icra harç ve giderleri konusunda rücu edilebilecek tazminat miktarının hesaplanması için denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, 7-İİK’nın 36/5. maddesi uyarınca, istinaf sonucuna göre … tarafından tehiri icra talebi kapsamında icra dosyasına sunulan,… Bankası A.Ş. Şubesinin 26/07/2018 tarih ve … numaralı 170.000,00 TL bedelli teminat mektubunun davalı …’na iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.11/11/2020