Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/3857 E. 2020/3948 K. 19.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/3857
KARAR NO: 2020/3948
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 26/06/2018
NUMARASI: 2016/508 Esas – 2018/826 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 19/11/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 08/09/2013 tarihinde … sevk ve idaresindeki davalı şirkete sigortalı … plakalı araç ile kaza yapması sonucu yaralandığını ve sakat kaldığını, kazada davacının bir kusuru bulunmadığını, kaza sebebiyle Tarsus C.Başsavcılığının 2013/10435 soruşturma sayılı dosyasından ceza takibatı yapıldığını, davacının kaza sonrası Tarsus Devlet Hastanesinde tedavi gördüğünü, bu nedenlerle kusur, maluliyet, tazminat ve tüm diğer haklarında fazla, üst ve sair hakları saklı kalması kaydıyla 4.000 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren ticari faizi olmaması halinde mevduata uygulanan en yüksek faizi, olmaması halinde yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın 01/08/2013 başlangıç-01/08/2014 .bitiş tarihleri arasında geçerli olmak üzere Zorunlu Mali Mesuliyet Trafik Sigorta Poliçesi ile … adına maluliyet halinde kaza tarihi itibarı ile şahıs başına 250.000 TL azami sorumluluk hadleri ile davalı şirkete sigortalı olduğunu, söz konusu maddi tazminat miktarının davalı sigorta şirketinin işbu poliçeden doğan sorumluluğunun üst limiti olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu düşünülse bile işbu sorumluluğunun Karayolları Trafik Kanununun 85/1 ve Trafik Poliçesi Genel Şartlarının 1.maddesinden doğan kusur oranında ve poliçe limiti ile sınırlı sorumluluk olduğunu, öncelikle ATK’dan davacının maluliyet oranı konusunda rapor alınması, daha sonra kusur oranlarının belirlenmesi, sonrasında maddi tazminat miktarının tespiti gerektiğini, maluliyet oranının tespitinde meydana gelen sakatlığın kalıcı hale gelip gelmediğinin de tespit edilmesi gerektiğini, olay haksız fiilden ibaret olup davanın da haksız fiil esasına dayandığını, davacı ile davalı sigorta şirketi arasında herhangi bir ticari ilişkide bulunmadığını, bu gibi hallerde 3.kişilerin uğrayacakları maddi zararlar için ticari yahut avans faizine değil yasal faize hükmedilmesi gerektiğini ,davalı şirketin ancak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu tutulabileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme tarafından yapılan yargılamada; “Davanın kabulü ile 10.322,64 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,” karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkeme tarafından eksik araştırma ile hüküm kurulduğunu, davacının SGK’dan aldığı geçici iş göremezlik ödemesinin mevcut olduğunu, davacı motosiklete eşi ve 2 çocuğuyla birlikte yolculuk ettiğini, hesaplanan tazminattan istiap haddi aşımı indirimi yapılması gerektiğini, müvekkili sigorta şirketi aleyhine avans faizi uygulanmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaramalı trafik kazasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Davalı taraf cevap dilekçesi ile araç istiap haddini aşacak biçimde yolcu taşıması nedeniyle müterafik kusurlu olduğunu ve zararı ağırlaştırdığını ifade etmiş, mahkeme tarafından bu hususta herhangi bir inceleme ve irdeleme yapılmamıştır. Somut olayda; davacılardan …’in sevk ve idaresinde bulunan aracın niteliği ve kapasitesine göre, istiap haddini aşacak biçimde yolcu taşıyıp taşımadığı ve bu durumun zararın doğumu ya da artmasında etkili olup olmadığının, gerektiğinde uzman bilirkişiden rapor da alınarak irdelenmesi; istiap haddi aşımı hususlarının tespiti halinde, TBK’nın 52. maddesi uyarınca maddi tazminattan makul oranda hakkaniyete uygun indirim gerekip gerekmediğinin hükümde tartışılması, ondan sonra varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2015/10460 Esas ve 2018/5519 Karar sayılı kararı). Dosya kapsamında davaya konu trafik kazasının davacı yönünden trafik iş kazası olup olmadığı, davacıya SGK tarafından iş kazısı nedeni ile sürekli iş göremezlik geliri bağlanıp bağlanmadığı, bağlandı ise ilk peşin sermaye değerinin rücuya tabi olup olmadığının saptanmadan tazminat hesabı yapılması doğru olmamıştır. Mahkemece davalı vekilinin sunduğu SGK borç bildirim belgesi ve ödeme belgesi eklenerek SGK’dan davacıya rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı, yapıldı ise yapılan ödemenin davalı sigorta şirketine rücu edilip edilmediğinin saptanması gerekmektedir. Davaya konu trafik kazasına sebep olan davalı Sigorta şirketine trafik sigortalı … plakalı dava dışı … adına kayıtlı araca ait ruhsat bilgilerine göre kullanım şekli yük nakli-hususi yazmaktadır. Bu durumda kazaya sebebiyet veren sigortalı araç, ticari olmadığından İlk Derece Mahkemesince kabul edilen maddi tazminat bakımından temerrüt faizi olarak yasal faiz yerine avans faize hükmedilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, 7- İİK’nın 36/5. maddesi uyarınca, istinaf sonucuna göre davalı … Sigorta A.Ş. tarafından tehiri icra talebi kapsamında icra dosyasına sunulan, … Bankası / Çarşı-Mersın 05/09/2018 tarih ve … numaralı 23.000,00 TL bedelli teminat mektubunun davalı … Sigorta A.Ş.’ye iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.19/11/2020