Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/3852 E. 2020/3908 K. 11.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/3852
KARAR NO: 2020/3908
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 24/04/2018
NUMARASI: 2017/42 Esas – 2018/381 Karar
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 11/11/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı araç park halinde iken davalı …’in havuz bölümü çatı malzemelerinin yerinden çıkarak sigortalı aracın üzerine düşmesi sonucu araçta maddi hasar meydana geldiğini, dava konusu hasarın, davalı otel yönetiminin gerekli bakım ve onarımı yapmamış olması nedeniyle çatı malzemelerinin yerinden çıkması neticesinde meydana geldiğini, olay günü davalı otel müdürü …’nın da imzasının bulunduğu tutanak ile de sabit olduğunu, müvekkil şirkete hasar ihbarına müteakip yaptırılan ekspertiz raporuna istinaden 13.03.2015 tarihinde 11.488,24 TL nin hak sahibine ödendiğini ifadeyle; fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydıyla, rucüen tazminat alacağı olan 11.488,24 TL.nin ödeme tarihi olan 13.03.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile, yargılama harç ve giderleri, vekâlet ücreti ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkilinin, Uludağ 2. Gelişim Bölgesi kapsamında 19.06.1997 tarih ve 6774 sayılı 4 Yıldızlı otel işletme belgesi ile …” isimli Oteli işletmekte olduğu, otelin kapalı ve açık otoparkı mevcut olup, yer müsaittik durumuna göre otel müşterilerinin araçları bu otoparklarda muhafaza edildiği, davacı … şirketinin hasar bedelini ödediği aracın da olay anında müvekkiline ait otel otoparkında bulunduğu, 01.02.2015 tarihinde Bursa’da ulusal basına da yansıyan ve çok sayıda hasarlı, çeşitli yaralamalı ve ölümlü kazalara sebebiyet veren, saatteki hızı 130 km’ye kadar çıkan şiddetli bir lodos meydana geldiği, bu lodos felaketinde Bursa’da pekçok ev ve iş yerinin hasar gördüğü, yapımı süren Stadyum inşaatındaki vincin şiddetli rüzgâra dayanamayıp devrildiği ve 2 kişinin ölümüne sebebiyet verdiği, davacı … şirketinin hasar ödemesinde bulunduğu aracın da, diğer otel müşterilerinin bir kısmının aracı gibi söz konusu bu lodos sırasında çatıdan uçan malzemeler nedeni ile hasar aldığını ifadeyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın reddine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; … plakalı araç park halinde iken davalı …’in havuz bölümü çatı malzemelerinin fırtınayla yerinden çıkarak sigortalı aracın üzerine düşmesi sonucu araçta maddi hasar meydana geldiğini, mücbir sebep bulunmadığını, davalıya ait otelin çatısının yeteri kadar bakımlı ve düzenli onarım gören bir çatı olsaydı hasarın bu boyutta olmayacağını, yerel mahkeme tarafından makine mühendisi bilirkişi tarafından meteoroloji konusunda değerlendirme yapılamayacağına yönelik itirazlarının değerlendirilmeden hüküm kurulduğunu, raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığını beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, rücuen tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/k bendinde ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi “tüketici”, 3/ı bendinde ise mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem “tüketici işlemi” olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa’nın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. HMK’nın 1. maddesinde de görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir. Davacı sigortacı, sigorta bedelini sigortalısına ödedikten sonra TTK’nin 1301. ve 1472. maddesindeki yasal halefiyet hükümleri uyarınca, sigorta ettirenin yerine geçmek suretiyle eldeki davayı açmıştır. Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davalarında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22.03.1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı (03.07.1944 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında “sigortacının halefiyete dayalı açtığı davanın aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesi benimsenmiştir. Davacı ve davalı tacir olmakla birlikte davacının sigortalısı gerçek kişi olup sigorta sözleşmesine konu araçta ticari vasıfta olmadığından açılan dava TTK’nın 4/1. maddesinde açıklandığı şekilde ticari dava niteliğinde değildir. Dava dışı sigortalı gerçek kişi, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3.maddesinin k bendi kapsamında tüketici olduğundan ihtilafın çözümünde Tüketici Mahkemesi görevli olmakla, ilk derece mahkemesince davaya bakmaya Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken bu husus gözetilmeksizin esastan karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/3. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda belirtilen esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1-a/3. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine, 6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin mahkemece yeniden yapılacak yargılamada verilecek kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.11/11/2020